Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu, 32 milyon 666 bin 645 TL’lik Dışişleri Bakanlığı bütçesini onayladı.
Meclis Genel Kurulu, gece geç saatlere kadar devam eden toplantısında görüştüğü Dışişleri Bakanlığı bütçesini oy çokluğuyla kabul etti.
Dışişleri Bakanlığı bütçesinin görüşülmesi sırasında ilk sözü alan Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler (CTP/BG) Lefkoşa Milletvekili Özdil Nami, dış temsilciliklerin içler acısı durumda olduğunu savunarak, lobi faaliyetlerinin önemli olduğunu söyledi.
Nami, lobi faaliyetlerinin özellikle Cumhurbaşkanlığı ile eş güdüm içinde yapılmasının önemli olduğunu anlatarak, lobi çalışmasının sadece temsilciler aracılığıyla yapılmasının eksik olacağını söyledi.
Brüksel’de düşünce kulüpleriyle profesyonel anlaşma yapılmasının önemini de vurgulayan, bunu her ülkenin yaptığını belirten Nami, bunlara ek olarak kanaat önderleriyle düzenli ve sürekli ilişki içinde olmak gerektiğini anlattı. Nami, Londra’ya yaptığı son ziyarette temsilciliğin eksiklerini net bir şekilde gördüğünü kaydetti.
Nami, Amerika ve İngiltere’de okuyan öğrencilerin yeterli şekilde bilgilendirilip donatılması gerektiğine, bunun orada önemli kazanımlar yaratacağına işaret ederek, bu amaçla öğrencilerin bilgilendirilmesi, eğitim gördükleri dillerde yeterli materyalle donatılması gerekliliği üzerinde durdu.
Özdil Nami, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu tarafından sürdürülen ve Kıbrıs’ta bir anlaşmayı hedefleyen görüşmelerde hatalar yapıldığını savunarak, yapılması gerekenin ilk olarak güç paylaşımı sorununun çözümü olduğuna işaret etti, bundan vazgeçmenin yanlış olduğunu kaydetti.
Nami, kendisinin de görüşme heyetinde bulunduğu ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün’ün de içinde bulunduğu süreçte yaptıklarının olumlu olduğunu anlatarak, başkan seçiminde çapraz oy sürecini anlattı.
Nami, müzakere sürecinin çöküşünün gelmekte olduğu, bu çöküşün sorumlusu olarak Türk tarafının ilan edileceğinin net olduğunu ileri sürerek, bu konuyu (çöküşü) önlemek için alınacak önlemler ve zaman olduğunu bunun yaşama geçirilmesi gerektiğini dile getirdi.
Nami, görüşme sürecinde yeni görüşmeci heyetinin yaptığı hata ve eksikleri sıralayarak, sivil toplum örgütleri ve sendikalara da bu konularda daha duyarlı olması; çözümden yana olan partilerin de daha yakın işbirliği içinde olması çağırısı yaptı.
ÇAKICI
Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Mehmet Çakıcı, görüşme süreciyle ilgili olarak Özdil Nami kadar detay bilmese de görüşme konusunda Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’na yönelik sertleşen eleştirilerini hatırlatarak, insanların neyin ret edildiğini bilmeye hakkı olduğunu söyledi.
Çakıcı, Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün’ün çözüm konusunda, çözüme gidilme sürecinde samimi olduğunu ancak partisinin çözüm istemediğini öne sürerek, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun görüşme heyetinde yer alan üç uzmanın ikisini yok ederek birini geriye bıraktığını savundu.
Mehmet Çakıcı, bunun temel nedeninin çözüm isteyip istememekle ilgili olduğunu ifade ederek, Dışişleri Bakanlığı’nın eski uzmanlarla bir araya gelerek daha sıkı bir işbirliği içinde çözüme katkı yapması çağırısı yaptı.
AVCI
Özgürlük ve Reform Partisi (ÖRP) Genel Başkanı Turgay Avcı, 30 ay Dışişleri Bakanlığı yapmış bir insan olarak, bakanlığı, çalışmalarını, ortaya konan performans açısından çok iyi bildiğini söyledi.
Dışişleri Bakanlığı’nın görevinin, kelime, virgül, vücut dili bakımından hassas, kritik, hata kabul etmediğini dile getiren Avcı, Kıbrıs sorununun 48 yıldır devam ettiğini ve gelecek nesillerin artık bu sorunu yaşamamasını istediklerini söyledi.
ULUÇAY
Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler (CTP/BG) Gazimağusa Milletvekili Teberrüken Uluçay ise, Bakanlık ile Cumhurbaşkanlığı arasında sorun olduğunu bunun bir şekilde netliğe kavuşturulması gerektiğini kaydetti.
Uluçay, kritik bir dönemden geçildiğini, anlaşmaya yönelik olarak karşı tarafı zorlamayan, “başımıza ne gelirse gelsin” türünden bir anlayışla hareket edildiğini ileri sürerek, Türk tarafının elindekileri karşı tarafı anlaşmaya zorlayacak şekilde kullanmak gerekliliği üzerinde durdu.
İZBUL
CTP/BG Milletvekili Salih İzbul ise, görüşme süreciyle ilgili olarak bugün alınan haberlerin aslında malumun ilanı gibi olduğunu söyleyerek, bugün görüşmeleri sürdüren Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun seçilmeden önceki tüm siyasi yaşamında retçi, görüşme ve anlaşmaya karşı biri olduğunu hep söylediğini savundu.
İzbul, Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun dünkü açıklamalarının kötü gidişatın başlangıcı olduğunu; zamanında ve doğru önlemler alınmaması halinde kötü günlerin kapıda olduğunu savundu.
ÖZGÜRGÜN
Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün ise, konuşmalara verdiği yanıtta, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun seçildiği gün görüşmeleri kaldığı yerden sürdüreceğini açıkladığına işaret ederek, gerek Eroğlu, gerekse daha önceki Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’a bakanlığının her aşamada vermesi gerekin desteği verdiğini söyledi.
Özgürgün, görüşmelerde bir sıkıntı olduğunu ancak bunun görüşmelerin kesilmesiyle sonuçlanmayacağını düşündüğünü söyledi.
Kıbrıs konusunda yeni bir BM Genel Sekreteri gerekmemesi dilediğini aktaran Özgürgün, sorunun kısa sürede çözülmesi dileğinde bulundu.
Özgürgün, kıta sahanlığı anlaşmasında yaşanan kargaşanın anlaşmanın New York’ta imzalandıktan sonra Bakanlığına iletilmesinde gecikmeden kaynaklandığının bir gerçek olduğunu kaydetti.