“Mihalis Koççinovukkos, ilerici bir gençti… Civar köylerden gençleri de eğitiyordu…” (1)

Sevgül Uludağ

Kondea’dan “kayıp” Mihalis Koççinovukkos’un en yakın arkadaşı Yorgos Yenağridis, bundan yıllar önce Pervolia’da bulunduğum bir esnada, kardeşi Kiriakos’un organizasyonuyla beni görmeye gelmiş ve bana bu “kayıp” gençle ilgili bilgi vermişti…

Mihalis Koççinovukkos, ilerici bir gençti… EDON bölge komitesindeydi ve gerek Kondea’dan, gerekse civar köylerden gençleri de eğitmekteydi…

Şiir yazardı Mihalis… Düzyazılar da yazardı…

DEDE VE TORUN “KAYIP” EDİLMİŞTİ…

1974’te savaş adamızı vurduğunda, hem Mihalis, hem de dedesi “kayıp” edilmişti… Dedesi Konstantinos Koççinovukkos’tan geride kalanlar, Kondea’nın (Türkmenköy) çıkışında, Kondea ile Kukla (Köprülü) arasındaki yolun solunda bir tarladaki bir kuyuda bulunmuştu ama aile onu defnetmedi… Torun Mihalis’in de gömü yerinin bulunmasını bekledikleri ve ikisini birden defnetmek istedikleri için hala bekliyorlar… Mihalis Koççinovukkos, bazı anlatılanlara göre Voni’den (Gökhan), Frosso Dimu’nun evinden “kayıp” edilmiş. Bu eve giden birkaç Kıbrıslıtürk, eve üstlerini değiştirip de sivil giysi bulmaya gelen 45 civarında Kıbrıslırum’u tutuklamışlar, onları alıp götürmüşler ve öldürmüşlerdi… Bu gruptan bazı “kayıplar”dan geride kalanlar Beyköy ve Abohor’da (Epikho-Cihangir) bulundular, defnedildiler… Ancak onları öldürmeye girişen ve silahları tutukluk yapınca kaçmayı deneyen bazıları olmuştu – onlar da teker taker bulunup öldürüldüler ama farklı yerlere gömüldüler… Bu konuları senelerdir yazıyoruz, senelerdir olası gömü yerleri gösteriyoruz, bazıları kazılıp bu gruptan bazı “kayıplar”dan geride kalanlar bulunmuştu… Ama bazıları henüz bulunamadı ve anlatılanlara göre, Mihalis Koççinovukkos da bu gruptaydı…

Fakat başka söylentiler de var – onun Kutsovendi (Güngör) civarında “kayıp” edildiği de anlatılıyor…

HENÜZ 19 YAŞINDAYDI…

Sonuçta, Mihalis Koççinovukkos’un gömü yeri hala bulunamamış…

Mihalis Koççinovukkos, 13 Nisan 1955’te, Kondea’da dünyaya gelmiş… “Kayıp” ediliği zaman henüz 19 yaşındaydı ve askerliğini yapmaktaydı… En son görüldüğü tarih 8 Ağustos 1974 – bir günlük izinle köyüne gitmiş ve sonra da Kondea’dan Lisi’ye giderek, aynı birlikte iki kişiyle birlikte, birliğine dönmüş… Mia Milya civarındaymışlar… Veya Değirmenlik (Kitrea-Cirga) civarında…

Yorgos Yenağridis bana onun öyküsünü anlatıyor… Yorgos Yenağridis’le yıllar önce yapmış olduğum röportajın kasetinde teknik bir sorun çıkıyor ve bu çözülemiyor… Ta ki sevgili oğlum Almanya’dan benim için özel bir alet bularak kasedi bilgisayara aktarıp teknik sorunu giderinceye kadar, bazı röportaj kasetlerimi çözmek mümkün olmuyor…

Nihayetinde sevgili oğlumun katkılarıyla bu teknik sorunu da aşıyorum ve Yorgos Yenağridis’le yaptığım röportajı kağıda dökebiliyorum…

