Tünay MERTEKÇİ
Kıbrıslı Türk gençler bireysel olarak dünyanın her yerinde başarı hikâyeleri yazmaya ya da hikayelerinin başlangıcına adımlar atmaya devam ediyor. Bu başarı hikayelerinin en güzel örneklerinden biri de 24 yaşındaki Hilmi Arıca.
Nottingham Üniversitesi’nde Biyokimya ve Moleküler Tıp eğitimi aldıktan sonra Hollanda’ya ikinci yüksek lisansını yapmak için giden Arıca, Hollanda’nın tek, Avrupa’nın da en büyük Çocuk Onkoloji Hastanesi ve Araştırma Merkezi’nde çalışan ve staj yapan ilk Kıbrıslı Türk. “Bu coğrafyaya sığmayacak hayallerim var” diyen Arıca, yükseköğretim planları yapan Kıbrıslı Türk gençlere de “Umutsuzluğa karşı hayal edip var olun” çağrısında bulunuyor.
“Brexit sonrası krizler yaşandı, çıkış yolu aradım”
Aslen Çamlıköylü olduğunu söyleyen Arıca, Nottingham Üniversitesi’nde Biyokimya ve Moleküler Tıp okuduğunu ifade etti. Şu an Hollanda’da ikinci yüksek lisansını yapan Arıca, yüksek lisans konusunun kanser ve kök hücreler üzerine olduğunu belirtti. Aynı zamanda, Çocuk Onkoloji Hastanesi ve Araştırma Merkezi olan Prenses Maksima Merkezi’nde de kanser araştırmaları sorumlusu olan Arıca, Brexit sonrası İngiltere’de okuyan son nesillerden biri. Özellikle Brexit’ten öncesini ve sonrasını kolaylıkla kıyaslayabileceğinin altını çizen Arıca, üniversite son sınıfta öğrenim görürken Brexit’in gerçekleştiğine dikkat çekti. Söz konusu dönemde her alanda birçok kriz yaşandığını dile getiren Arıca, sadece siyasi alanda değil, akademik alanda da krizler ve eylemler yaşandığından söz etti. Söz konusu dönemde ülkenin tam anlamıyla kaosta olduğunu söyleyen Arıca, yaşanan sorunların, kendisini de bir Avrupa Birliği (AB) vatandaşı olarak ciddi anlamda etkilediğini vurguladı. “Brexit’ten sonra, İngiltere’de yeteri kadar bilgi alabileceğimi, kendimi profesyonel anlamda geliştirebileceğimi düşünmedim” diyen Arıca, kendisine bir çıkış aradığını söyledi ve böylelikle yolunun Hollanda’ya düştüğüne işaret etti.
Avrupa’nın en büyük merkezinde bir Kıbrıslı Türk…
Hollanda’nın, bazı Avrupa ülkelerine kıyasla İngilizce ile daha barışık bir ülke olduğunu vurgulayan Arıca, Hollanda’da ikinci yüksek lisansı için gittiğini ifade etti. Hollanda’nın, kanser araştırmalarında da çok iyi araştırmalar üreten bir ülke olduğunu söyleyen Arıca, bilim alanında ileri seviyede bir ülke olduğunu dile getirdi. Hollanda’nın tek, Avrupa’nın da en büyük Çocuk Onkoloji Hastanesi ve Araştırma Merkezi’nde çalışan ve staj yapan ilk Kıbrıslı Türk kendisinin olduğuna dikkat çeken Arıca, “Benim esas alanım biyokimya olduğu için kanser biyokimyası alanında uzmanlık yapmayı tercih ettim. Ciddi anlamda hem dünya çapında hem Kıbrıs çapında büyük eksiklikler var” dedi. Kanser hastalıklarında, ilaçların bazen etkili olmadığını söyleyen Arıca, kanser hücrelerinin akıllı ve değişken hücreler olduğunu ifade etti. Kanser hücrelerinin mutasyon geçire geçire, bir ilaca kolaylıkla direnç sağlayabildiğini kaydeden Arıca, yaptığı çalışmalardan bahsetti. Genellikle ergenlik çağında gözüken bir kanser tipiyle ilgili çalışmalar yürüttüğünü dile getiren Arıca, “Bu hücrelerin, mevcut kemoterapilere nasıl direnç gösterdiğini analiz eden, araştıran bir proje yürütmekteyim” dedi.
Hollanda’dan sonra İsveç’e…
Çalıştığı projenin, dokuz aylık bir proje olduğuna işaret eden Arıca, söz konusu projenin önümüzdeki ağustos ayında son bulacağını belirtti. Ağustos ayından sonra İsveç’te stajına devam edeceğinin altını çizen Arıca, oradaki çalışmalarının ise sekiz ay süreceğini kaydetti. Arıca, İsveç’te de ilaç dirençlerini analiz edeceğini ifade etti. Kanserin dünyada ciddi anlamda artış gösteren bir hastalık olduğuna dikkat çeken Arıca, Kıbrıs’ın her iki tarafında da kanserden ölümlerin fazla olduğuna işaret etti. “Bunun, çok iyi şekilde araştırılması gerekir” diyen Arıca, devletlerin ve sağlık bakanlıklarının bu konuda ciddi rol oynaması gerektiğini vurguladı. Kanser istatistiklerinin oluşturulmasının önemine işaret eden Arıca, “Hangi bölgede ne kadar kanser hastası var ve bunun çevresel faktörleri nelerdir? Bu istatistikler çok önemli” diye konuştu. Mesleği gereği kendisinin esas görevinin, laboratuvara kapanarak araştırmalar yapmak olduğuna değinen Arıca, araştırmaların ciddi anlamda finansman gerektirdiğine vurgu yaptı. Şu an yaptığı araştırmaların seviyesinde finansman için istenen miktarın çok büyük meblağlar olduğuna dikkat çeken Arıca, “Kullanılan çözeltiler, makineler, kemoterapi ilaçları gibi birçok şey gerekli. Çok ciddi ve büyük bütçe gerekir. Bu bütçeyi oluşturmak için sağlam zemin gerekir” dedi.
