Sergen yeşil sahalardan sonra ekranların da star’ı olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Eski meslekdaşları gibi sadece spor programlarında boy göstermiyor. Spor programları yanısıra örneğin ‘yetenek’lileri seçme uzmanlığını da kanıtlamış durumda. Gelen haberlere göre, önümüzdeki sezonda ‘O Ses’ yarışmasının da jürisinde değişiklik yapacakmış Acun. Sergen’i ‘ses uzmanı’ olarak o yarışma jürisinde de görürsek şaşırmayalım. Hemen ardından da bol para dağıtan bir başka yarışma programını yönetmeye başlar herhalde. Malum ya, parayı, şans oyunlarını, atları, beygirleri, rulet masalarını çok seven birisi olarak ünlüdür kendisi.
Ner neyse...
Sergen bir TV programında medyadan şikayet etmiş. ‘Kıbrıs’ta kumarhanelerden çıkmıyor’ haberleri için. Sevgili Sergen ne demiş ? “Kuzey Kıbrıs kumarheneler ülkesi. Orada müzeler var de gitmedik mi ?” demiş.
Aklıma bir zamanlar İbrahim Tatlıses’in söyledikleri geliverdi. O da “Urfa’da Oxford vardı da gitmedik mi ?” gibi birşeyler söylemişti yanılmıyorsam.
Gelelim Kuzey Kıbrıs’a ve müzelerine....
Yıllar önce sanıyorum İsmail Bozkurt, Meclisimizde ‘müze’ konusunu gündeme getirmişti. Getirmişti de, çok heyecanlı, çok milliyetçi, çok kültürlü, çok bilen birileri cevap vermişti ona o mubarek kürsüden. “Aha Barbarlık Müzesi var ya .....” demişti.
‘Müze’ deyince aklına sadece Barbarlık Müzesi gelenlerin sayısını çok merak ediyorum gerçekten.
‘Müze’ deyince ne anladığını açıklayabilecek olanların sayısını da çok merak ediyorum.
Ülkemizde kaç tane müze bulunduğunu bilen milletvekillerimizin sayısını da....
Kaç tane lüks kumarhane bulunduğunu bilenlerin sayısını da....
Kerhanelerin sayısını bilenleri hiç merak etmiyorum. Çünkü onlar, sayılamayacak kadar çok.
****
Öyle konuştu diye Sergen’e kızmak mı lazım şimdi ? Bence hiç hakkımız yok kızmaya. O kadar biliyor o da. Bildiği kadarıyla da konuşuyor işte. Esas kızmamız gerekenleri unutarak Sergen ve Sergen gibilerle uğraşacağımıza, kendi kendimizi sorgulasak ya....
Birkaç yıl önce Türkiye’den bir kumar turistiyle (!) bir diyaloğu aktarmıştım bir köşe yazımda. Bu zat-ı muhterem Girne’yi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin başşehri sanıyordu. Rauf Denktaş’ı da Cumhurbaşkanı. “Kaldığınız otel ve kumarhanesi dışında Kuzey Kıbrıs’ta nereleri gezdiniz ?” soruma ise, “Çıkarma Plajı” ve “Barbarlık Müzesi” diye cevap vermişti gururla. Ama, St. Hilarion Kalesi’ni de görmüş Çıkarma Plajını gezerken. Uzaktan.
Kuzey Kıbrıs’ı ‘Kumarhaneler Cenneti” ve hatta “Kerhaneler Cenneti” olarak bilen standart insanlara kızmak mümkün mü ?
Ya, Kıbrıs’ı ‘Kumarhaneler ve Kerhaneler Cenneti’ yapanlar ?
Kuzey Kıbrıs’ı Akdenizin Las Vegas’ı yapacağız diye övünenler ?
Kuzey Kıbrıs’ın ‘Kumarhaneler ve Kerhaneler Cenneti’ olarak tanınmasına göz yumanlar ?
Onlara diyecek bir şey yok mu ?