ŞİİRLER OKUL YILLIĞINDA YAYIMLANMIŞ…

Yorgos Yenağridis bana çok değerli arkadaşı Mihalis Koççinovukko’nun kaleme aldığı iki şiir ve bir yazıyı da veriyor… Bunlar Lisi’deki okul yıllığında yayımlanmış… Bu şiirleri ve düzyazıyı da, çok değerli arkadaşım, “kayıp” yakını Hristina Pavlu Solomi Patça’nın sevgili oğlu Pavlos Patça, benim için Rumca’dan İngilizce’ye çeviriyor. Ben de bu iki şiir ve düzyazıyı İngilizce’den Türkçe’ye çeviriyorum…

Çok değerli arkadaşım Hristina Pavlu Solomi Patça’ya, “Koççinovukkos”un ne anlama geldiğini soruyorum… “Koççino”nun “kırmızı” manasına geldiğini biliyorum, meğer “vukkos” da yanak demekmiş. Yani Koççinovukkos, “Kırmızı yanaklı/Elma yanaklı” manasında bir soyadı…

Kendisi de Kondealı olan Yorgos Yenağridis, “kayıp” arkadaşı Mihalis Koççinovukkos’u anlatıyor bana ve Kondea’da 1974 öncesi hayatı…

Yorgos Yenağridis’le röportajımız şöyle:

SORU: Soyadınız Yenağridis, yani Yenağralı ama siz Kondealısınız…

YORGOS YENAĞRİDİS: Evet… Dedem Kondea’ya, Yenağra’dan gelmişti… Herkes “Siz Yenağralısınız, siz Yenağralısınız” diyordu, o da “Yenağridis” yani “Yenağralı” soyadını almıştı…

SORU: Siz kaç kardeşsiniz?

YORGOS YENAĞRİDİS: Beş kardeşiz, bir kızkardeşimiz var, diğer kardeşler hep erkek…

SORU: Babanızın adı nedir?

YORGOS YENAĞRİDİS: Abosdolos’tur… İşçiydi… Tarım işçisiydi… 1974’te köyden ayrılmak zorunda bırakıldığımızda, tarlalarda çalışan bir işçiydi babam…

SORU: Yani kendine ait tarlası falan yok muydu babanızın?

YORGOS YENAĞRİDİS: Vardı tarlamız ama çok azdı, çok küçük arazilerdi bunlar ve bunları ancak kendi ailemizin yiyeceği şeyleri yetiştirmek için kullanabilirdi.

SORU: Anneniz nereliydi?

YORGOS YENAĞRİDİS: Kondealı’ydı… Margarita Hamni’dir adı. O da çeşitli işlerde çalışıyordu, ailemizin geçinebilmesi için.

SORU: Kardeşiniz Kiriakos bana sizin Mihalis Koççinovukkos’la arkadaş olduğunuzu anlattı…

YORGOS YENAĞRİDİS: Evet…

“BABASI ÇOBAN, ANNESİ EVHANIMI…”

SORU: Koççinovukkos ailesi nasıl bir aileydi? Onlar da işçi sınıfından bir aile miydi?

YORGOS YENAĞRİDİS: Evet… Mihalis’in babası çoban idi, annesi ise evhanımı idi… Mihalis’in babasının adı Kiriakos idi. Annesinin adı ise Eleni…

SORU: Kaç kardeştiler Mihalis’ler?

YORGOS YENAĞRİDİS: İki erkek kardeşi daha vardı, bir de kızkardeşi vardı Mihalis’in…

SORU: Mihalis’i nereden tanıyordunuz?

YORGOS YENAĞRİDİS: Aynı yaştaydık, aynı sınıftaydık ilkokuldan itibaren… İlkokulda altı yıl boyunca aynı sınıftaydık, sınıf arkadaşıydık.

“ÇOK İYİ ARKADAŞTIK…”

SORU: İlkokuldan sonra ne olduydu?

YORGOS YENAĞRİDİS: Ben Mağusa’da (Maraş’ta) ortaokula ve sonra da teknik okula gittiydim, Mihalis ise Lisi’deki (Akdoğan) ortaokul ve liseye gittiydi. Ancak gene beraberdik… Dördüncü sınıfta ise Mağusa’daki cimnasiyodaki birinci sınıfa (lise bire) gelmişti Mihalis… Ben teknik okuldaydım ancak yine çok iyi arkadaştık.

