Milliyetçi Elitlerden Çözüm Beklemek Beyhude Bir Bekleyiştir!

Niyazi Kızılyürek

Bir grup gazeteci, siyasetçiye mikrofon uzatıyor: “New York’a giderken umutlu musunuz?”

Siyasetçi cevap veriyor: “Hiç umutlu değilim. Diğer tarafın açıklamalarına bakınca, insan maalesef umutlanamıyor...”

Bu ve buna benzer sözleri Nikos Anastasiadis ve Ersin Tatar sık sık sarf ediyorlar.

“Öteki” tarafa gönderme yaparak çözüm umutlarının olmadığını söylüyorlar.

Oysa umutsuzluğu yaratan bizzat kendileridir...

Tam 60 yıldır devam eden Kıbrıs Sorununda bizi durmadan başa döndürüyorlar ve sıfır noktasına gark ediyorlar.

Biri, 1960’lı yılların Makarios’unun izinden giderek Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs Anayasasına kazınmış siyasi eşitlik statüsünü değiştirip, Kıbrıs Rum toplumunun tek başına egemen olacağı bir düzenin peşinde koşuyor.

Bu yüzden, Federal Kıbrıs’ın bakanlar kurulunda karar üretmek için en az bir Kıbrıslı Türk bakanın olumlu oyunun aranmasına karşı çıkıyor.

Diğeri ise ayrılıkçı Türk milliyetçilerinin ayrı Türk devleti projesini hayata geçirmek için çabalıyor. Ayrı ve eşit egemenlikten söz ediyor...

Bu akıllar, Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumların hayatlarından tam 60 yıl çaldı ve ülkeyi çanak gibi ikiye böldü.

Yine de, ne biri tek başına egemen oldu, ne de diğeri ayrı-egemen!

Bütün savaşlarını yaptılar, bütün güçlerini ve hatta yedek güçlerini sonuna kadar kullandılar ama sonuç alamadılar.

Birinin gücü, Kıbrıs devleti üstünde defacto olarak egemen olmaya yetti ama Kıbrıslı Türkler üzerinde egemenlik kuramaya yetmedi.

Diğerine ise Türk tankları federal bir devlette siyasi eşit toplum olma imkanını pekiştirmeyi sağladı ama ayrı egemenlik getiremedi.

Öyle olduğu halde, bir saplantı haline getirdikleri milliyetçi politikalarına devam ediyorlar. Geçmiş kuşakların olduğu gibi, gelecek kuşakların geleceğini de mahvediyorlar.

İzledikleri politikalar defalarca başarısızlığa uğradığı halde, ülkemizin sembolü olan o meşhur hayvanın inadına benzer bir inat sergiliyorlar.

Yurttaşlar Kendi Kaderlerini Kendi Ellerine Almalıdır

Milliyetçi elitlerden Kıbrıs Sorununu çözmeyi beklemek beyhude bir bekleyiştir. Onların zihin yapıları çözüm ve barış üretemez.

Hep aynı lafları geveliyorlar. Yurttaşları umutsuzluğa sürüklüyorlar. Sonra da topu birbirine atarak “umutsuz” olduklarını söylüyorlar. Sanki umutlu bir şey yapmışlar gibi...

Açıkça, aklımızla dalga geçiyorlar.

Umutsuzluğu yaratanların pesimizmine teslim olmamalıyız.

Bu ülkede aklını özgürleştirmiş, milliyetçilikten arınmış, ebedi barış içinde yaşanacak başka bir gelecek kurmaya kararlı toplumsal ve siyasal güçler vardır.

İster mavi-beyaz, isterse kırmızı-beyaz olsun, her renkten milliyetçi kadroları yarattıkları distopya ile birlikte geride bırakmalıyız.

Aksi halde, önümüz hep tıkalı kalacak!

“Çözüm ve Yeniden Birleşme Mitingi”

3 Ekim günü AKEL’in Derinya geçit noktasında gerçekleştireceği “Çözüm ve Yeniden Birleşme” mitingi yurttaşların milliyetçi elitlere “dur” demesi için iyi bir fırsattır.

Yurttaşların kendi kaderlerini kendi ellerine almaları, barışsever Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumların seslerini birleştirerek barış mücadelesini taçlandırmaları, tarihimizin çağrısıdır.

Kulaklarımızı milliyetçilerin kakofonisine tıkayıp sadece bu sese kulak vermeliyiz!