Meğer…

Cenk Mutluyakalı

Meğer bu dönemde neler kaybetmişiz şimdi birer birer ortaya çıkıyor.
Avrupa Birliği, Covid-19 sürecinde mali kaynak yaratmış, “doktor ya da hemşire istihdam ediniz, biz ödeyelim” demiş.

Hani her fırsatta “kaynak yok” diyen hükümetimiz bunu başaramamış.

***


Derdim “kim haklı, kim haksız” değil.
Yönetim başarısını “çözüm üretmek” üzerinden okurum.
Yoksa gerisi kolaydır.
Milyon bahane üretirsiniz.
 

***

Bakanlar Kurulu’ndan karar dahi çıkmıştı hâlbuki…
İstihdam yapılacaktı.
Olmadı.
Çünkü “partizan istihdam” istenmiş.

Yine “kibir” girmiş devreye, yine “basit” hesaplar.
“Kim alacak, nasıl alacak, nereden alacak?”

***
 

Bir de “fon” meselesi var.

Dr. Sıla Usar da Meclis’te defalarca çağrı yapmıştı.
Şimdi Tabipler Birliği Başkanı yeniden gündeme getirdi.
“Sağlık Fonu'ndaki para niye kullanılmıyor?”

Yenile öğreniyoruz ki bu para Girne Hastanesi için ayrılmış.
En öncelikli ihtiyaç bir Pandemi Hastanesi değil miydi?

30 - 40 milyon lira bu toplumun cebinden en zor günlerde kullanılmak üzere çıkmışsa eğer, bunu, en acil ihtiyaç için harcamaz mısınız?
Pandemi Hastanesi yapılmış olsaydı, şimdi çok daha cesur “açılımlar” yapabilecektik.

***

Girne'deki yeni hastane dosyası ayrı bir “muamma” tabii!
Çünkü bu bina "devlete olan sigorta borçlarına" karşılık alındı.
Bir baktık, geçen hafta yeni bir Bakanlar Kurulu kararı yayınlandı.
Hastane arazisinin “yarısı” yeniden üniversiteye geri kiralandı.

Hem de geçmiş “kira borcu” hükümetçe üstlenilerek.
 

***

Yeni öğrendiklerimiz bu kadar da değil…
Meğer güneyden teklif gelmiş, "Kıbrıs Genetik Laboratuvarı’nda Kıbrıslı Türkler için de PCR testi yapabiliriz" diye.
Yanıt bile vermemişiz.

Böylesi zamanlarda bu adanın imkânlarını ortak kullanmak ayıp mı?
PCR testi yapılacaktı, çok daha fazla…
30 bin testin ancak 5 bini PCR şimdi!
İmkan da var, merkez de…
Niyet yok bizimkilerde…

***


Derdim “kötülemek” değil…
Çok fazla plansızlık var, çok fazla dağınıklık...
Şeffaflık hiç yok.

***

Sahi ne oldu, kuzeye dair Covid-19 raporu nihayet yazılabildi mi?