Bizim kuşak Grup SOS’in şarkılarıyla büyüdü. Bu grubun önce bateristi, sonra da sesi oldu Muhittin Yangın.
Önceki gün bir araya geldik ve uzun uzun yeni çalışması olan “Bu Memleket Bizim” şarkısını konuştuk.
Sohbetimizin satır başlarına geçmeden önce, bu şarkının detaylarından bahsedelim.
Sözleri Neriman Cahit’e, bestesi Cemal Özgürsel’e ait olan şarkının seslendirmesini Muhittin Yangın yaptı. Nazım Ced ve Kazım Özalp’ın düzenlemesini yaptığı şarkının klibinde de bir diğer usta isim Cemal Yıldırım’ın imzası var.
***
Kahvelerimizi yudumlarken, müzik serüveninin başlangıcını sordum Muhittin Yangın’a…
“Ben Baf’ta yabancı müzik dinlerdim. Bizim evimizin hemen yanında genellikle İngiliz askerlerinin takıldığı bir bar vardı. O barda sürekli Demis Roussos’un ‘Goodbye My Love Goodbye’ çalardı. Roussos’un o büyülü sesi, beni çok büyülemişti.
Sonraki dönemde Türk müziğinin devleri Barış Manço’nun, Cem Karaca’nın, İlhan İrem’in ve Erkin Koray’ın şarkılarını, elimde bıçak sapını mikrofon gibi tutarak evin içinde söylerdim.
Benim müziği sevmemde ve müzisyen olmamda babamın da etkisi çok büyüktür. Babam hiç müzik aleti çalmadı ama çok iyi bir dinleyiciydi.
1974 savaşından sonra Güzelyurt’a yerleştik. Müziğe olan ilgimi, merakımı fark eden annem ve rahmetli babama, (o yıllarda çok pahalı olan) bir bateri seti almak istediğimi söylediğimde beni geri çevirmeyip bana en iyisini aldılar. O yıllarda aileler, çocuklarının okuyup öğretmen ya da doktor olmalarını istiyordu. Aileler çocuklarının müzisyen olmalarına pek sıcak bakmıyorlardı ancak annem ve babam müzik yapma isteğimi hiçbir zaman reddetmemiş hatta bana destek olmuşlardır. Bu hayatımda bir dönüm noktasıydı.”
***
“Bu Memleket Bizim” şarkısının yanında 6 Şubat 2023 depremlerinde Adıyaman’da yitirdiğimiz Şampiyon Melekler için hazırlanan “Şampiyonlara Ağıt” klibinin yönetmenliğini de yaptı Muhittin Yangın.
Birçok sanatçı ile birlikte mikrofon başına geçen Yangın’ın yönetmenliğini yaptığı klipte, şampiyonlarımızın görüntüleri de yer aldı.
***
Öte yandan BRT’deki müzik programlarını keyifle izlediğim ve birçok sanatçıya ses olan bir isimdir Yangın. Biz izleyiciler birçok genç arkadaşı, bu programlardan izleme ve dinleme şansına erişiyoruz. Bizim gibi içe kapalı bir yapıda, bu ekranın genç müzisyenleri ağırlamasını çok önemsiyorum. Keşke daha fazla programlarda sanat konuşulsa ve sanatçılar kendilerine yer bulabilse. Konuyu buradan açınca araya girdi Muhittin Yangın ve “Biz 1980’li yıllarda Grup SOS’i kurduğumuzda, şimdiki gibi televizyon kanalları ve internet ortamları yoktu. Öyle bir lüksümüz yoktu. Biz bunların acısını çok yaşadık.
2004’te BRT’de televizyon programcısı olarak işe girdiğimde vizyonum, gençleri halkla buluşturmaktı. Kendime bunu bir görev bilmiştim. Bunu da başardığıma inanıyorum. Bundan da çok mutluyum” dedi.
***
Ülkemizde ‘yerli sanatçılara destek verilmiyor’ söylemine de katılmıyor Yangın. Başarılı işlerin, muhakkak insanlara ulaşabileceğini ve insanlar tarafından benimseneceğini söylüyor.
