Bayramın bu birinci gününde güzel şeyler yazmak ister insan… Eskilerde olduğu gibi yeni giysilerden, bayramlıklardan, şekerlerden, aile gezmelerinden, dostluktan, barıştan…
Yine bahsedilebilir tabii…
Mutlaka ki yeni giysiler de alan var, aile ziyaretlerini ihmal etmeyenler de…
Artık bayram ziyareti yerini alan (hoşgörüyle bakıyorum) ‘tatil’den de sözedilebilir… Ve bu arada barışı özlerken bayramlarda süregelen savaşları, son zamanlarda yoğunlaşan mülteci sorununu da bu bayramda konuşmamak mümkün değil.
Bugünlerde bir kesim Müslüman bayram kutlarken, oldukça büyük bir kesim mülteci Müslüman da yollarda Avrupa sınırlarını zorluyorlar. Denizlerde oldukça fazla sayıda kaybedilen canların ardından yürüyerek yollara düşen mülteciler özellikle Almanya’ya gitmek için kilometrelerce yol yürüyorlar.
Türkiye’nin Edirne kapısında durdurulan mülteciler, kapıdan Türkiye dışına bırakılmıyorlar, onlara “geri dönün” deniyor. Türkiye bunu neden yapıyor, o da ayrı bir soru işareti!
Zaten 2 milyona yakın mültecinin artık Türkiye’nin her yanına dağılmasına rağmen Edirne kapısında bekleyenleri de neden ülkede tutmaya çalışıyorlar, kafalarda soru işaretleri bırakıyor. Avrupa ülkeleri sınırlarını kaparken, sınırlı sayıda mülteci kabul ederken, daha fazla almamak için bazen de şiddet uygularken Türkiye neden kendi sınırları içinde tutmaya çalışıyor!
Şimdi Avrupa ülkeleri oturup bu mülteci sorunu hakkında ne yapabileceklerini konuşacaklarmış.
Belki “sen şu kadar al, ben bu kadar alayım” diyecekler ama burada bitmeyecek. Suriye’de ve Ortadoğu’nun diğer bölgelerinde çatışmalar sürdükçe mülteci akını devam edecek. Ne yapmak lazım peki?
Tabii ki sorunu kaynağında çözmek…
Yine Avrupa’dan, ABD’den, Rusya’dan Ortadoğu’ya akan silahları durdurmak, siyasi sorunları masada çözmek ve Ortadoğu’nun insanlarını ülkelerinden kaçmaya mecbur bırakmamak, gidenlerin de geri gelmelerini sağlamak…
Bölgeye satılan silahların, oralarda yaratılan çalkantıların geri dönüşünü bu şekilde yaşıyor Avrupa… Silahı satan da satmayan da… Çalkantıları yaratan da yaratmayan da…Bu kadar büyük bir mülteci akını tahmin edilmemişti mutlaka ama şimdi düşünme zamanı ve çözüm bulma zamanı…
---
Bu mülteci akınlarının devamı, şimdi de varolan ve gittikçe yoğunlaşan yabancı düşmanlığını mutlaka daha da büyütecektir. Ülke kaynaklarını paylaşmaya gelen başka insanların o ülkenin insanları tarafından hüsnü-kabulle karşılanacağı beklenmemeli… Bu durum her zaman için başka problemlere gebedir.
Onun için tekrar etmekte yarar var; sorunu kaynağında çözmek gereklidir. Mülteci akınını durdurmak, insanları ülkelerine dönmeye ikna etmek ülkelerinde sorunların bitmesi ile mümkündür. Yoksa kimse kendi vatanını terk etmek, denizlerde, yollarda can vermek riskini göze almak istemez. Topraklarında mutluysa neden terk etmek istesin ki!
--
Bu bayram da böyle geçecek ne yazık ki… Birileri bayram yapacak, birileri yollarda taban çürütecek, sınır kapılarında ülkelerini ebediyen terk etmek için kavga verecek!
İyi bayramlar!