Uzun zamandır, halkın içinde bulunduğu sorunlar, bir türlü çözülemiyor. Varsa, yoksa Kurultay işleri ve koltuk kavgaları. halkın sorunları günden güne artarak çığ gibi büyümüştür.
Bugünkü yazımda, son dönemde ülkemizde yaşanan ve halkın mağdur olduğu sorunlara değineceğim.Başta ekonomide, sağlıkta, tarımda, hayvancılıkta, eğitimde, elektrikte halkımız iyi hizmet alamıyor ve üreticiler mağdur olmuş durumdadır.
Öncelikle belirtmeliyim ki, Ülkemizdeki bir üniversitede yaşanan diploma usulsüzlüğü hem bölgeye, hemde ülkeye büyük itibar kaybettirmiştir.
Yıllık enflasyon, (Geçen Ağustos’tan bu Ağustos’a) yüzde 64.75’e ulaştı. Yıllık gıda enflasyonu ise, yüzde 63.69 oranında gerçekleşti. Pahalılık, mutfağı da cehenneme çevirmiş durumda. Halk, mutfak masraflarını bile karşılamakta zorluk çekiyor.
Açlık sınırı rakamının arttığını ve net asgari ücrete yaklaştığını hep birlikte görmekteyiz. Açlık sınırı, Ağustos ayı sonu itibarıyle 27,402 TL olarak hesaplanmıştır. Asgari ücret, gıda harcamalarına bile yetmemektedir. Yoksulluk sınırının da 72,570 TL olduğu ülkemizde, asgari ücretliler ve dar gelirliler geçinememektedir.
Tüm mal ve hizmetlere devamlı zam yapılması, kısa sürede asgari ücreti ve diğer maaşları da eritmekte ve satın alma gücü, maaşlar artsa bile yeniden düşmektedir.
Hükümet‘in piyasa denetimlerinde yetersiz kalması, pahalılığı tetiklemektedir. Özellikle, gıda, ilaç, temizlik ve eğitim malzemelerinde, vergi ve fon indirimleri ile, yüksek fiyat artışlarına dur denmelidir.
Öte yandan, Elektrik, gaz ve akaryakıt fiyatlarına yapılan zamlar, girdi maliyetlerini de artırmakta, tüm mal ve hizmetlere zam olarak yansımaktadır.
Hükümet, özellikle elektrik zamlarını halka daha az yansıtmalı, yapılacak elektrik zamlarının bir kısmı, vatandaşa ve piyasaya ağır yük getirmeden, Maliye Bakanlığı tarafından karşılanmalıdır.
Akaryakıtta, kurlar dengede iken ve petrol fiyatları da düşerken, mutlaka indirim yapılmalıdır. Türkiye’ de böyle durumda, akaryakıtta indirim yapılmaktadır. Bizde ise, FİF’deki vergiler artırılmaktadır.
Enflasyon artışları, devletin yılda 3 defaya çıkan hayat pahalılığı ödeneğini yükseltmektedir. Bu da devletin ve belediyelerin bütçe açıklarını artırmaktadır.
Öte yandan, sosyal yardım ve engelli maaşı alanların maaşı çok az olduğu için, asgari ücrete yapılan zam oranında maaşlarına zam yapılması yeterli olmayacaktır.
Süratle, sosyal yardım ve engelli maaşı alan vatandaşlarımızın maaşlarının asgari ücret düzeyine getirilmesi için düzenleme yapılmalıdır.
Asgari ücret artışı, işçi çıkarmalara veya kayıt dışına yol açmamalıdır. Bunun için, devlet tarafından özellikle küçük esnaf ve küçük işletmelere daha fazla işveren prim desteği sağlanmalıdır.
Bu yıl narenciyede, üreticilerin çoğunluğu, ürünlerini piyasa fiyatlarında satamadı. Dalda kalan veya dökülen ürünlerin tazmin fiyatlarının çok düşük kalması ve girdi maliyetlerinin çok artmasından dolayı,üreticiler bu yıl zarar ettiler.
Narenciye Üreticileri, kesim ekipleri, kamyoncular, plastik kasa imalatçıları, paketleme fabrikaları ve ihracatçılar çok zor bir sezon geçirmiştir. Bu kesimlerin kayıpları giderilmelidir.
Ülkemizin birçok bölgesinde, yazın kavurucu sıcaklarında, yaşanan elektrik kesintileri vatandaş ve işletme sahiplerini isyan ettirdi.
Sendika yetkilileri, kesintilerin, santrallerin bakımsızlığından, yeni yatırım yapılmamasından ve kalitesiz yakıt kullanılması nedeniyle santrallerin bozulmasından kaynaklandığını, açıkladı.
Et fiyatlarında Avrupa’nın en pahalı ülkelerinden biriyiz. Et fiyatlarındaki yükseliş durdurulamıyor. Et fiyatlarındaki artış nedeniyle, vatandaşların önemli bir kısmı et ihtiyacını daha ucuz olduğu için, Güney den karşılamaya devam ediyor.
Devlet okullarının açılmasının, öğretmen atamalarının tamamlanmamasından dolayı, Hükümet tarafından 1 hafta ertelendiği açıklaması, büyük bir fiyaskodur.Bunun esas nedeninin Kurultay hesapları olduğu iddia ediliyor.Bu ülkede, savaş yıllarında bile okullarda eğitim aksamamıştır.
Ayrıca, devlet okullarının depreme dayanıklılığının tamamlanmaması sonucu birçok okulda konteyner sınıflarda eğitimin yapılacak olması, hem öğrenci velilerinin, hemde sendikaların tepkisini çekmektedir.
Sahte reçete soruşturması nedeniyle, kurunun yanında yaş da yanmış, birçok doktor ve eczacı hasta görmeden reçete yazması ve ilaç vermesi gerekçesi ile hapse atılmıştır.Halbuki, bu uygulamaya, pandemi döneminde Sağlık Bakanlığı izin vermiş, pandemi bitmesine rağmen, uygulamadan kaldırmamıştı.
KIBTEK’te geçmişte yaşanan ihalesiz akaryakıt alımları, ülkede rüşvet ve usulsüzlükler nedeniyle üst düzey bürokratların tutuklanması, sınavsız, münhalsiz kamuya geçici personel alımlarının devam etmesi, Devlet hastanelerinde sürekli yaşanan ilaç eksiklikleri, ekonomik zorluklar nedeniyle halkın, işletmelerin ve devletin borçlarının günden güne artması ve yollardaki alt yapı eksiklikleri nedeniyle ölümlü trafik kazalarının çoğalması, aklıma gelen ülkedeki diğer sorunların başlıcalarıdır.
Memlekette bu kadar sorun varken, Hükümet kılını kıpırdatmamaktadır. Ülkemizde adeta, keçi can derdinde, kasap et derdinde benzetmesi yaşanmaktadır.
Hükümet’in büyük partisinde yaşanan kurultay süreci, ülkedeki sorunların çözümüne odaklanmasını engellemektedir. Sanki de ülkede parti başkanlığı seçimi değil de, genel seçim havası estirilmek istenmektedir.
UBP’li birçok bakan, milletvekili ve bürokrat, kendi görev alanlarına konsantre olamamakta, kurultay işleri ile uğraşmaktadır. Bu ülkede istikrar, yukarıda saydığım sorunların bir türlü çözülmemesinde sağlanmıştır. Gerisi lafügüzaf’tır.