On yıllık bir aradan sonra pandemiyi de fırsat bilerek 2020 yılında doktora eğitimime başladım.
Bu süreçte zaten yüksek lisans eğitimimdeki konum olan bina enerji performansını, yani enerji verimliliğini odak alan bir konu seçtim.
Özellikle tezi yazma sürecimde bilmediğim pek çok konuyu öğrendiğimi açık yüreklilikle söyleyebilirim.
Bu hayatta her ne kadar ‘bilirim’ deseniz de öğrendikçe aslında bilmediklerinizin farkına varıyorsunuz.
Enerji verimliliğine dönecek olursak önemli bir ayrımı yaparak başlamamız doğru olacaktır. Bu ayrım Enerji Verimliliği ile Enerji Tasarrufu arasındaki farktır.
ENERJİ TASARRUFU, aslında kullanılan enerjiyi konfor pahasına kısıtlama pratiğidir. Kışta ısıtıcıyı kapatmak, yazda klimaları söndürmek, terleyerek ve üşüyerek oturmaktır.
Enerji kullanımını günlük rahatınızdan ve konforunuzdan kısarak azalttığınız bir yöntemdir Enerji Tasarrufu. Hani diyorsunuz ya “yakmayalım da fatura kabarmasın” işte enerji tasarrufu budur.
Bir de bu konuda önemli olan konu yenilenebilir enerjileri sanki sonsuz bir kaynakmış gibi kullanmamızdır.
Maalesef çatıya güneş paneli koyduğumuz anda enerjiyi hoyratça kullanmaya başlıyoruz:
‘Panel koyduk zaten, yakalım klimayı, açalım camları hem serin olsun hem rüzgar essin.' diyoruz.
Peki, sonunda ne oluyor? Ülkede kurabileceğimiz enerji paneli sayısı limitli olduğundan dolayı bu davranış maalesef yeni güneş paneli montajlarını durduranın eşiğine getirdi.
İşin kötü yanı ise eklenen güneş panelleri aynı zamanda kullanıcıların tüketimini arttırmasını teşvik ettiğinden ülke enerji kapasitesine pek de faydalı olmadı.
Bu süreçte güneş panellerini koyarak kapasitemizi artırmak yerine, gereksiz enerji kullanımını artırmayı başardık.
Bir de enerji verimliliği işte tam da bu noktada devreye girmelidir.
ENERJİ VERİMLİLİĞİ bir binanın gündelik konfordan ödün vermeden, içinde yaşayanları terletmeden veya üşütmeden kullanılan enerjiyi azaltmaktır.
Ve enerji verimliliğini başarmak için ihtiyaç olan maddelerden neredeyse tamamı mimari tasarım ile ilgilidir. Mimari tasarım etrafında şekillenir. Tasarımcının kaleminden çıkmaması halinde bu maddelerin tümü eğrelti eklemeler haline gelme tehlikesini taşır.
Mesela bir ofisin damına istediğiniz kadar güneş paneli koyabilirsiniz, izolasyonunu en iyi malzemelerden seçer, camlarını ısı cam kullanabilirsiniz, yine de mimarinizde batıya açılan boydan camlar, hele de güneş kırıcıları yok ise elektrik faturanızın yüksek gelmesini tetikler. Yapılan tüm diğer adımlar boşa gider.
Mimari projede;
MİMARİ PLAN ŞEMASI binanın enerji verimliği için önemli rol oynar. Yatak odalarının güneşi yatmadan batıdan alarak ısınması, mutfağın doğuya bakarak gün doğumunda ısınarak kullanıcı konforunu sağlaması gibi detaylar bir evin elektrik faturasını ciddi oranda azaltacaktır.
GÜNEŞ KIRICILAR VE SAÇAKLAR bir binanın güneş kontrolü için büyük öneme sahiptir. Güney cephesinde doğru uygulanacak saçaklar güneşin kış aylarında eve girmesini sağlarken, yaz aylarında engellenmesi görevini üstlenebilir.
DOĞAL HAVALANDIRMA VE AYDINLATMA yöntemleri binanın serin kalması ve aydınlatma için gün ışığını kullanması için büyük bir fayda sağlar. Bu yöntem kendi içerisinde yıl boyunca faturanıza büyük bir etki edecektir.
YEŞİL ÇATI VE YEŞİL DUVAR SİSTEMLER pratiği bizim ülkemizde çok yaygın olmasa da hem binanın izolasyonunda büyük faydalar sağlayacak, hem de doğayı binalarımıza taşıyarak kullanıcıların psikolojisine önemli katkılar sunacaktır.
Burada henüz saymadığım birçok tasarım öğesi binalarımızın enerji verimliliği konusunda başarılı olup olamayacağı büyük oranda belirler.
Bu sebeple enerji verimliliğini mimari tasarım projelerinden kopararak sadece sertifikalandırılacak bir sertifikasyonu olarak görmek maalesef verimlilikten çok enerji verimlilik eksikliğini örtmeye çalışan bir yama olmaktan öteye geçemeyecektir.
Hele bu süreçten mimari tasarım tamamen çıkartılırsa maalesef binalarımız enerji verimliliğine ulaşamayacak ve bu yüzden de faturalarımız kabarık gelmesini önleyemeyeceğiz.
Bu durum bizleri yüksek faturalar ile karşılaştığımızda kaçınılmaz olarak enerji tasarrufuna itecek ve evlerimizdeki huzurumuzdan ödün vermemizi zorlayacaktır.
Bunu yaşamamak için ülkemizdeki enerji verimliliği çalışmalarının mimari tasarım yapılandırılmasını çalışmalı ve kabarık faturalarımızı hayatımızdan ödün vermeden azaltmayı arzu etmeliyiz.
Çünkü eskilerin dediği doğrudur. Çünkü “hazıra dağ dayanmaz.”