MUTLULUK EKONOMİSİ

Sami Özuslu

Klasik kapitalist ekonomistlerin belli başlı kriterleri vardır, adına ‘ekonomik gösterge’ denilen… Bir ülkenin ekonomide nerede olduğuna bunlara bakılarak karar verilir.

Gayri safi milli hasıla gibi…

Kişi başında düşen gelir gibi…

İşsizlik oranı gibi…

Asgari ücret gibi…

‘Gözler yalan söylemez’ diye bir laf vardır, lakin ‘rakamlar yalan söylemez’ şeklinde bir söz yoktur. Hatta rakamlar çoğu zaman yalan söyleyebilir.

İnsanın biyolojik yaşı, nüfus kağıdındaki yaşıyla aynı olmayabilir örneğin…

Bir futbol takımının oyunu ile aldığı puan arasında çok farklı bir tablo ortaya çıkabilir.

Ekonomide de öyle…

Geliri çok yüksek görünen kimi ülkelerde, aslında işler hiç de iyiye gitmiyor olabilir.

İnsanların yaşam seviyesi, rakamlardan çok daha kötü veya çok daha iyi çıkabilir.

O yüzden sadece rakamlarla, istatistiklerle doğru analiz yapmak doğru değil.

Başka unsurları da dikkate almakta fayda var.

* * *

İzlanda küçük bir ülke… Başında genç, dinamik bir kadın bir Başbakan var. Üstelik solcu…

350 bin nüfuslu İzlanda’da kişi başında 55 bin Dolar düşüyor. Nereden baksanız bizim 4-5 katımız kadar bir zenginliğe sahipler…

Geçen yılın ‘Dünya Mutluluk Raporu’nda 4’üncü çıkmış İzlanda…

Lakin Başbakan Katrin Jakobsdottir “Bunlar yetmez” diyor ve ülke insanları için ‘daha iyisini’ istiyor, bu amaca odaklanıyor.

“Bize Mutluluk Ekonomisi lazım” diyor.

Ve altını dolduruyor bu yeni kavramın…

Ekonomik büyüme odaklı politikaların yerini, aile dostu, çevre odaklı politikaların alması gereğine işaret ediyor.

Vatandaşın beden ve ruh sağlığını ön plana alacak bir ekonomi öneriyor.

Ekonomik modelin, gayri safi yurtiçi hasıladan çok sosyal göstergeleri dikkate alacağını söylüyor.

BM Sürdürülebilir Kalkınma hedefleri çerçevesinde, bugün ve gelecek nesillerin mutluluğunu amaçlayan bir modelden söz ediyor.

* * *

1989 sonrası, yani Sovyetler’in dağılmasıyla birlikte ‘siyaset üretme’ sorunu yaşayan sol, kapitalist sistemin çarkına ve teorilerine o kadar inanmış durumda ki, birilerinin çıkıp ezber bozması gerekiyor.

İzlanda Başbakanı bence bu ezberi bozacak şeyler söylüyor. Katrin Jakobsdottir, İskoçya’nın da benzer bir hedefi önüne koyduğunu söylüyor.

İngiliz İşçi Partisi Başkanı Corbyn de sol adına önemli tespit ve öneriler yapıyor birkaç yıldan bu yana…

Ülkemizdeki solun bunlara bakması gerekiyor.

Çünkü sağ, liberal ekonomik politikalar insanları ve toplumları mutlu edemiyor.

İzlanda gibi ‘mutluluk ekonomisi’ hedefi koymak bizim gibi altyapısı ve üstyapısı dökülen, en basit hizmetlerin bile verilemediği bir toplum için ‘hayal bile edilemez’ belki, ama yine de bir mesaj çıkarmak mümkün olabilir pekala…

Başımızı kumdan ve de Yardım Heyeti ekibinin sonu gelmez protokoller ile programlarından kaldırabilirsek tabii!..