Para gelecekti para!
Öyle ya musluklar açılacak, oluk oluk banknot akacak, avuç avuç dağıtacaklardı.
El birliği ile yaratmaya çalıştıkları ve aslında başardıkları algı buydu.
Hükümet değil “tahsilatçı” arıyorduk adeta (!)
Çünkü “Türkiye onları istiyordu.”
Uçağa atla, eğil bükül, parayı al, gel.
* * *
Kaç kez protokoller imzalandı, süslü laflar edildi, poz poz gülümsendi, flaşlar patladı, ekrana yansıyan duygusal metinler okundu, şükranlar dağı taşı devirdi, eller sıkıldı, etekler öpüldü.
Yetmedi!
Bakanlar bile değişti.
Öyle rivayet edilir ki daha iyi para toplasın diye Maliye’nin başına Tarım’dan devşirme Türkiye kökenli bir bakan getirildi.
* * *
“Hainler” kışılandı.
“Düşmanla işbirlikçiler” kovalandı.
Avrupa Birliği hayranı kepazeler (!) oyun dışında bırakıldı birer birer…
“Birleşik Kıbrıs” hayranları itibarsızlaştırıldı.
Kurultaylar dağıtıldı, kamp kuruldu adaya…
Seçilemeyenler atandı!
* * *
Peki ne oldu?
Şimdi diyorlar ki, “kasa boş.”
“Lütfen halkımız bizi anlasın” diyorlar.
Siz o halkı ne kadar anladınız sahi?
Uzak talimatlara uymak dışında en son ne zaman sokağa benzediniz, yoksulların yanına indiniz, seçkinleri değil de toplumu kucakladınız?
* * *
İmkânlar ve kaynaklar sınırlıysa eğer…
Onca müdürü, danışmanı, yandaşı nasıl göreve getiriyor ve istihdam ediyorsunuz?
Allah rızklarını veriyor öyle mi?
İmanla, duayla, üfürükle (!)
* * *
Denmişti ki, “KKTC daha mutlu, refah ve müreffeh olacak.”
Çıkınız sokağa ve ilk gördüğünüz insana “mutlu musun” sorusunu yöneltiniz.
Küfrederlerse sorumluluk almam!
“Refah” için Maliye kaynaklarına bakmak yeterli sanırım, özel sektörde maaşlara, üzerinde “satılık” yazan dükkânlara…
Gençlerin gözlerine bakmak yeterli, diploma törenlerinde…
Bir de borçlara bakmak, bankalarda…
* * *
Daha mutlu, daha müreffeh (!)
“Müreffeh de ne” derseniz eğer…
Gönençli der eskiler…
Varlık, bolluk içinde iyi bir yaşam süren, iyi koşullarda yaşayan toplum, demek…
Tamam tamam!
Daha da küfretmeyiniz…
Esenlikle!