Başbakan Erdoğan Başkan Obama ile düzenlediği basın toplantısında bir cümle ile Kıbrıs konusuna değindi ve ‘’Kıbrıs’ta kapsamlı bir çözüm için zemim her zamankinden çok daha elverişlidir. Bu da heba edilmemelidir’’ dedi.
Obama ise o taraflı olmadı ..
Oysa hazretleri isterse bu sorunu 5 dakikada çözer.
Ama istemiyor çünkü Kıbrıs bu aşamda ABD’nin umrunda değil.
Hele Türkiye’nin hiç.. Çünkü var olan durum Ankara’nın işine geliyor. Nedenlerini bu adada bilmeyen yok.
Ankara’nın işine gelen bir durum farklı nedenlerden dolayı AB üyesi olmuş Kıbrıslı Rumların, onların abileri Yunanların ve dolaysiyle Kıbrsı’ı Türkiye’ye karşı bir kart olarak kullanan Batılı başkentlerin de işine geliyor.
Nasıl olsa Kıbrıs’ta kavga yok ve tüm taraflar kendi konumlarından memnun ve mutlu.
Kıbrıs Türk halkı hariç. Çünkü onlar 39 yıldır ‘‘Ne olacak bizim halimiz’ sorusunun yanıtını arayıp duruyorlar. Bu sorunun yanıtı bulunmadıkça bu toplumda çözümü gittikçe zorlaşan bir sürü siyasal, ekonomik, sosyal ve yapısal sorunlar ortaya çıkar ve kökleşir.
1974 sonrası kurulan sistemin getirilerinden haklı-haksız yaralananalar hariç herkesin şikayet ettiği bu sorunlar zamanla bir alışkanlık haline gelecektir, geliyor.
En tehlikelisi de budur..
Çünkü İnsanlar her şeye alışmış olacak ve alıştıkları bu yanlış ve tehlikeli yaşam biçiminin doğru olacağına inanacaklar.
Böyle bir durum Ankara’nın işini kolaylaştırcak. Türkiye’yi kendi ideolojisi doğrultusunda şekillendirmeye çalışan AKP, KKTC gibi küçük bir yerde bunu çok daha kolay yapabilecektir. Bu da Başbakan Erdoğan’ın bölgesel projesinin bir parçası olarak Batı tarafından desteklenebilir. Çünkü Batılı başkentler Türkiye’nin uyumlu İslamcı modelini Arap ve İslam ülkelerine pazarlamanın peşinde. Mısır, Tunus, Libya ve Yemen’de Müslüman Kardeşlerin iktidara gelişi ve bunların ‘Bizim model AKP’ demesi hem Batıyı hem de Başbakan Erdoğan’ın heyecanını artırıyor.
Başbakan Erdoğan’ın Suriye lideri Esad’a kızması da bundandır.
Çünkü Esad iktidarda kaldıkça Erdoğan ve Batının porjesi bir anlamda hedefine varamayacktır. Durum böyle olunca nedeni ve faili kim olursa olsun Suriye’de 100 bin insanın ölmünü hiç kimseyi ilgilendirmiyor.
Tıpkı Irak’ta ölen bir milyondan fazla insan gibi..
Afganistan, Libya, Sonali ve diğerlerini saymaya gerek yok.
Bu bölgesel ve uluslararası bir oyundur.
İnsanlar hiç kimsenin umrunda değil. Bu hep böyle olumuştur.
İngilizler için önemli olan adadaki iki askeri üs.
Savaş gemilerini Limasol’a oradan da Suriye sahillerine gönderecek Rusya için önemli olan Doğu Akdenizdeki askeri ve ekonomik dengedir.
ABD’yi anlatmaya gerek yok.
Dünyadaki tüm belaların sorumlusu.
Rumlar ise BM’nin 77 sahifalık yeni çözüm önerilerini ciddiye almıyor.
Rumların yeni müttefiki İsrail adanın kuzey ve güneyi ile yakından ilgili..
Kıbrıs ise Türkiye için milli bir dava.
Tıpkı Suriye gibi!!