“ ‘İnsanımız kendi sanatçısına değer vermiyor’ söylemi tamamen bir algıdır. İnsanlar televizyonu açtığında Türkiye’deki sanatçıları görür, radyoyu açtığında onları dinler. Bu pompalanır bize. İnsanlar da haliyle, bu algıya kapılıyor. Ama şunu da unutmamak gerekir, insanımız güzel yapılan işlere de önem veriyor. Bugün bu ülkenin bağrından çıkıp da Türkiye’de başarılı olan insanlarımız var. Ziynet Sali, Buray, Fikri Karayel, Ahmet Evan, Grup SOS gibi…
Öncelikle sanatçılarımız kendilerine ‘Ben bugüne kadar neler yaptım?’ diye sormalı. Çünkü iyi bir şey yapınca insanlara ulaşıyor.”
Bunu söylerken, devletin bir ‘sanat politikası’ olmamasından da dert yanıyor.
“Ben 40 yıldır sanatın içindeyim, bu süre içinde devleti yönetenlerin herhangi bir sanat politikası olduğunu hiç görmedim, şahit olmadım.
Bugün bir ülkenin tanıtımında en önemli faktör, sanata verilen önemdir. Bu tanıtım ancak sanat ve sporla olur.
Birçok ülkede bu ülkenin temsilcilikleri var. Onlara dünyalar kadar paralar veriliyor. Bu harcanan paralar, bana göre boşa harcanan paradır. Bu paranın yüzde 30-40’ı sanata harcansa, bizler bugün çok daha farklı yerlerdeydik.
Sanata gereken önem değil, hiç önem verilmiyor.”
***
Konuk Muhittin Yangın olunca, Grup SOS’e de ayrı bir paragraf açmamak olmazdı. Hemen konuyu Grup SOS’in kuruluşuna getirdik ve Grup SOS’in kuruluşunu konuştuk. O günleri anlatırken duygulandı, haklı bir şekilde gururlandı usta ses…
“1987’de liseyi daha yeni bitirmiş bir gençken, Kamil Atik, Mehmet Özçelik, Mehmet Zeyin ve ben Grup SOS’i oluşturduk. Tabii ben bir dönem Avusturalya’da yaşadım. O dönemde Grup SOS’e ara vermek zorunda kaldım. Yola çıkarken daha çok 80’li yıllarda, alternatif rock yapıyorduk. Ünlü grupların parçalarını çalıyorduk. Iron Maiden, Deep Purple, Guns N' Roses gibi grupların parçalarını çalıyorduk.
2003 yılında Kıbrıs’ta bir barış süreci yaşandı. Grup SOS olarak barış sürecinde büyük bir rol üstlendik. Referandum mitinglerinde Grup SOS olarak yer aldık. Çünkü Grup SOS barış yanlısı ve insan haklarına duyarlı bir gruptur. Seksen bin kişilik konserlere çıktık. İki toplumlu konserlere imza attık.
Olumlu eleştiriler aldığımız kadar, olumsuz eleştiriler de aldık. Milliyetçi kesimler bu tarz durumlara sıcak bakmıyorlar. Tüm bu yorumlara rağmen biz hiçbir zaman yılmadık ve yolumuza devam ettik. Her zaman da barış yolunda çalmaya devam edeceğiz.”
***
Söyleşimizin sonunda müziğe yeni başlayan genç arkadaşlara hangi önerilerde bulunabileceğini sordum tecrübeli müzisyen Muhittin Yangın’a, “Kendileri olsunlar” diyerek ekledi, “Müziğe yeni başlayan genç arkadaşlar, eğer yetenekli bir müzisyenseler, kesinlikle yollarında yürümelidirler. Yürüyüp kendilerini bulsunlar. Yeteneklerini ortaya çıkarsınlar. Unutulmasın ki, kendiniz olmak için, kendinizi yaratmalısınız. Kendiniz olun.”