2011-2012 Telsim süper liginin ikinci haftasında Mağusa’da ilk hafta galip gelen iki takımın mücadelesinde maç öncesi ev sahibi Mağusa Türk Gücü daha ağır basan taraftı.
Bilindiği gibi ligin ilk 4-5 haftası takımların oyuncu kalitesinden daha çok mücadeleye dayalı ve birazda şans faktörünün yanınızda olması gerekir takım olarak.
Göçmenköy takımının yabancı tercihlerini geçmiş yıllarda Türkmenköy takımının formasını giyen ve ülke futbolunu çok yakından bilen Tabi ve İbrahim Kabore’yi kadrosuna katarak akıllıca bir hamle yaptığını gördük.
Mağusada kalabalık bir seyirci kitlesi önünde oynandı. M.T. Gücü takımının iskeletini oluşturan pek çok oyuncu bu yıl ya başka takımlara gönderildi, ya da takıma girmede zorluk çekiyor. Birde yıllarca belli mevkilerde oynamaya alışmış Erdoğ gibi stoper bir oyuncunun orta sahada görevlendirildiğini gördük.
Maçın ilk yarısında MTG orta sahasının oyunu kurmada zorlandığı ve forvette oynayan Deniz, Nikolou, Ikedia ve Yasin gibi dört gol ayağının etkisiz kalmasıyla ilk yarıda aradığı golü bulamayan bir MTG vardı. Buna karşılık önce oynatmama prensibiyle MTG forvetine boş alan bırakmadan defansta vee orta sahada kalabalık bir oyuncu sayısıyla mücadele eden Göçmenköy takımı bu hedefinde de ilk yarıda başarılı oldu ve iki takım da golsüz soyunma odalarına gittiler. Tabii ki MTG takımının orta sahadaki bu aksaklığı gördüğünü ve teknik heyetin Nikolou’yu dışarı alıp yerine Osman’ı oyuna alarak orta sahadan forvete top taşımaya yön elik bir hamle yaptığını söylemek gerek.
İkinci yarının hemen başında Halil Çürük’le 46. Dakikada golü bulan MTG, saha içi taktiksel dengelerin de tamamen bozulmasına neden oldu. Göçmenköy takımı ilk yarıdaki gibi tamamen defansif oyunundan uzaklaşıp MTG takımının boş alan bırakmaya başlayınca olanlar oldu ve MTG’nin iki ve üçüncü golleri de arkasından geldi. Özellikle Halil’in birinci golden altı dakika sonra attığı ikinci gol hem kendinin hem de takımının iyice rahatlamasını sağladı. Hüseyin Sadıkların da Uğur’la birlikte orta sahayı daha çok top kullanarak geçmeye çalışması ve İkedia’nın da bu saydığımız oyunculara ayak uydurarak hem orta sahadaki top çevirme ve rakibin pres yapma şansını ortadan kaldırması hem de birebirde rahatlıkla Göçmenköy oyuncularını geçmede zorlanmaması üçüncü golde göze hoş gelen biraz da jenerik kokan bir golle güzel oyununu tamamladı. Ikedia’nın ikinci yarıda top oynama yeteneği daha fazla olan oyuncularla sahada topla buluştuğunda yapmış olduğu hareketler ve attığı gol önümüzdeki haftalarda MTG adına birçok takımın canını yakabileceğini de bizlere göstermiş oldu. MTG sahada golleri atıp 3 puanı alırken göze pek de hoş gelmeyen görüntüler de hem saha içinde hem de tribünlerde gerçekleşti. Özellikle Osman’ın Borga’yla girmiş olduğu gereksiz diyalog ve ardından görmüş olduğu sarı kart ilerisi için tehlike sinyali verirken benzer görüntüler tribünde de MTG taraftarları tarafından sahnelendi. Rakip takım seyircilerine ve futbolcularına koro halinde yapmış olduğu küfürlere Göçmenköy taraftarları da karşılık verince pet şişeleri kafalarımızın üzerinden uçarak geçmeye başladı ve arada eşleri ve çocuklarıyla sadece maç görmeye gelen birçok insanın da mağdur olmasına neden oldu. Maçın hakemi Mehmet Sezener’in ilk yarıda Bülent’e İbrahim Uludağ’ın yaptığı hareket sonrası penaltıyı es geçmesi ve ikinci yarıda önünde cereyan eden futbolcular arasındaki gerginlikte kartlarına başvurmada cimrilik yapması kendisi adına sahaya yansıyan olumsuz hareketlerdi.