Kurultay istihdamlarıyla ilgili çeşitli ve ilginç haberler gelmeye devam ediyor.
Akıncılar UBP örgüt başkanının eşi 55 yaşındaki kadının sağlık ocağına istihdamı gündem olmuştu.
Çalışma Bakanımız hanımefendi de, “bu yaş istihdam için genç, ben de 57 yaşındayım” demişti hani!..
Yenidüzen’in bu haberi günlerce konuşulurken ardından ilginç! başka haberler gelmeye devam ediyor.
***
Bunlardan biri Güzelyurt’ta… Güzelyurt Vergi Dairesi’ne 50 yaşında bir kadın istihdam edildi. İlginçlik bu kadarla da kalmıyor. Söz konusu kadın daha önce bazı suçlar nedeniyle görevden uzaklaştırılmış ama şimdi yeniden kamuda istihdam edilmiş.
Bu kadarla da kalmıyor ilginçlik… Bir tuhaf durum daha var; O da, kadının kendisi bile Vergi Dairesi’ne temizlikçi olarak girdiğini sanmış ama bakmış ki memurluk görevi verilmiş. O da şaşkınlık içinde şimdi memurluk yapıyor.
***
Bir ilginç kurultay istihdamı da Lapta’dan… Ünlü bir nakliyat şirketi sahibinin eşi Lapta Hastanesi’nde istihdam edildi. O da 40 yaşında… Buradaki ilginçlikler de devam ediyor. Kadının herhangi bir iş ihtiyacı yok, herhangi bir maddi ihtiyacı yok. Bölge halkı Hastane’ye istihdam edilen kadının ayda 1,500 lira maaş için bir gün Hammer marka arabayla, bir gün BMW marka arabayla kağıt yazmak için işyerine gidip gelecek olmasının ilginç ve tuhaf olduğunu söylüyorlar.
***
UBP’nin icraatlarından bazı örnekler daha verdik.
Her zaman söylüyoruz ama;
Bu ilginç, tuhaf, yasalara aykırı işler, istihdamlar devam ederken halkımız konuşuyor belki… “Bu kadar da olur mu?” diye yakınıyor ama sıra kendisine geldiğinde çoğunluğun bu yasadışı istihdamları savunacağını, “benim de hakkım” diyeceğini de biliyoruz.
E, kolay değil… KKTC tarihinde ve onun da öncesinden UBP, ülkede öyle bir kural tanımaz, yasadışı bir icraat uygulamış ki artık bu uygulamalar insanımıza nefes alır, su içer gibi normal gelmeye başlamış.
Başkası için “içtiği su kolibasili dolu” derken, kendisi içerken “ohhh, çok leziz bir su” diyebiliyor.
Önemli olan işte bu içilen suyun aslında herkes için kolibasili dolu bir su olduğunu kabullenmek.
Bunu başarabilirsek, veya herkes bunun farkına varabilirse belki bu çarpıklıklar da biraz düzelebilir.
İki not;
*Yıllar sonra bir futbol maçına gittim. Geçtiğimiz Cumartesi, Doğan-Serdarlı maçını izledim. Maç oynandı, bitti. Futbolun vazgeçilmez kurallarından birinin daha devam ettiğini gördüm. Maçı kazanan takımın taraftarları da maçı kaybeden takımın taraftarları da hakemlere sövüyor.
Gerçi bir yan hakemin idaresi tartışılabilir konuydu ama şu da bir gerçek; Hakemler her ne kadar maçı iyi idare etseler de mutlaka ki sövmelerden nasibini alacaklar.
*Geçen gün de biraz kuzey sahil yolunu, Karpaz yolunu kullanabildim. Yine her zaman yazıyoruz, haber yapıyoruz. Derelerin içine inşaatlar yapılıyor diye… O kadar ilginç ki, derenin üzerine yapılmış köprü korkuluklarının tam altında inşaatlar, evler, apartmanlar çıkıyor. Bu garipliğe izin verenler kimler peki?!!!