Kıbrıslı Rumlar hayatlarından çok daha mutlu görünüyor.
Avrupa araştırması bunu gösteriyor.
Böyle diyor ‘Eurobarometer’
Her 100 Kıbrıslı Türk’ten 62’si memnuniyet belirtiyor.
Bu oran bana epeyce iyi geldi.
Peki güneyde durum ne?
Her 100 Kıbrıslı Rum’dan 89’u “memnunum” diyor.
Her 100 kişiden sadece 11’i mutsuz…
* * *
Dikkatinizi çekerim. Bu Kıbrıslı Rumlar savaşın mağlubudur. 160 binden fazla insan evini, işini, malını kaybetti; 1.5 milyon dönüm mülk gitti. Üç hatta dört misli öldüler. Hem en verimli topraklarını ve kıyılarını yitirdiler, hem de savaştan kıyaslanmaz bir yıkımla çıktılar. Kıbrıslı Rumların “yitirdikleri”, Kıbrıslı Türklerin “üzerine kuruldukları” oldu.
* * *
Savaşın onca yıkımına rağmen yine de hayatlarından memnunlar.
Niye?
Bu sorunun yanıtı aslında çok basit: Çünkü ‘gerçek’ bir devletin sahibidirler.
Kıbrıs’a dair güçlü bir aidiyetleri var.
Yurtsuz değiller, iki arada bir derede kalmamışlar, uzaktan kumanda yaşamıyorlar.
Demokrasileri, iradeleri, siyasi ve sosyal kimlikleri var.
Kendi bedenlerinde bir başka ruha teslim olmadılar.
Dünyayla entegre olmuş, Avrupa Birliği üyeliğini kazanmışlar.
Üstelik yakın geçmişte “iflas” etmiş, tam anlamıyla “batmış”, yine “ayağa kalkmasını”’ bilmişler.
* * *
Şimdi diyecekseniz ki, “o gerçek devletten bizi kovdular.”
En önemli çelişkilerimizden biri de bu zaten.
Onlar seni “devletten” kovmuşlar…
Sen de onları “evlerinden.”
Evinden kovduğun insanlar evlerini geri istiyor.
Sen “kovulduğun devleti” geri istemiyorsun ki?
“Ayrı ayrı” diyorsun, ne varsa…
* * *
Metin Münir bir yazısında şöyle demişti:
“KKTC bir devlet değil, devlet taklidi yapan zayıf ve kokuşmuş bir yönetimdir. Kendimizi kandırmayalım. Kıbrıslı Rumlarla uzlaşıp federal bir yapı altına giremezsek bizi bekleyen, Türkiye’nin geri kalmış kentlerinden birinin düzeyine inmektir.”
* * *
“Her 100 Kıbrıslı Türk”ten diyoruz…
Böyle giderse, bunu da diyemeyeceğiz.