Eren Şişik
Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu (KTFF) ile Kıbrıs Futbol Federasyonu (KOP) arasında geçtiğimiz Salı günü FIFA Genel Merkezi’nde gerçekleşen tarihi toplantıyı yakından takip etmek için Pazartesi günü Zürih’teydik.
Bu önemli toplantı için üç gün kaldığımız İsviçre’nin bu güzel şehri için Avrupa’daki “Medeniyetin Başkenti” yorumununun yapıldığını yakından gözlemleme fırsatı yakaladık. Kaldığımız süre boyunca soğuk havanın hakim olduğu ve yağışın eksik olmadığı Zürih’te iki federasyon arasında FIFA ve UEFA başkanlarının şahitliği ile imzaladığı geçici metin, belki de ilerisi için umutların yeşermesi için önemli bir mihenk taşı olmuştur.
HUZUR VE SESSİZLİK HAKİM
Bu önemli toplantıdan ayrı olarak Zürih’i ele aldığımızda Limmat Nehri ile iç içe olan bu şehirde yaş ortalaması yüksek bir nüfus ikamet ediyor. Halen para birimi olarak İsviçre Frangı’nın kullanılmasına rağmen Euro’nun da geçerli olduğu, huzurun ve sessizliğin hakim olduğu güzel bir şehir. Toplu taşımacılığın özellikle ucuz tren ulaşımı ile sağlandığı, buna nazaran taksilerin daha pahalı olduğu Zürih’te düzenlenmiş altyapı sayesinde sokaklarda ne bir yağmur suyu birikintisi ne de ıslanmış bir insan görebiliyorsunuz.
DÜZENLİ BİR YAŞAM
Tarihi binaların yeniden restore edilip, şehre ayrı bir hava kattığını söylememiz mümkün. Zira şehirde yaşayan insanlar da düzenli bir hayata sahip ve tarihi eserlerin korunmuş olduğunu görüyoruz. Yeme içme açısından pahalı bir şehir olan Zürih’te restoranlardaki et yemeklerinin lezzeti dikkatimizi çekerken, barlarda insanların futbol müsabakalarını dahi sessizlik içerisinde seyretmesi ayrı bir bilgi olarak notlarımız arasında yer alıyor.
EL YAPIMI ÇUKULATALAR
İsviçre denince akla gelen ilk şeylerden bir tanesi de çukulata. Ülke çukulatalarının dünya çapında kazandığı üne yakından tanıklık etme şansı yakalıyoruz. Zira bu çukulatalar dükkanlarda el yapımı olarak üretilmekte ve tüketicilere sunulmakta. Lezzeti tartışılmayan bu çukulatalar için hayatımda yediğim en güzel çukulatalar tabirini kullanırsam yanlış birşey söylemiş olmam.
GAZETE VE KİTAP KÜLTÜRÜ
Tüm dünyada teknoloji ürünlerinin gelişimi ile gazete ve kitap kültürünün yok olacağı söylense de bu Zürih için geçerli değil. Toplu taşıma araçlarında, özellikle trenlerde insanların ellerinde gazete ve kitapları ile seyahat ettiğine tanıklık ettik. Herkes gazete kültürü bitti derken “Medeniyetin başkenti”nde belki de 100 insandan 40’ı gazetesinden ve kitabından vazgeçmediğini gözlemliyoruz.
ZÜRİH’İ GÖRMENİN MUTLULUĞU
FIFA Genel Merkezi’ne 100 metre uzaklıkta kaldığımız Dolder Waldhaus Otel’in kalitesi, personelin bizlere yaklaşımı ile güzel bir 3 gün geçirdikten sonra Çarşamba günü hem ülke futbolu için atılmış önemli bir adımı yakından takip etmenin, hem de Avrupa’nın önemli bir şehrini dünya gözü ile görmenin mutluluğu ile adaya geri döndük.