“Müslüman kardeşlik” de Kıbrıs Cumhuriyeti’yle genişliyor.
AKP sonrası cuma namazını öğrenen bizim muhteremleri dikkate almıyorlar.
Öğlen namaza durup akşam delege masasında bir şişe viskiyi devirirken söylenen “Eşit uluslararası statüye sahip iki egemen devlet” formülü Müslüman ülkelere de uğramamış henüz!
***
Kıbrıs Cumhuriyeti Dışişleri “diplomasi atağı”na kalktı ve özellikle Müslüman ülkelere yöneldi son günlerde. Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan gibi... Gördük ki dünyanın Kıbrıslı Türklere yönelik bakışının öyle Hristiyan, Müslüman gibi ayrımlarla ilgisi yok.
Suudi Prens Faisal bin Farhan Al Saud uluslararası hukuk temelinde ilişki istiyor. Birleşik Arap Emirlikleri’nden Şeyh Abdullah Kıbrıs Cumhuriyeti ile "stratejik ortaklık"tan söz ediyor.
“Eşit uluslararası statüye sahip iki egemen devlet”i kimse konuşmuyor.
Bir söylem tutturulmuş ancak temelsiz!
“İki devlet”in hangileri olduğunu söyleyemiyor, “KKTC’yi tanıtacağız” bile diyemiyorlar. “Tanınma siyaseti yok” denen “ayrı devlet” siyaseti… “Şimdilik adını koymayalım” diyorlar, bizim çocuk adsız ama sünnetli otuz yedi yaşında ortada geziniyor.
***
Ersin bey, yanına Tahsin beyi de alarak Birleşik Arap Emirlikleri’ne gitse…
Şeyh Abdullah’ı ikna etse önce, Prens Faisal’ı…
Umutlanacağız (!)
Dünyaya değil buradaki muhalif vekillere anlatıyorlar (!)
Dağ bayır geziyor, bayrak boyuyorlar.
***
Teeee 83 yılından beri “ayrı devlet”in var senin!
Bu mu?
Dünyadan da şu isteniyor:
Buradaki “düzen” aynen tanınsın!
“Statüko”nun onayını istiyor ve bunu “yeni açılım” diye sunuyorlar.
Toprak da mülkiyet de ganimet de nüfus da onaylansın!
Hem Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki haklarımız bizim olsun…
Hem de KKTC’deki…
Hem “ayrı devlet” olsun hem de Türkiye’den gelen talimatlar uygulansın!
Bu yapıyı Birleşmiş Milletler’in tanımasını istiyorlar.
“Vilayet” kılıklı bir “devlet” olarak ve bir başka devletin toprağında var olalım.
Üstelik Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğünü “garanti” ettiği içinden çıkılmaz bir hukuk gerçeğinde tüm bunları başaralım.
***
“Konfederasyon da federal bir sistemin unsurudur” diyor Dışişleri Bakanı!
Cumhurbaşkanı’na göre biraz daha tutarlı duruyor aslında...
“Konfederasyon” merkezi bir hükümetin yönetimini kabul eden ayrı devletlerin oluşturduğu ortaklık, en azından dünyada örneği var. Kıbrıs’ta “federal çözüm”e son dönemde yüklenen anlamın giderek “konfederasyon”u anlattığını da gizleyecek değilim.
Tamam da…
“Egemenliği” dillerine dolayanların kendini yönetecek kişileri seçemiyor olması ne yaman bir çelişki!
Talimatla yönetilenlerin ağzına egemenlik fazlaca eğreti duruyor.
***
Hiçleşelim diyorlar.
Dünyada koskocaman bir “hiç” olalım!
Git gide büyüyen yozlaşmayı, çürümeyi, kokuşmuşluğu gördükleri halde…