“EDON ÜYESİYDİK…”

SORU: Kardeşiniz Kiriakos bana, sizin her Çarşamba Mihalis’le birlikte Mağusa’ya (Maraş’a) işçi sınıfı bilimini öğrenmeye gittiğinizi, sonra da öğrendiklerinizi Kondealı gençliğe aktardığınızı anlattı…

YORGOS YENAĞRİDİS: Evet, EDON üyesiydik… Önce PEOM üyesiydik, bu orta dereceli okullardaki öğrencilerinin örgütüydü… Sonra da EDON’un Bölge Komitesi’nde görev aldıydık… Köyümüzün etrafındaki köylerden, Lisi’den (Akdoğan), Aşşa’dan (Paşaköy), Vadili’den ve Kondea’dan da gençleri örgütlüyorduk EDON’da, Mihalis ve başka bazı genç arkadaşlarla birlikte…

“MİHALİS ASKERLİĞİNİ YAPIYORDU…”

SORU: Sonra ne olmuştu?

YORGOS YENAĞRİDİS: Liseyi bitirdikten sonra ben Yüksek Teknoloji Enstitüsü sınavlarına girip kazanmıştım, böylece askere gitmemiştim o yıl… Bu, Kıbrıs’taki tek yüksek öğrenim kurumuydu o yıllarda ve iki toplumlu bir enstitü idi, Kıbrıslıtürk öğrenciler de vardı okulda, Kıbrıslırumlar gibi… Mihalis ise askere gitmişti, zorunlu askerliğini yapmaya… Darbe olduğunda, bir senedir askerdeydi Mihalis.

Tam hatırlamıyorum, belki de evdeydi darbe olduğunda ancak kendilerini askere çağırmışlardı 15 Temmuz 1974’te… Lefkoşa’da, Atalassa’ya gitmişti. Lefkoşa’da yapıyordu askerliğini Mihalis… 20 Temmuz 1974’te Türk işgali başlayınca, onları savunma maksatlı başka yere göndermişlerdi.

“ÇATOZ’UN DIŞINA DA GÖNDERİLMİŞTİ…”

Birinci ve ikinci işgal arasında bir tarihte izin alıp köye, evine gelmişti ve gelip beni bulmuştu. Bana, Çatoz’a gönderildiğini söylemişti. Çatoz’un dışında askerlik yapmaya gönderilmişti. Eğer yanlış hatırlamıyorsam, ikinci işgalden 3-4 gün önce gelmişti Kondea’ya, bir günlüğüne gelmişti ve sonra geri dönmüştü birliğine…

Bazıları kendisine “Geri gitme, seni öldürecekler” demişti ancak o askerden kaçmak istemiyordu, geri dönmüştü…

“ASKERDEN KAÇTI DEDİRTMEM…”

SORU: Kiriakos bana, Mihalis Koççinovukkos’un “Hakkımızda işte bakın askerden kaçtılar denmesini istemiyorum” dediğini anlatmıştı…

YORGOS YENAĞRİDİS: Evet, kaçak durumuna düşmek istemiyordu ve böylece geri dönmüştü. Sonradan öğrendiğime göre birisi onu almış, Lisi’ye götürmüş, iki kişi daha varmış Lisi’de askerden izinli gelen ve hep beraber gerisin geri Çatoz’daki birliklerine dönmek üzere gitmişlerdi…

Mia Milya (Haspolat) civarındaydı Mihalis, orada Kıbrıs ordusu, ikinci savunma hattını oluşturmaya çalışmıştı – sanırım ailesini ikinci işgalden bir gün önce telefonla aramıştı Mihalis. Ailesini aramış ve iyi olduğunu söylemişti kendilerine… Ondan sonra hiç kimse onu görmedi… “Kayıp” olmuştu…

İkinci işgalden birkaç gün sonra, Voni’den (Gökhan) bir kadın gelmişti güneye ve bir liste getirmişti, bazı askerler evine gitmişti üstlerini değiştirip sivil kıyafet giymek üzere… Evine giden askerlerin listesiydi bu…

“FROSSO DİMU’NUN LİSTESİNDEYDİ…”

SORU: Frosso Dimu’ydu bu, Voni’den…

YORGOS YENAĞRİDİS: Evet… Getirdiği listede, Mihalis’in de adı vardı… O günden sonra başına ne geldiği bilinmiyor, akibeti bilinmiyor Mihalis’in…

SORU: Voni’de Frosso Dimu’nun evine bazı Kıbrıslıtürkler giderek orada 45 Kıbrıslırum askeri tutuklamışlardı, onları alıp gittiler, öldürdüler. Bunlardan bazılarından geride kalanlar bulundu, bazıları henüz bulunamadı… Umarım Mihalis’in gömü yeri de bulunabilir…

Arkadaşınız Mihalis, nasıl bir insandı?

