Levent ÖZDAĞ
Kendimi tek kelime ile tanımlayacak olsam… Mucizeyim
Şu an yaptığım işi yapmasaydım… Öğretim görevlisi
Benim gündemimi en fazla meşgul eden… Yeni trendler
Kayıtsız kalamadığım şey… İnsan haklarına kayıtsız kalamam
En büyük pişmanlığım… Hiçbir şey için pişman değilim. Çünkü her yaşanılan bana güzel bir şeyler öğretti
En büyük sevincim… Kendi markamı yaratmış olmam
Hayatımın dönüm noktası… Burs kazanıp İtalya’ya gitmem
Beni en çok etkileyen yazar… Halil Ata Bıçakçı
Başucumdaki kitap… Zihnin Efendisi
En keyif aldığım müzik… Sezen Aksu-Sarışınım
En son izlediğim film… Dünyayı Ardında Bırak
Kendim için son aldığım şey… Tabi ki ayakkabılarım
Dolabımdaki en gereksiz şey… İsrafa karşı olduğum gereksiz bir şey yoktur
Benim için alınabilecek en güzel hediye… Beni tanıyanlar bilir orkide hastasıyım. Ofisimdeki masam orkidelerle doludur
Kendimle ilgili değiştirmek istediğim şey… Empati özelliğimi değiştirmek isterdim. Gereksiz bir vicdana sahibim
Kendimde beğendiğim özellik… Tüm kusurlarımla kendimi seviyorum
Olmasa da olur… Çocuk
Olmazsa olmaz… Aile
En sevdiğim yemek… Suşi
Hayalimdeki dünya… Paranın amaç değil araç olduğu insanlara sahip bir Dünya
Aşk benim için… Gençlik iksiri
Onunla çok tanışmayı isterdim… Büyükbabam
Görmek istediğim yer… Finlandiya
Mutlaka yapmak istediğim… Yaşlı Bakım Evi
Son olarak söylemek istediklerim… Yeni yıl akşamı yazdığım yazıyı paylaşmak istiyorum: “Sevgili 2023, ayak izlerin 2022 den belliydi, beni acı deneyimlerle büyüttüğün için sana kocaman bir teşekkür borçluyum tüm olumsuzluklar için şükredebileceğim 40 yıl düşünsem aklıma gelmezdi beni tanıyanlar bilir kadere olan inancım, batıl inançlarım ve dahası… Yazarken bile gülebiliyorsam “korkularıma” gerisini siz düşünün. Tüm korkularımdan özgürleştiğim, kadere inanmadığım, ne ekersek onu biçtiğimizin farkındalığında koca bir yılı geride bıraktım. Sağlığımızın bile kendi elimizde olduğunun farkındalığına varmadığımız, hiç ölmeyecek gibi çalıştığımız, yarın telaşıyla bugünü kaçırdığımız tam 365 gün.
“Hayat bir gün, oda bugün” diyen doktorumla başlayan uyanışım,
“Mutluluğun bir varış noktası değil, bir yolculuk olduğunu” kabullenmemle renklendi. Gökkuşağı tadında yeni bir 365 gün yaşamaya hazırım”