"Menfaatlerimizi koruyacak adımlar atacağız"

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Doğu Akdeniz'de araştırmalarını yaparken Libya'nın, Türkiye'nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin menfaatlerini korumanın adımlarını atacaklarını belirtti.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Doğu Akdeniz'de araştırmalarını yaparken Libya'nın, Türkiye'nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin menfaatlerini korumanın adımlarını atacaklarını belirtti.

Libya'ya asker gönderilmesine ilişkin, "Eğer Libya bizden böyle bir talepte bulunursa biz oraya da elemanlarımızı yeteri derecede neyse gönderebiliriz." dedi. Erdoğan, Bilkent Üniversitesinde Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla gerçekleştirilen "Her İnsan Bir Dünya" temalı programda öğrencilerin sorularını yanıtladı.
Eğilip bükülmeme ve gizli gündem taşımamanın kendisi için önemli olduğunu belirterek mazlumların sorunlarını, konuşmalarında sık sık gündeme getirdiği hatırlatılarak "Dünya liderleriyle karşı karşıya geldiğinizde bu konuları aynı netlikle gündeme getiriyor musunuz? Sorusunun yöneltilmesi üzerine Erdoğan, "Fakirin en büyük özelliği budur. Bir defa herhangi bir olanı hatırlatmamak veya gizli tutmak dürüst bir siyasetçiye yakışmaz." ifadesini kullandı. 
Tüm düşüncelerini NATO Liderler Zirvesi ve İngiltere, Almanya, Fransa ile yapılan dörtlü zirvede açık ve net şekilde gündeme getirdiğini aktaran Erdoğan, İngiltere Başbakanı Boris Johnson'ın açık ve samimi olduğuna işaret ederek "Biraz Türklük var ya. Çankırı'dan gidiş var. Bundan dolayı hakikaten çok açık oynuyor." diye konuştu.

BM Genel Kurulunda 20'ye yakın dünya lideriyle bir araya geldiğini, ikili görüşmeler yaptığını ve kim olursa olsun görüşlerini açık ve net paylaştığını vurgulayan Erdoğan, bu konuda açık ve net paylaşılmazsa netice almanın mümkün olmadığının altını çizdi. 
Akdeniz'deki gelişmelere ilişkin Yunanistan Başbakanı ile bir araya geldiğini, yaklaşık bir buçuk saat görüştüklerini aktaran Erdoğan, görüşmede söylemesi gerekenleri açık ve net şekilde ifade ettiğini anlattı.

Erdoğan, "Gizli kalırsa ne olur? Onunla sadece siz sancı çekerseniz başka bir şey olmaz. Ama açık ve net ortaya koyarsanız sancıyı o çeker. Biz de bunu böyle yapmak durumundayız." ifadelerini kullandı.
Libya'da atılan adıma ilişkin Yunanistan, Mısır, İsrail ve Güney Kıbrıs'ın birleştiğini belirten Erdoğan, Türkiye'nin ise Libya ile beraber olduğunu söyledi.

Bu sürecin Libya'nın eski lideri Muammer Kaddafi döneminde başladığını, ölümüyle akamete uğradığını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

"Şimdi ise biz (Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti Başkanlık Konseyi Başkanı Fayiz) Serrac ile bu adımı attık. Ortada Hafter denilen bir adam var. Bunun uluslararası bir kimliği, temsili yok. Uluslararası tanınırlığı olan şu an Serrac. Biz onu muhatap aldık, masaya oturduk, konuştuk, neticede de imzalar atıldı, TBMM'den geçti, şimdi de ayrıca BM'ye gönderdik. Bundan sonra da yolumuzu almaya devam edeceğiz. Bizim bir tane sondaj gemimiz, sismik araştırma gemimiz yoktu. Dünyadan kiralamaya kalkarsın vermezler. Ama şimdi bizim iki tane sondaj gemimiz, iki tane sismik araştırma gemimiz var şimdi üçüncü sondaj gemisini de almak için pazarlıklar yapıyoruz.
Biz bunları boşuna almadık ki. Bunlar da şu anda Doğu Akdeniz'de tüm araştırmalarımızı yapacağız, yeni çekilen bant üzerinde de Libya'nın menfaatlerini, Türkiye'nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin menfaatlerini korumanın adımlarını atacağız. Ve bunlar uluslararası deniz hukukuna, uluslararası hukuka uygundur, yaptığımız her şeyi de hukuk çerçevesinde yapıyoruz."
Akdeniz'e kıyısı olan diğer ülkelerle Libya ile yapılan mutabakata benzer bir anlaşma yapılmasının mümkün olup olmadığının sorulması üzerine Erdoğan, "kazan kazan" esasına dayalı şekilde Akdeniz'deki tüm kıyıdaş ülkelerle her türlü adımı atabileceklerini ancak "hepsi benim olsun" anlayışını mantıklı ve adil bulmadıklarını söyledi. 
Erdoğan, birlikte kazanma noktasında en ufak bir tereddütleri bulunmadığını ifade etti.
 

"LİBYA'YA DA ELEMANLARIMIZI GÖNDEREBİLİRİZ"
Libya'ya asker göndermenin söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine Erdoğan, "Asker gönderme konusunda biliyorsunuz şu anda Rusya'dan Wagner denilen bir güvenlik şirketi söz konusu. Bu şirket, oraya güvenlikçilerini göndermiş vaziyette. Eğer Libya bizden böyle bir talepte bulunursa, hele hele bu askeri güvenlik anlaşmasını yaptıktan sonra, biz oraya da aynı şekilde elemanlarımızı yeteri derecede neyse gönderebiliriz. Bunlar bizimle böyle bir güvenlik anlaşmasını, mutabakat metnini de imzaladıktan sonra zaten önümüzde de herhangi bir engel söz konusu değildir." dedi. 

AB'yi insan hakları açısından nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Erdoğan, Türkiye'nin AB ile sürecinin fiili olarak 1959'da, resmi olarak1963'te başladığını, bu tarihten sonra sürecin çok açık, net ortada olduğunu anlattı. 

AB'nin Türkiye'ye hiçbir zaman samimi yaklaşmadığının altını çizen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Barış Pınarı Harekatı'ndan sürekli AB üyesi ülkeler ve koalisyon güçleri arasında yer alan ülkeler ne yazık ki bizi sürekli telefonla arayıp 'Sizin Suriye'de ne işiniz var?' Hatta bu Dörtlü Zirve'de de aynı şeyi söylediler. Ben de kendilerine dedim ki 'Sizin orada ne işiniz var?' Almanya, Fransa, İngiltere senin sınırın var mı? Yok… Bizim orada 910 bin kilometre sınırımız var. Biz devamlı taciz ediliyoruz, oradan bize havan toplarıyla, füzelerle saldırılar oluyor, şehitlerimiz var tabii ki biz orada olacağız, bundan tabii ne olabilir. 'Ne zaman çıkacaksınız?' Siz ne zaman çıkarsanız, biz bu teröristlerden orayı ne zaman temizlersek o zaman çıkacağız. Ama bizim Suriye'nin topraklarında gözümüz yok."

4 milyon mültecinin misafir edildiği bilgisini veren Erdoğan, Türkiye'nin bunları gönderebileceğini ama göndermediğini söyledi."Varil bombalarından kaçan bu insanları biz nasıl göndeririz. Aynı şey bizim de başımıza gelebilirdi." diyen Erdoğan, bunlara rağmen AB ülkelerinin bu sorularına devam ettiğine dikkati çekti.

Dünya Haberleri