YORGOS YENAĞRİDİS: Mihalis çok iyi bir insandı… Onunla birlikte diskoteklere giderdik, birlikte gezilere katılırdık… Çok iyi bir insandı, benimle şakalaşmayı çok severdi, çok iyi bir arkadaşımdı Mihalis…

“ANNESİ HER TARAFA KOŞUP OĞLUNU ARIYORDU…”

SORU: Mihalis “kayıp” olunca, ailesi bundan nasıl etkilenmişti?

YORGOS YENAĞRİDİS: Annesi çok etkilenmişti… Oğluna ne olduğunu öğrenebilmek için her tarafa koşturup gidiyordu, ilk yıllarda onu bulmaya çok çalışmıştı… Şimdi artık çok yaşlanmıştır annesi, belki 95-100 yaşlarındadır… Hep siyahlar giyiyordu annesi Mihalis’in, oğlunun başına ne geldiğini öğrenmeyi bekliyordu hep… Hayattaki amacı, hayatta kalmasının amacı, oğlunu bulmaktı… Mihalis’in babası 20 yıl kadar önce vefat etmişti… Oğlu “kayıp” olduktan sonra derin bir üzüntüye kapılmıştı adam…

SORU: Mihalis’in dedesi Konstantinos Koççinovukkos’u tanıyor muydunuz?

YORGOS YENAĞRİDİS: Pek az tanıyordum Mihalis’in dedesini… Yaşlı bir adamdı… Sanırım 90 yaşında falan vardı… Lakabı “Tallandis” idi…

SORU: Köyde kalmıştı o, kaçmamıştı…

YORGOS YENAĞRİDİS: Ancak 1974’ten birkaç yıl önce hep evdeydi, yürüyemiyordu, yatalaktı yani… Hep yatakta yatıyordu… Yaşlılıktan ötürü yürüyemiyordu. Ancak sonradan kızından duyduğuma göre, evde değildi Türkler onu aldığında… Ancak ondan önce 2-3 sene yatalaktı adam…

SORU: Yatalaktı adam, sonra yürümeye mi başlamıştı?

YORGOS YENAĞRİDİS: Evet çünkü onu evden değil, yoldan almışlardı…

DEDE KOÇÇİNOVUKKOS’TAN GERİDE KALANLAR KUYUDA BULUNDU…

SORU: Ondan geride kalanlar bir kuyuda bulundu, bir tarlada, motor evinin yanındaki bir kuyuda… Bu kuyu Kondea kavşağından Kukla’ya doğru (Köprülü) giderken, sol kolunuzdaki bir tarlanın kuyusudur… Burasını bazı okurlarımız göstermişti Kayıplar Komitesi’ne…

YORGOS YENAĞRİDİS: Evinden çok uzaktadır burası… “Kayıplar” konusu açılmışken, ben 1964’te 8 yaşındaydım, o zamanlar bazı Kıbrıslıtürkler’in alınıp Kondea’ya getirildiğini ve okula konulduğunu hatırlıyorum… Bir kadın ve iki erkekti, sanırım erkeklerden birisi gençti. Kondea’ya getirilen Kıbrıslıtürk kadın, bu genci serbest bırakmaları için yalvarmış kendilerini tutuklayan Kıbrıslırumlar’a ama razı olmamışlar…  Ben çocuktum ama bu olayın köyde konuşulduğunu hatırlıyorum… Onların gömü yerini buldunuz mu? Ben onların kilisenin yanında gömüldüklerini sanıyordum çünkü kilisenin oradaki binada tutuluyorlardı…


Yorgos Yenağridis

DEVAM EDECEK