Geçen hafta bu köşeden yayınlanan “Özersay, Arıklı, Denktaş ve Siber’e Gezici’den Mesaj Var…” başlıklı yazımızda ( https://www.yeniduzen.com/ozersay-arikli-denktas-ve-sibere-geziciden-mesaj-var-16072yy.htm ) Gezici’nin kamuoyu ile paylaştığı anketi yorumlamıştık. Bu anketin gerçek sonuçlarının Tatar’ın seçimi ilk turda kaybediyor olduğunu gösterdiğini, dolayısıyla sağın diğer adaylarını seçime katılmaktan caydırmak için mesajlar verildiğini yazmış ve köşeyazısını şu paragraf ile bitirmiştik:
“… Gezici’nin açıklamasını tersten okuyunca anlaşılır ki, Özersay, Arıklı ve Denktaş adaylıktan çekilmezse, Siber de karınca kararınca da olsa oylarını Tatar’a yönlendirmeze, Tatar’ın işi zor, ikinci tur hayal… Bu isimler Gezici’nin mesajını alır mı, yoksa Gezici’nin mesajı bir yoklamadır da, mesajı almazlarsa mesajın aslı MHP destekli AKP Hükümetinden mi gelecek, gelecek günlerde görülecek…”
Mesajın aslının MHP destekli AKP hükümetinden gelmesinin iki gün gibi çok kısa bir süre içinde gerçekleşeceğini beklemiyorduk doğrusu… Belli ki, Tatar kesin olarak ikinci turda yok, AKP Hükümeti’nin de kaybedecek zamanı yok… Belli ki, kamuoyu yoklamasının aslını AKP Hükümetine sunan Gezici, raporunda Tatar’ın hızla üçüncü sıraya düştüğünü, ikinci sıradaki adayla olan farkının da açılma eğiliminde olduğunu ve AKP hükümeti hemen müdahale etmez ve diğer sağ adayları seçimden çektirmezse Tatar’ın kaybının önlenemez bir sonuç olduğunu tespit ettiğini yazmış ve erken alarm vermiştir. Bunun üzerine de TC Cumhurbaşkan Yardımcısı Oktay KKTC sağ siyaset partilerinin liderlerini Türkiye’ye görüşmeye davet etti; Özersay hariç diğerleri icabet etti…
Özersay niye gitmedi?!… Davet aleni olarak adaylara yapılmadı, parti liderlerine yapıldı, örneğin aday olan Serdar Denktaş değil de DP Başkanı davet edildi… Peki, neden HP Başkanı değil de Özersay davet edildi?! Çünkü davetteki murat, Tatar dışındaki sağ siyaset adaylarını caydırmak idi; AKP’nin ezelden ebede uyuşmadığı Serdar Denktaş’ı caydırma ödevini vermek için de ait olduğu partinin başkanı davet edildi. Özersay, bu davete katılırsa seçmenin tepkisini alacağını kestirdi; gitseydi, karşılaşacağı adaylıktan çektirilme girişimini nasıl savuşturacağını da kestiremiyordu. Malum, rivayete göre, daha önce de AKP Hükümetinin davetine Tatar ile birlikte icabet ederken, Cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklayıp da uçağa binmişti ve muhatapları bunu hiç de hoş karşılamamıştı… Ayrıca, Tatar ve AKP Hükümetinden aldığı çatı adaylığı sözü üzerine Dörtlü Koalisyon Hükümetini bozan Özersay’ın, verilen sözlerin tutulmamasına karşı tavır sergilemesi için bu davet bir fırsat idi ve kullandı… Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanacak bir durumu kalmamıştı ama kaybettirmeye muktedirdi…
