Bizler genelde pek farkında değilizdir ama yaşadığımız mimari alanlar gündelik hayattaki yaşam kalitemizi ciddi oranda etkileyen bir faktördür.
Mekânlarımızın bizlere hissettirdiği duygular tüm hayatımız boyunca çalıştığımız bir işyerine bunalarak girip girmeyeceğimizi, akşam evimize giderken bunalmış veya ferahlayan hissedip hissetmeyeceğimizi belirler.
Bunun farkında olan pek çok iktidar senelerce mimarinin duygularını kamu binalarında kullanmıştır.
Mesela Washington’daki insan ölçeğinden çok büyük yapılar kullanıcılarına devletin büyüklüğünü hissettirir.
Aynı şekilde Amerikan filmlerinde gördüğümüz yüksek basamaklarla tırmandıktan sonra uzun kolonların altından girdiğiniz mahkeme binaları hukuğun üstünlüğünü kullanıcısına daha binaya girmeden hissettirir.
Yalnızca politik değildir mimarinin etkisi. Evinizde huzur bulmanızı sağlayan duyguları hissettirir.
Bunun sanırım en fazla pandemide hissetmişizdir hepimiz.
Tabi, eğer bir ülkede emlakçı hizmet bedeli %5 iken, eğer binayı sıfırdan yaratan mimarın hizmet bedeli %2’de kalıyorsa ve o miktarda da ciddi pazarlık yapılıyorsa, o ülkenin binaları kullanışsız ve sorunlu olur.
Bizim ülkemizde maalesef mimarlık yapmak zordur. Bir binanın tüm yaşantısına dokunan mimarlık hizmeti “iki çizgi” olarak görülerek pazarlık yapılmaya kalkılır.
Evin mutfak bankosuna verilecek ücretin 4’te 1’i için, o banko dâhil evin her noktasına karar verecek meslek grubundan tasarruf yapılmaya çalışılır.
Hâlbuki mimar yaptığı proje emeği ile hayatını idame edebilmelidir. Böylece geçim derdinden başka işlerle uğraşmaz zorunda kalmayacak ve tüm enerjisini projeye odaklayabilecektir.
Çünkü bir mimar;
- Binanıza koyacağınız gereksiz koridor alanının her bir metrekaresi size en az 17,000 TL malolacaktır. Eğer 10 metrekare gereksiz alan kullanılmış ise bunun size inşaatta maliyeti 170,000 TL olacaktır.
- Güneş kontrolü yapmaya fırsat olmaz ise ise elektrik faturanız aylık binlerce Türk Lirası artacaktır. Bu da sizi aylık taksit miktarı gibi elektrik faturası ödemeye zorlayacaktır.
- Batan güneşin parıltısı eğer salonunuzda içeri giriyorsa akşamlarınız artık zindandır. Araziniz manzaralı da olsa, salon pencerenize çok para harcamış olsanız da salonunuzun manzarası artık perde olacaktır.
- Eğer mimarınıza ve inşaat mühendisinize iki çizik atıp geçme ücreti öderseniz ve onlara projenizi koordine edecek olanakları sağlamazsanız deprem derdi ciğerinizi karartacaktır.
- Bir saçak bazen evinizle birlikte hayatınızı aydınlatır. Aydınlığı içeriye alıp, güneşi dışarıda tutmak özellikle bizim gibi sıcak Akdeniz ikliminde çok önemlidir.
- Özenilecek bir işyeri tasarımı yatırımınızın işe yarayıp yaramayacağını belirler. Kafe, restoran, hatta dükkân yatırımının tutup tutmayacağında “iki çizgi” diye tabir edilen mimari önemli bir rol oynar.
- Bir balkon konumuna göre yaşam kalitenizi artırabilir veya yanlış yere konulursa mopların duracağı açık hava deposuna dönüşebilir. Her iki durumda da bu balkonun maliyetini ödersiniz.
- Mimarınıza projesini yapabilmesi için verdiğiniz değer aslında evinizin mimarisine verilen değerdir. Bu değere göre 180 m2 kullanışlı ve alanları büyük binada da yaşayabilirsiniz, 300 m2 ama kullanışsız ve alanları küçük bir binada da yaşayabilirsiniz.
Evinizi, iş yerinizi veya yatırımınızı bu kadar büyük inşaat maliyetleriyle yaparken, bu maliyetin her şeyini belirleyecek ve onu sıfırdan yaratacak olan %2’lik kısmından tasarruf yapmak mantık dışıdır.
Daha sağlıklı ve huzurlu bir yaşamı etkileyecek sağlıklı binalarımız için toplum olarak mimarlığın ‘iki çizgi’ olmadığını gerçeğini artık yaymalıyız.
O yüzden; İşin uzmanları ile pazarlık etmeyiniz.
Emeğinin karşılığını veriniz!