Misafir odası!

Serhat İncirli

Hala var mı bilmiyorum ama bir ara Kıbrıslı Türkler evlerine “misafir odası” diye bir oda yaptırırdı!
Genellikle bu odadaki koltuklar falan işlemeli olurdu.
Ama o oda, hiç kullanılmazdı.
Misafir gelse de aslında kullanan yoktu.
Hiç işe yaramayan bir odaydı.
Şimdilerde sanırım kaldırıldı o şatafatlı züppe havasındaki odalar…

-*-*-

Çocukluğumdan beri “misafir odası” olayından gıcık kaptım.
Ekonomik açıdan israf; sosyal açıdan gereksiz.
Ve psikolojik açıdan “ciddi görgüsüzlük!”…

-*-*-

Misafirin gelmiyor niye yapıyorsun; bunca masrafa ne gerek var?
Olması lazım!
Herkesin var bizim niye olmasın?
Hem de en şatafatlısından!
Koltuk kenarları altın rengi!

-*-*-

KKTC’ye külliye inşa ediliyor!
“Ayranımız yok içmeye, atla gidiyoruz sıçmaya atasözü neyi anlatır?” diye bir soru sorulsa, “KKTC’deki Külliyeyi” diye yanıtlarım!
Tam bir gereksiz misafir odası durumu!

-*-*-

Bre Allah’ın son görgüsüzleri, ülkenizdeki 100 okulun 90’ını neredeyse 50 sene önce Kıbrıslı Rumlar yaptı…
Dört hastaneniz var, ikisi İngiliz’den kalma…
İki yarım inşaat hastaneyi yıllardır bitiremediniz…
Lefkoşa ve İskele’ye kendimi bildim bileli yeni hastane sözü vermektesiniz…

-*-*-

Yollarınız yarım yamalak.
Limanlarınız dökük…
Sokak lambalarınız yanmıyor…

-*-*-

Bunca senedir yeterli olan Meclis şimdi mi eskidi?
Bunca liderin kullandığı Silihtar, bir Seymenbaşı’na mı dar geldi?
Kardeşim adam en iyi yaptığı işleri yani cenaze ve düğüne gitmeleri artık sarayda mı organize etmeyi düşünüyor?
Bu yüzden mi sığışamadı?

-*-*-

Prestij diyorsunuz!
Neyin prestiji?
Misafiriniz gelmiyor ki “misafir odanız” olsun!
Gelen misafirler, hep bizim köyden!
Silihtar’da değil, UBP Göçmenköy Örgüt ya da Ortaköy Muhtarlık binasında kabul etsen umurları olmayacak!

-*-*-

Mevcut ekonomik ve sosyal şartlarda Külliye inşaatı toplum düşmanlığıdır, halk düşmanlığıdır…
“Benim dediğim olacak” empozesi söz konusudur…
Siyasi baskı amaçlıdır…
Kültürel emperyalizm içermektedir…
Gösteriş merakıdır…
Görgüsüzlüktür…
Ahlaksızlıktır…

-*-*-

Bir şey mi yapmak istiyorsunuz?
Hazır ağaç katliamı yapmış ve Lefkoşa’nın oksijeninin bir kısmını kesmişken, yıllardır verdiğiniz sözü tutun ve nefis bahçesi olan, bol ağaçlar içinde tam teşekküllü bir hastane yapın…

-*-*-

Kalan parayla yolları tamir edin…
Suyun dağıtımını tamamlayın…
Elektrik sorununu çözün…
Girne Turizm Limanı’nı genişletin, Girne Tarihi Limanı’nı tımar edin…
Gemikonağı’na çok iyi bir liman yapın…

-*-*-

Yok, yok, prestij için önemlidir!
Pardon ama hangi prestij?

-*-*-

Hep tartıştığımız bir “liyakat ilkesi” var ya…
O ilke, sadece kişinin oturduğu koltuğa yani makama “layık” olmaması hali değildir…
KKTC’ye şu andaki durumda, fakirlikte, yoksunlukta, batmışlıkta, çürümüşlükte böyle bir bina yapmak da “liyakat ilkesi” kapsamında ele alınmalıdır…
Hiç işe yaramayan bir kişinin, oturduğu makam koltuğunu, arkasındaki panoyu, misafir koltuklarını, masasını ve en önemlisi odadaki fotoğraf ve bayrakları illa ki yenilemesi gibi bir şey…
İki sekreter yetmez, dört tane istemesi gibi bir şey…

-*-*-

İş yapmıyor ama hava basıp yaparmış gibi gösterecek…
“Misafir odası” canım!

-*-*-

Mutfağı yenile, ne bileyim televizyonu, klimayı, buzdolabını, sobayı düzgün hale sok…
Hatta önümüz kış, iki kamyon odun al!
Yok, ben misafir odamızın koltuklarını değişeceğim!
Be misafir gelmiyor, üstelik senin koltuklar da yeterlidir, boşa para harcamayalım!
Ama prestijimiz önemli!
Batsın bir yerinize o prestijiniz!
Hatta sorry ama “Allah belanızı versin gögüsüzler!” diyeceğim de; değmez vallahi; demiyorum!


Çok faydalı Amerika temasları

Seymenbaşımız Amerika’da kimlerle görüştü?
Siz bakmayın öyle abidik gubidik isimlerle görüştüğünün açıklanmış olmasına!
“Amerika temaslarımız çok faydalı geçmiştir”… 

-*-*-

Yüzbaşı Tommiks’le bir araya geldi mesela!
Ve bu görüşmede Tommiks’e Konyakçı ile Doktor, Seymenbaşı’na ise Ergün Olgun ve Osman Ertuğ eşlik etti.

-*-*-

Akabinde Zagor Tenay ile bir araya gelen Tatar, Mandrake ile akşam yemeği yedi…
Teks ve Kit Carson ile kahvaltı yaptı.

-*-*-

Tom Braks ile de görüşen Seymenbaşı; Çelik Bilek Texas, Rodi ve Profesör Oklitüs’ten “eşit egemenlik konusunda destek” almayı başardı.

-*-*-

Kızılmaske ile de gizli bir görüşme gerçekleştiren Seymenbaşı, bir günlüğüne Kanada’nın Ontario Kalesi’ne gitti ve orada “Ontario Kurtları”nın başbuğu olan Kaptan Swing ile faydalı bir görüşme gerçekleştirdi.

-*-*-

Kaptan Swing’e görüşmede Gamlı Baykuş, Mister Blöf, Betty ve köpeği Puik eşlik etti… 
Seymenbaşı, zaman zaman Bellapais yürüyüşleri sırasında birlikte fotoğraf çektirdiği kendi köpeği ile Puik’in çok benzediklerini, her ikisinin de kuyruğu ve dört ayağı olduğunu aktardı. Bunun, KKTC’nin tanınması algısı açısından önemli olduğunu vurguladı!
Seymenbaşı, “tüm temaslarımız çok faydalı geçti, KKTC’nin tanınması an meselesi” dedi.

Kıbrıslı Türkler… Bugünkü birinci yazımızda belirttiğimiz hiç kullanılmayan misafir odasında, üstelik kafeste “üç maymun”!.. Fazla söze gerek yok!