Başbakan İrsen Küçük müjde verdi! yine… 13. maaşlar da ödenecekmiş, önümüzdeki yıl da hayat pahalılığı maaşlara yansıtılacakmış. Ve ekledi; “Bu bizim taahhüdümüzdür ve bunu yerine getireceğiz”. Yine sanki olmayan bir şeyi veriyormuş veya uyguluyormuş gibi, fazladan hediyeler dağıtıyormuş gibi konuşması insanları sevindiriyor tabii ama bunlar zaten yasal hakları değil miydi? Tabii bu müjdelerinin! dışında KTHY eski çalışanlarından 60 kişinin de yeni yılda devlete alınacağının sözünü vermişti ilgili çalışanlara… Onun için de birlikte 407 günlük direniş çadırlarını yıkmışlardı hatırlayacaksınız. Maliye Bakanı Ersin Tatar da ara sıra “ekonomi güçlendi” diyor. Bu açıklamalardan sonra insan umut etmek istiyor ama dilin kemiği yok ki!.. Bir de acaba diyorum İrsen Küçük bir kaynak mı buldu? Bulduğu kaynağı mı dağıtıyor? Yoksa Shell’in Akdeniz’de arama başlatacağı doğal gazı önceden gördü de ondan gelecek parayı şimdiden avans olarak mı dağıtacak!
Af’lar
Kaçak yaşama bilmem kaçıncı kez af çıktı ya… İçişleri Bakanı Nazım Çavuşoğlu da her af çıktığında söylendiği gibi tekrarlıyor; “Boş verin tekrar af çıkarır bunlar diyenler yanılır, bu sondur. Bu konuda tavizimiz yok. Kararlılığımızı görecekler. O yüzden bu aftan herkesin yararlanmasını istiyoruz.” dedi bir kez daha… Ve şunu da söyledi; “Bu aftan herkes bedava olarak yararlanacak. Dönüşleri de garanti altındadır.” Bu ne demek peki? Kaçak yaşayanlar aftan bedava yararlanacak, ülke dışına çıkacak ama dönüşleri de yine garanti altında, yani dönebilecek. Tekrar gelip bu ülkede aynı şekilde yaşayacaksa neden af çıkıyor o zaman! Bu kadar uğraşmaya ne gerek var? “Herkes serbest” derdiniz, olur biterdi.
Kaçaklara af çıkarılırken bir de askerlik affı geleceği söyleniyor. Yani yurt dışında yaşayıp, askerlik nedeniyle yurduna gelemeyen Kıbrıslı Türkler için af çıkarılacakmış. Kaçaklar için o kadar af çıkarırken askerlik için bir af çıkarmak zor mu? Çıkacaksa eğer bu kadar zaman neyi beklediniz? CTP Milletvekili Abbas Sınay’ın hazırladığı bir de taslak varken… Alın çıkarın yasayı… O kadar insanı sevindirin işte… Buna da taahhüt deyip geçmişteki taahhütleriniz gibi olmasın ama…
Ruffles yokmuş!
İngiltere’den geldi akrabalar… “Ruffels alıp götüreceğiz” diyorlar… Şaşırıyorum. Meğer Londra’da Ruffles yokmuş. Kızları da çok seviyor bu çipsi ama Londra’da yok. İşte kapitalizmin beşiklerinden birinde benim de çok sevdiğim ama istediğim kadar yiyemediğim Ruffels yok. Aslında var da Vikipedia’ya göre McCoy’s adıyla üretiliyor ancak tadında biraz farklılık olsa gerek ki buradan götürülmek isteniyor Londra’ya… Peki neden yok? Eğer gerçek buysa ‘korumacılık’… Bunu devletçilik olarak almamak gerek. Kendi üreticisini korumak için o ürünü o ülkede üretmiyor. Şimdi buradan İngiltere’ye Ruffles gidecek! Konuyu tartışanlara bir örnek işte…