Girne Ağır Ceza Mahkemesi tarafından eşi Akile Nacisoy’u öldürdüğü gerekçesiyle 30 yıl hapse mahkum edilen Yaşar Akdoğan’ın avukatı Boysan Boyra, yazılı açıklama yaptı, müvekkilinin karısını öldürmediğini savundu.
Boyra, mahkeme kararını en erken zamanda istinaf edeceklerini belirterek, “Son sözü söyleyecek olan Yüksek Mahkeme’dir” dedi.
Henüz alt mahkemenin verdiği kararın kesinleşmediğini de dile getiren Boyra, “Müvekkilim Yaşar Akdoğan’a bu aşamada ‘katil’ demek ve onu karısını öldürmekle suçlamak mümkün değildir” şeklinde konuştu.
Boyra’nın yaptığı açıklama şöyle: “İnsan Hak ve Özgürlükleri” ve bir ülkede “Hukukun Üstünlüğü” bunların bir parçası olan savunma hakkı kutsaldır ve sizin, benim, hepimiz için gereklidir. Bir gün gelir siz de çocuklarınız da buna ihtiyaç duyarsınız. Bu yüzden Yüksek Mahkeme tarafından bir karar kesinleştirilmeden peşin hükümlü davranmamak gerekir. Ancak son günlerde müvekkilim Yaşar Akdoğan ile ilgili basında ve sosyal medyada yer alan dayanaksız ve insafsız açıklamalar karşısında kamuoyunu aydınlatma ihtiyacım hasıl oldu.
Müvekkilim Yaşar Akdoğan karısı Akile Akdoğan’ı öldürmemiştir. Akile Hanımın ölümünden 8 ay sonra kızı birden bire ortaya çıkıp, ‘Annemi, Babam öldürdü demiştir’ ve bu konuda inanılmaz ayrıntılar vermiştir. Gördüğünü iddia ettiği şeyler inanılmaz derecede ayrıntılı, ve bir çok detay içermektedir. Peki sonunda ne olmuştur? Mahkeme kızın şahadetine inanmamıştır.
Neticede kızının kurduğu bütün o kurgu ve ayrıntıların doğru olmadığı ortaya çıkmıştır. Peki küçük kız bu kadar ayrıntıyı, bu kadar kurguyu ve gerçek olmayan şeyleri Mahkemeye söylemeyi nasıl becermiştir? Bu soru maalesef cevaplanmamıştır. Bu hususta mahkeme de bir soruşturma başlatılmasına her hangi bir emir vermemiştir.
Peki bu durumda tek görgü tanığı olarak çağrılan kızı doğru söylemiyorsa ve ‘Gördüm, Babam Annemi Öldürdü’ sözlerine Mahkeme itibar etmemişse geriye ne kalmıştır?
İşte tam bu noktada şunu söylemeliyim ki, bizim hukuki kanaatimize göre Yaşar Akdoğan’ın karısını öldürdüğü iddiası ile ilgili olarak onu mahkum etmeye yetecek kadar şahadet ve emare mahkeme huzurunda bulunmamaktaydı. Ancak mahkeme yine de Yaşar Akdoğan’ın karısını öldürdüğüne karar vermiştir. Bizim savunma olarak hukuken bu görüşe katılmamız mümkün değildir ve bu kararı en erken zamanda istinaf edeceğimizi kamuoyuna bildirmek isterim. Son sözü söyleyecek olan Yüksek Mahkeme’dir.
Kadına karşı şiddete karşıyım. Ve bu konuda duyarlı olunması gerektiğine inanıyorum ama Müvekkilim karısı Akile Akdoğan’a asla şiddet uygulamamıştır. Şahadetleri sırasında kardeşleri de bu hususu kabul etmişlerdir. Hatta isteyenler gelsin, kendilerine Akile Akdoğan’ın öldüğü gecenin sabahında kız kardeşi Nesil Nacisoy ile yaptığı konuşmayı dinleteyim. Bu zaten Mahkeme huzurunda da emaredir. Kız kardeşinin Yaşar Akdoğan’ın kendisine şiddet uygulayıp uygulamadığı sorularına Akile Akdoğan defalarca: ‘Yok Hayır, Beni sever ve bana iyi davranır’ şeklinde cevap vermiştir. Bütün bu detaylar istinaf mahkemesinin önüne konulacaktır. Neticede son sözü Yüksek Mahkeme söyleyeceği için ve henüz alt mahkemenin verdiği karar kesinleşmemiş olduğu için, müvekkilim Yaşar Akdoğan’a bu aşamada ‘KATİL’ demek ve onu karısını öldürmekle suçlamak mümkün değildir ve bunu ne hukuk ne de vicdan kabul etmez. Bu hususa dikkat etmelerini basından ve sosyal medyadan rica ederim. Çünkü bu haklar ileride sizin, eşinizin, çocuklarınızın da arayıp bulamama ihtimali olan haklardır ve hepimizin bunlara saygı göstermesi ve koruması gerekir.”