Mülteci Hakları Derneği, Ercan Havaalanı’nda 50 mültecinin insan hakları ve onuru ile bağdaşmayan koşullarda alıkonulduğunu açıkladı.
Dernek, yaptığı basın açıklamasıyla Suriye’den gelen, aralarında çocuk ve yetişkinlerin bulunduğu mültecilerin düzgün şekilde uyuyamadığını, temel hijyen standartlarına uygun olmayan koşullarda olduğu kaydedildi.
Mültecilere dair yasal ve ahlaki sorumluluklarının yerine getirilmediğine dikkat çekilirken, bu durumun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki ‘yaşam hakkı, işkence ve insanlık dışı veya onur kırıcı muamele yasağı ve özgürlük ve güvenlik hakkına’ aykırılık teşkil ettiğine değinildi.
Basın açıklaması şöyle:
Savaş ve zulümden kaçmak zorunda kalıp ülkemize gelen, içlerinde kadın ve çocukların da olduğu bilinen 50 kişinin Ercan Havalimanı’nda günlerdir asgari standartların altında, insan hakları ve onuru ile bağdaşmayan koşullarda alıkonulduğunu biliyoruz. Tümü yaygın ve ayrım gözetmeyen şiddet koşulları altındaki Suriye’den olan çocuklar ve yetişkinler gerekli yatak kapasitesinin olmaması nedeniyle düzgün şekilde uyuyamamakta ve temel hijyen standartlarına uygun olmayan koşullarda alıkonulmaktadır. Ayrıca uzun bir süredir bu koşullar altında alıkonulmaları ciddi sağlık sorunları yaşanmasına neden olmakta ve koşulların bu şekilde devam etmesi durumunda salgın hastalıkların da baş görmesi olası bir tehlike olarak karşımızda durmaktadır.
Mülteci Hakları Derneği olarak senelerdir uluslararası geleneksel hukuk ve iç hukukumuzun parçası olan uluslararası sözleşmelerden doğan hukuki yükümlülüklerimiz uyarınca yetkililerin bir an önce geri göndermeme ilkesi ve temel insan hakları standartlarına uygun bir sığınma sistemi oluşturmasına dair sorumlulukları olduğunu bir kez daha vurgularız.
Bugün içinde bulunduğumuz durum, Kıbrıs’ın kuzeyindeki yetkililerin mültecilere dair yasal ve ahlaki sorumluluklarını yerine getirmemesinden ötürü kendi toprakları üzerinde bulunan, zulüm ve savaştan kaçan kişilere yeniden zulüm yaşatan ve sistematik hak ihlalleri içeren bir muameleye neden olmaktadır. 50 kişinin günlerdir insani standartlardan çok uzak şekilde alıkonulması iç hukukumuz bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 2., 3., 5. Maddeleri altında korunan yaşam hakkı,işkence ve insanlık dışı veya onur kırıcı muamele yasağı ve özgürlük ve güvenlik hakkı aykırılık teşkil etmektedir. Ayrıca yine iç hukukumuzun parçası olan Çocuk Hakları Sözleşmesi uyarınca çocukların yüksek yararını göz önünde bulundurma ilkesi hiçe sayılmakta, çocuklar ailelerinin muhaceret statülerinden dolayı alıkonulmamaları gerektiği halde yaşlarının gereksinimine hiç uygun olmayan koşullarda, yetişkinlere beraber alıkonulmaktadırlar.
Yaşamak için ülkelerini terk etmek dışında başka hiçbir seçenekleri olmayan insanların uzun süreler boyunca böylesi koşullarda salt muhacerete dayalı nedenlerle alıkonmaları ne vicdanlara ne de uluslararası hukuka sığmaktadır. Bu nedenle bir an önce kişilerin alıkonulmalarının önüne geçilmeli, başta çocuklar, hastalar ve hamile kadınlar gibi incinebilir gruplara mensup olan bireyler olmak üzere, ivedilikle herkes için alıkoymaya alternatifler yaratılmalı ve mümkün olan en kısa sürede mülteci haklarının yerel yasal düzenleme ve uygulamalarda tanınması için adımlar atılmalıdır.
Bu vesileyle, Mülteci Hakları Derneği tarafından hazırlanan ve 2015 yılından beri Meclis’te görüşülmeyi bekleyen Fasıl 105 Yabancılar ve Muhaceret Yasası ile ilgili taslak değişiklikleri; ve 2018 yılında yine Mülteci Hakları Derneği tarafından hazırlanan kapsamlı uluslararası korumaya dair taslak yasal düzenlemeyi bir kez daha yetkililere hatırlatırız.
Mülteci olmak suç veya tercih değildir. Sorumluluk bugün değilse ne zaman?”