Meryem hanımı tutukladılar, o demokrasi utancı içinde rol alanlar serbest!
Hep derdik ya, “yapanın yanına kalmamalı…”
Öyle oldu olmasına da...
Kabak müdürün başında patladı.
Yönetim Kurulu başkanı nerede örneğin…
Ya da elçilik görevlisi…
O gün kürsüde konuşan Tatar, Erdoğan, siyasiler, Büyükelçi, komutan…
O demokrasi utancı içinde rol alanlar nerede?
"Müdahale" yargılandı aslında bir anlamda!
Hazin son: Müdahaleci özgür kaldı, müdahaleyi yansıtan tutsak!
***
Bayrak Radyo Televizyon Kurumu Müdürü Meryem hanımı hapse attılar.
“Seçim yasakları”nı çiğnedi BRT.
Geçitköy Barajı’nın açılış törenini yayınlamıştı, yasaklara rağmen…
Maraş’a dair şovu yayınlamıştı.
***
Seçim yasaklarının canı cehenneme!
Bu “yasaklar” saçma (!)
Hele hele internet çağında…
Dijital dönüşüm içinde o yasalar olabildiğince gerici...
Düşünsenize, BRT için “yasaklı” kabul edilen yayın, o an, binlerce mobil ortamda paylaşılıyordu.
Meclis böylesi yasakları kaldırmalıdır; yeni yasalarla, yeni yasaklar üretmek, yeni suçlar aramak yerine…
***
BRT’nin “iktidar” adına yaptıkları affedilir değil elbette…
“Ulusal” hükümet oldu mu ipler kopuyor.
İktidarın sesine dönüşüyor, halkın televizyonu…
Meryem hanım “ne yapalım, böyle istiyorlar” diyen müdürlerdendi. Çok iyi bir insan ancak üstlerini üzmeyen, uyumlaşan, suyuna giden yönüyle bilinirdi.
Ne oldu şimdi?
O emri verenler serbest…
Talimat kimden gelirse gelsin, nereden olursa olsun, yasal değilse eğer ya da etik, reddetmek gerekiyor.
***
Meryem hanım böylesi bir cezayı asla hak etmiyor.
Bunu epeydir BRT ekranlarından uzak tutulan biri olarak söylüyorum.
Ne Meryem hanım bu cezayı hak ediyor, ne de Kıbrıslı Türkler "mücahit'in sesi" denilen bir yerden iradesine müdahaleyi...
Üzgünüm.
Ders!
Kamuda görevli yönetici ve tüm çalışanların alması gereken ders açıktır, önce hukuk yolundan ayrılmamak, etik değerleri gözetmek... İmzanın sorumluluğunu bilmek ve yaranmak için attığınız adımların, sizi utandıracağını görmek...
İlkeler olmalı öncelik...
Menfaatlerin çok daha önünde..