İkinci tura kalan Bağımsız Cumhurbaşkanı Adayı Mustafa Akıncı, seçimde bugüne kadar görülmeyen 'müdahalelerin' görüldüğüne işaret etti, buna rağmen halkın iradesini sandığa yansıtmayı başardığını kaydetti.
Akıncı, seçim sonuçlarının ardından siyasi partilerin kendi değerlendirmelerini yapacaklarını belirterek, " Otursunlar, kendi değerlendirmelerini yapsınlar, parti meclislerinde ona göre üretsinler birinci turda geçtiğimiz süreçte tek bir adaya laf etmedim. Ben onları değil, kendimi vizyonumuzu, gördüğüm tehditleri, umutlarımı anlatmaya çalıştım. Tehlikelere işaret ettim" şeklinde konuştu.
"Halk kimi seçeceğine karar verme yeteneğine sahiptir" diyen Akıncı, "Siz, ‘sizin cumhurbaşkanınız bu olacak’ deme yetkisine zaten sahip değilsiniz. Bunu kabul edip, sindirenler adına üzülüyorum. Bu şekilde göreve gelseniz kendiniz olamayacaksınız, sizi oraya getirenlerin gölgesinden başka bir şey olamayacaksınız" dedi.
Akıncı’nın açıklamaları özetle şöyle: Yaşadığımız bu süreç zorlu bir süreç oldu. Son zamanlarda bunları anlattım. Oyumu verdikten sonra yine anlattım. Bu sürede iki tane normal olmayan durumla iç içe yaşadık. Bunların ilki dünyayı kasıp kavuran bir salgınla bizlerde yüz yüze geldik. Kapalı yemekli toplantıları en son 5 Şubat’ta yaptık. Miting düşünmedik bile. Genç arkadaşlarımızın sosyal medya üzerinden ulaşmaya çalıştık, elimizden geldiğince mesajlarımıza size duyurmaya çalıştık. Siz beni bugün tanımadınız. 45 yıldır hizmetinizdeyim, aranızdayım, beni tanıyorsunuz. Bazıları burada 4-5 gün bile geçirmediler. Ellerine kalemi aldılar, kara çaldılar. Beni size anlatmaya çalıştılar. Halkın tanıdığı, aranızda olan lideri anlamak, görmek istemediler, herhalde bu akşam gördüler, anladılar. 5 yıl önce aldığımız oydan daha fazla oyla halka müracaat edeceğiz. Partiler kendi değerlendirmesini yapacaklar. Otursunlar, kendi değerlendirmelerini yapsınlar, parti meclislerinde ona göre üretsinler birinci turda geçtiğimiz süreçte tek bir adaya laf etmedim. Ben onları değil, kendimi vizyonumuzu, gördüğüm tehditleri, umutlarımı anlatmaya çalıştım. Tehlikelere işaret ettim.
Halkın vicdanına müracaat ettim. Tüm yurttaşlara sesleniyorum, onların vicdanlarına müracaat ediyorum. Onlar da mutlaka sandığa gitsinler, vicdanlarına göre hareket etsinler. Önümüzdeki Pazar gününe kadar serinkanlı, soğukkanlı, güçlerimizi birleştirecek çok daha fazla insan bulacağız.
Halktan aldığımız destekle, 19 Ekim sabahından itibaren görevimizi devam ettireceğiz. El ele, omuz omuza yürümeye devam edeceğiz.
Önümüzdeki süreç, yalnız yürünecek bir süreç değil, hep beraber yürünecek bir süreç… Salgın birinci normal olmayandı ona göre hareket etmeye çalıştık. Bugüne kadar yaşanmamış, görülmemiş müdahaleler gördük. Müdahaleler olmadı mı geçmişte? Oldu…Bütün bunlara rağmen Kıbrıs Türk halkı iradesini sandıkta yansıtmayı başardı.
Kıbrıs Türk halkının gücünden büyük güç yoktur. Bırakınız, halk kimi seçeceğine karar verme yeteneğine sahiptir. Siz, ‘sizin cumhurbaşkanınız bu olacak’ deme yetkisine zaten sahip değilsiniz. Bunu kabul edip, sindirenler adına üzülüyorum. Bu şekilde göreve gelseniz kendiniz olamayacaksınız, sizi oraya getirenlerin gölgesinden başka bir şey olamayacaksınız. Önümüzdeki hafta, kaç haftadır yaşadığımız müdahaleler son bulsun. Çıkacak olan sonuç, halkın geleceğine ışık tutsun bu çağrımıza kulak verilir ya da verilmez, halk ne yapacağın biliyor.