Kıbrıslı Türk ve Rum liderlerin ‘İstanbul krizi’ sonrası ilk resmi görüşmesinden pek de olumlu bir hava çıkmadı.
Cumhurbaşkanı Akıncı’nın görüşme sonrası açıklamalarında yer alan ‘konfederasyon’la ilgili pasaj, masada ciddi sıkıntılar olduğunun işareti…
Bu konuya geçen gece Kanal SİM’de Yücel Vural ile Okan Dağlı da dikkat çekmişler, “Bugünlerde pek üzerinde durulmuyor ama, ‘Federal devlet’e geçiş süreciyle ilgili ortak bir yol aranmaz ve bulunmazsa, bu konu müzakereleri zehirleyebilir” anlamında uyarıcı mesajlar vermişlerdi.
Nitekim bu sözlerin hemen ardından Anastasiadis-Akıncı görüşmesi yapıldı ve ‘konfederasyon’ mevzuu gündeme geri geldi!
‘Temcit pilavı’ gibi…
***
Kıbrıs sorunu böyledir.
‘Her konuda anlaşmadan hiçbir konuda anlaşılmış sayılmaz’ ya…
Sürekli ‘baş’a dönüyoruz.
Bakın, ‘aylar içinde çözüm’ beklerken biz saf saf, ‘en baş’a dönüyoruz şimdi…
Taraflar “Federal Kıbrıs nasıl doğsun” başlıklı o ‘mühim’ soruya avdet etmişler bir kez daha…
Denktaş- Kleridis
Denktaş-Kiprianu…
Denktaş-Vasiliu…
Denktaş-Papadopulos…
Talat-Papadopulos…
Talat-Hristofyas…
Eroğlu-Hristofyas…
Eroğlu-Anastasiadis…
Ve şimdi de Akıncı-Anastasiadis…
***
Her devirde liderler ‘bakir doğum’ mu olacak, yoksa ‘dönüşüm’le mi federasyona geçilecek diye konuşuyor, tartışıyor, lakin bu sorunun cevabı bir türlü netleşemiyor.
Müzakerelerde neyin ne aşamada olduğunu bilmediğimiz, bilemediğimiz için, nereden bu noktaya geri gelindiğini de kestiremiyoruz.
Ne medya…
Ne sivil toplum…
Ne de halk…
Zaten Kıbrıs sorununu ‘liderlere ve dış dünyaya endeksli’ bir formata soktuk.
Halkların zırnık katkısı istenmiyor!
Hal böyle olunca, kapalı kapılar ardında yaşananlar, liderlerin anlattığı ‘toz pembe’ manzaranın gerisinde kalıyor ve görünemiyor, bilinemiyor.
Mülkiyet konusunda ‘ha uzlaştık, ha uzlaşıyoruz’ bilgisi ne de hoştu. Ama şimdi anlıyoruz ki, o başlıkta ilerleme olmuşsa bile, müzakerelerle ilgili ‘iyi gidiyor’ algısı doğru değil.
***
Teorik tartışmalar tam 48 senedir sürüyor Kıbrıs’ta…
‘Federal devlet nasıl oluşacak’ sorusu, elbette kritik bir sorudur.
Amma ve lakin 48 senede geldiğimiz nokta buysa ve hele Akıncı ve Anastasiadis gibi çözüme inandığını söyleyen iki lider de ‘federasyonun doğumu’ konulu bataklığa saplandıysa, vay halimize!..
BM bir süredir ‘müzakere formatının değişmesi’nden söz ediyor. Liderler haftada iki kez görüşmeye başladı ama sanırım tek ‘değişim’ bu değil.
BM ne planlıyor bilemem, ama müzakerelerin ‘temcit pilavı’na dönmesinin önüne geçmenin yolu, Kıbrıs sorununda şu an tamamen dışlanmış olan halkı ve sivil toplumu oyuna sokmaktan geçiyor.
Liderler ‘böyle’sinden memnun ve de mesut olabilirler, ama halk hiç de değil!..
Bunu birilerinin Akıncı ve Anastasiadis’e anlatması lazım.