“Kıbrıs’ta ‘zeminsizlik’ var”
Söz konusu zeminin Kıbrıs’ın kuzeyinde mevcut olmadığının altını çizen Arıca, Kıbrıs’ta bir “zeminsizlik” olduğunu söyledi. Kıbrıs’ın güneyinde ise yeni açılan kuruluşlar olduğunu ifade eden Arıca, Kıbrıs’ın güneyinden çeşitli profesörlerle bağlantılarının olduğunu kaydetti. Arıca, Kıbrıs’ın güneyinde de finansman sorunu olduğuna işaret etti ve bağlantıda olduğu profesörlerin söz konusu sorundan yakındığını vurguladı. Hilmi Arıca, “Tanınırlık bir yere kadardır. Önemli olan devletlerin bu alanlara ne kadar önem biçtiğidir. Kıbrıs Cumhuriyeti’nde de hükümetler ve sağlık bakanlıkları, AB’de olmasına rağmen, bu alana yeteri kadar ilgi veremiyor” dedi. AB ülkelerinde biraz daha çalışma hedefi olduğunun altını çizen Arıca, çalıştığı alanın, her gün kendi kendini yenilediğine dikkat çekti. “Bilimsel yayın sitesine girdiğimizde, bütün kanserler alanında her gün yüze yakın yeni makaleler yayınlandığını görebiliriz. Tüm bu yeniliklerden haberdar olabilmek için bağlantı çok önemlidir. Avrupa’da biraz daha kalmak ve kendimi geliştirmek hayalimdir” diyen Arıca, günün birinde Kıbrıs’a dönmesi durumunda ne yapabileceğiyle ilgili de konuştu.
“Buradaki eğitim sistemi kendini yok etmeye endeksli”
Arıca, “Günün birinde Kıbrıs’a gelirsem ve mevcut düzen devam ederse, Kıbrıs’ın güneyinde bulunan laboratuvarlarla iletişime geçip imkanlarımı orada deneyeceğim. Tatmin olup olmayacağımı zaman gösterecek. Şu anki planım Avrupa’da kalmak” diye konuştu. Ülkemizde yükseköğretim planı yapan gençlere de çağrıda bulunan Arıca, “Hayallerini KKTC’yi düşünerek kurmasınlar. Kimsenin hayali bu kadar limitli değildir” dedi. “Bu coğrafyaya sığmayacak hayallerim var” diyen Arıca, cebinde AB pasaportu olanların, kendilerine verilen hakları sonuna kadar kullanmaları gerektiğine işaret etti. Hilmi Arıca, “O şekilde ufuklarını açsınlar. Perspektifleri ne kadar geniş olursa, bu dünyada o kadar önemli yerleri vardır. Ben bunu fark ettim. Hayalleriniz güçlüyse, tüm zorluklara rağmen kazanırsınız. Kendinize güvenin” dedi. Adanın kuzeyindeki eğitim sistemiyle ilgili de görüşlerini paylaşan Arıca, “Buradaki eğitim sistemi kendini yok etmeye endeksli. Sorgulama, düşünce becerilerinden yoksun bir sistem. Yeni neslin sorgulamasını pek istemiyorlar. Güneyde de durum aynı. Avrupa’da bu söz konusu değildir. Ortama girdikten sonra bunu giderebiliriz” diye konuştu.
“Çocuklarınızın hayallerine koşulsuz destek verin”
Ailelerin, çocuklarına güvenmesinin önemine işaret eden Arıca, “Çocuklarının hayallerine koşulsuz destek versinler. Farklı bir meslek seçti diye, gözünüzde utanılacak, beceriksiz kılacak bir durum söz konusu değildir” ifadelerini kullandı. Kıbrıslı Türk gençlerin adadan göç etmeye devam ettiğine dikkat çeken Arıca, “Hala bu ülkede barikatlar var. Kıbrıs yerinde sayıyor. Sokaklarda her dolaştığımda, memleketi kaybettiğimi fark ediyorum. Demografik, kültürel yapının değiştiğini görüyorum. 24 yaşındayım ve böyle düşünüyorum” dedi. Hilmi Arıca, “Bizim topluma hep umutsuzluk vaat edildi. Hep umutsuzluk aşılandı. Umutsuzluk nedir sorusu çok erken yaşta fark ediliyor. Gençlerin çoğu adadan kaçacağını söylüyor. 15-18 yaşında çocuklar bambaşka şeyler konuşması gerekirken, umutsuzluk vaat edildiği için göçü konuşuyor. Gençler hayal edebildikleri kadar hayal etsinler. Hayal ettikçe insan vardır. Hayal edip var olsunlar” diye ekledi.