Bir de davette neler olduğuna bakalım… Katılımcılardan en dürüst Arıklı çıktı; Tatar ret ve inkar etti, Ataoğlu lafları yuvarladı ama Arıklı hem Cumhurbaşkanlığı seçimi, hem de yeni hükümet oluşumu konularının konuşulduğunu açıkladı… Çatı adayılığı için taraflar uyum sağlayamadı, kendilerinden oluşacak yeni bir hükümetin de 26 oyu olacağı için riskli bulundu ve vaz geçildi. Peki, niye bu aşamada çatı adayı konusu gündem olmuş?! Belli ki, masaya konan üç kamuoyu yoklaması üzerinde durum değerlendirmesi yapılmış. Birbirini izleyen süreçte yapılmış olan bu üç kamuoyu yoklamasının alarm zillerini çalan Gezici’nin yaptığı son çalışma olmalı. Bu anketin sonuçlarının ortaya çıkardığı asıl sıkıntı Tatar’ın üçüncü sırada olması değil, aday olduğunda hemen ikinci sıraya oturan Tatar’ın birinci ile farkını azaltacağına üçüncülüğe düştüğü ve peşi sıra yapılmış üç kamuoyu yoklamasında Tatar’ın istikrarlı şekilde gerilediği var… Ve onlara alarmı veren diğer olgu da ilk iki sırayı sol adayların paylaşıyor olmasıdır…
Bu durum MHP destekli AKP hükümeti için çok riskli bir sonuçtur. Kuzey Kıbrıs’ta onlar için “Biat – İtaat – Şükran” kültürüne sahip olan dört sağ siyaset partisi, Kuzey Kıbrıs seçmeninin yarısının dahi desteğini alamıyor… MHP destekli AKP Hükümetinin Kıbrıs sorununun çözümü için yeni fikirler diye ortaya attığı Rauf Denktaş fikirlerini BM Ölçütleri yerine görüşme masasına koymak üzere öne sürdüğü bir Kıbrıslı Türk ‘Uçbeyi’ seçimlerde ikinci tura bile kalamıyor… Yani, Kuzey Kıbrıs insanı onların bu yeni dedikleri eski önerileri tıpkı eskiden olduğu gibi desteklemiyor, Annan Planı döneminde olduğu gibi de çoğunlukla karşı çıkıyor. Yani Türkiye’nin bugünkü hükümetinin Kıbrıs sorunu çözümü üzerine güttüğü politikası sınıfta kalıyor… Telaş var, telaş… İşin tuhaf tarafı, Türkiye hükümetinin Türkiye’nin çıkarları açısından telaşı var ama kendisine biat ve itaat edip şükran çeken Kıbrıslı Türk sağ siyaset liderlerinin derdi makam… Ve çatı adayında uzlaşamadığı kadar da büyük bir dert…
Bundan sonra ne olacak?! Türkiye Hükümetinin yaptığı bu daveti seçmen kendi iradesine saldırı olarak görüp, karşı tavrını seçim sandığında sağ adaylara oy vermemekle gösterecektir. Tatar’ın, kendilerinin değil de aslında MHP destekli AKP Hükümetinin adayı olduğunu anlayan UBP’liler Kıbrıslı Türk siyasi partilerin adaylarına yönelecektir. TL’nin yabancı para birimleri karşısında önemli oranda değer kaybetmesinin yaratacağı ekonomik sıkıntı, Kıbrıslı Türkler için sürdürülebilir sosyo-ekonomik ve sosyo-politik yaşamın Kıbrıs sorununun BM Ölçütlerinde acilen çözümü ile mümkün olduğu gerçeğini gören seçmen, bu yöndeki adaylara odaklanacak ve oyunu onlar için kullanacaktır. Tatar, hükümet olanaklarını pervasızca kullanmak isteyecek ama Özersay engelini aşabildiği kadar; Mağusa-Karpaz İmar Planı’nda olduğu gibi… Mevcut ekonomik durumu nedeniyle AKP Hükümetinin Tatar’a mali destekle yar olması pek de olası değil; adaya göndereceği ağır toplarla Türkiye kökenli seçmenler üzerinde etkili olmaya çalışacaklar ama Türkiye’de itibar erimesinde olan AKP’liler burada da itibar sorunu çekecek…
Son nokta: Sol adaylar birbiriyle didişmesin… Karşılarında kucaklanmayı bekleyen dürüst, demokrat, bağnaz olmayan, geleceğe dair gaileleri olan ve sağ adaylardan hüsrana uğrayan sağ seçmen kitlesi var; onları da kucaklasınlar… İkinci tura sağ siyasetin adayı kalamasın…