Beste Çağla Özata
Dünyamızda neler oluyor? Çocuklarımıza çocukluklarını yaşamalarına bile fırsat vermiyoruz. Çocuklarımıza birer yetişkin gibi makyaj yapıp, giydiriyoruz. Önceleri Hollywood’da ünlülerin çocuklarında ve ünlü çocuklarda görülmeye başlanan bu akım gün geçtikçe toplumumuzda da varlığını göstermeye başlamıştır. Birçok ünlü çocuk giyim markaları reklamlarında küçük çocuklara yetişkin gibi makyaj, topuklu ayakkabı ve kıyafet giydirip, poz verdirmektedirler. Bunun sonucunda ise aileler reklamda gördükleri çocuklara özenmekte ve kendi çocuklarına da bunları uygulamaktadırlar. Ailelerin bu şekilde çocuk yetiştirmeye başlamasının sebeplerinin başında psikolojik olarak kendilerini tatmin etmek ve çocuklarının beğenilmesini istemek gelmektedir. Nasıl mı? Çocuklarının küçük birer hanımefendi ya da beyefendi olarak görülmesinden dolayı beğenilmesi ve “ne kadar güzel, ne kadar yakışıklı olmuş” cümlelerini duymak hoşlarına gitmektedir.
DEPRESYON TEHLİKESİ!
Bu şekilde yetiştirilen çocukların bu durumdan nasıl etkilendiği Sevil Yavuz’un yazısında gördüğümüz gibi, çocukluklarını yaşamalarına fırsat verilmemektedir. Çocuğa çocuk gibi yaşamak yerine küçük bir yetişkin gibi yaşaması gerektiğinin inancı aşılanmaktadır. Çocuklar da bu durumdan psikolojik olarak olumsuz etkilenmektedir. Aileler de çocuklarının dış görünüşlerini (kıyafetlerini, ayakkabılarını/saçlarını, çeşitli güzellik malzemelerini kullanmalarını) övmekte ve yeteneklerini arka plana almaktadırlar. Küçük yaşlarda beğenildiği ve güzel olduğu devamlı vurgulanan çocuk, ilerde beğenilme ve onaylanma ihtiyacı duymaktadır. Bu çocuklar ileriki hayatlarında en küçük eleştiriyi bile kaldıramayıp çok çabuk depresyona sürüklenebilmektedirler.
ÖZENTİ
Bu şekilde yetiştirilen çocuklar yine ileriki hayatlarında modanın kabul gördüğü bedensel imajlara ulaşmak için vücutlarında değişiklikler dahi yapmaya başladıkları gözlemlenmiştir. Biz anne ve babalar çocuklarımızı bilinçsizce bu acımasız yarışın içine atmaktayız. Bunun sonucunda ise çocuklarımız maddi, manevi, fiziksel ve psikolojik problemler yaşarlar. Bu yarıştan kopmamak için tüm kazançlarını estetik ameliyatlara, moda olan kıyafetlere, saç modellerine, makyaj malzemelerine ve moda olan vücut şekillerine ulaşmak için harcarlar. Örneğin, birçok kişi şu anda gündemde olan Kim Kardashian’ın vücut ölçülerine benzemeye çalışmaktadır. Toplumlarda şu anda zayıf ve kaslı vücut yapıları daha fazla kabul görmekte, görünümün önemi sık sık teşvik edilmekte ve bu yüzden bazı kişiler sırf ideal vücutlara sahip olmak uğruna depresyona dahi girmekte ve akılcı olmayan yöntemlere başvurup medet ummaktadırlar. Bu gibi durumlar da bazen hüsran veya ölümle sonuçlanabilmektedir. Bir başka örnek ise, yüksek topuklu ayakkabıların yetişkinlerde bile fiziksel sorunlar yaratığı bilinmesine rağmen, bunun çocuklarda çok daha fazla fiziksel sorunlar yaratabileceğinden hiç şüphem yok. Rahat olmayan kıyafetler, ayakkabılar ve ciltlerine hasar verecek olan makyaj malzemeleri kullanmak çocuklarımızın bedensel sağlıklarına zarar vermektedir. Çocuklarınızı küçük birer yetişkin gibi yetiştirmemiz ilk etapta kulağa hoş gelse bile, ilerleyen dönemlerde çocuklarımız bedenlerini olumsuz şekilde algılamakta ve bundan dolayı fiziksel değişiklikler ve psikolojik bozulmalar görülebilmektedir.
MASUMİYET VE ÇOCUKLUK KAYBI
Bu yöntemlerle yetiştirilen çocuklarda psikolojik etkilenmenin yanı sıra davranış ve tutum bozuklukları da gözlemlenmektedir. Bunun yanında yetişkinler ile çocuklar arasındaki sınırın yok olduğunu da görmekteyiz. Yetişkin gibi davranıldığında, çocuk, yetişkinlerin dünyasında olduğunu ve yetişkinlerle aynı haklara sahip olduğunu düşünmeye başlar. Bunlara örnek verecek olursak, tabuların yıkımı, sözel ve fiziksel şiddet uygulama, alkol tüketimi, uyuşturucu kullanımı ve erken yaşta cinsel ilişkiye girme gibi davranışlar içine girdikleri görülmektedir. Özellikle medyada çocukların cinsel obje olarak sunulması beraberinde birçok sorun da getirebilmektedir. Eski dönemlerdeki masum çocuk düşüncesinin yerine minik yetişkin düşüncesi yerleşmeye başlamıştır ve bunun sonucunda ise çocuklarımız masumiyet ve çocukluklarını kaybetmeye başlamıştır.
Çocuklarımızı vakitsizce ve abartılı imaj yarışı içinde yetiştirmemeliyiz. Bunun yerine yaş gruplarına uygun davranmalarını ve giyinmelerini sağlamalıyız. Bırakın çocukları çocuk gibi davranıp giyinsinler, çünkü ne de olsa bir gün yetişkin olacaklar. Belki şimdi, onlar istediğiniz gibi giyinip makyaj yapacaklar fakat bir daha çocuk olma fırsatları olmayacak!
Bir sonraki yazıda görüşmek dileğiyle…