Nami:Yapılması gereken BM'yle müzakeredir

Özdil NAMİ: “Maraş konusunda yapılması gereken ilk şey BM Güvenlik Konseyi kararında yer alan ‘BM kontrolü altında iade’ ifadesinin pratikte ne anlam ifade ettiğinin BM ile müzakere edilmesidir”

CTP Milletvekili Özdil Nami, Maraş ve Rum lider Anastasiadis-Özersay görüşmesi hakkında yaptığı açıklamada “Yaşanan gelişmelerin en önemli boyutu GKRY ve BM ile ele alınan konularda Hükümetin CB makamını devre dışına bırakmaya kalkışmasıdır” dedi.

- “Maraş konusunda yapılması gereken ilk şey BM Güvenlik Konseyi kararında yer alan ‘BM kontrolü altında iade’ ifadesinin pratikte ne anlam ifade ettiğinin BM ile müzakere edilmesidir”

- “İş bilmezlik ilk günden kendini göstermiş ve Başbakan ile Dışişleri Bakanı taban tabana zıt iki açıklamada bulunmuştur”

- “Bunu yapacak makamlar da BM’nin muhatap aldığı yegane makamlar olan CB ve TC’dir. İlgili BM Güvenlik Konseyi kararı TC’ye hitaben alınmıştır dolayısıyla onların da onayının aranması ve tam koordineli adım atılması şarttır”

 - “Sonuç olarak içine girilen durağanlıktan çıkış olabilecek adımlar acemilik ve siyasi hırslara kurban edilmektedir”

“İş bilmezlik ilk günden kendini göstermiş ve Başbakan ile Dışişleri Bakanı taban tabana zıt iki açıklamada bulunmuştur. Başbakan BM kararlarının dikkate alınmayacağı anlamına gelen açıklamalar yaparken Dışişleri Bakanı Maraş’ın tam da Rum tarafının beklentisi doğrultusunda açılmasını öngören bir yol takip etme niyetinde olduğunu işaret eden açıklamalar da bulunmuştur” diyen Nami “Maraş konusunda yapılması gereken ilk şey BM Güvenlik Konseyi kararında yer alan" BM kontrolü altında iade" ifadesinin pratikte ne anlam ifade ettiğinin BM ile müzakere edilmesidir” dedi.

İşte Özdil Nami’nin açıklaması:

By pass operasyonu ile ilgili görüşlerim:

1. Yaşanan gelişmelerin en önemli boyutu GKRY ve BM ile ele alınan konularda Hükümetin CB makamını devre dışına bırakmaya kalkışmasıdır.

Demokrasilerde halk iradesine saygı esastır. Tüm dünyadan Kıbrıs Türk halkının iradesine saygı talep ederken hükümetin dünyanın resmi olarak muhatap aldığı tek makamımiz olan CB makamına bizi muhatap almaktan kaçanlar ile aynı şekilde davranması mücadelemize indirilmiş büyük bir darbedir. Telafisi zor olacaktır.

2. Maraş konusunda BM den kopuk hiç bir hareketin olumlu sonuç vermesi mümkün değildir. Hükümet bu konuyu düşünüp tartmadan, gündem olmak amacıyla, acemice ortaya atmıştır.

İş bilmezlik ilk günden kendini göstermiş ve Başbakan ile Dışişleri Bakanı taban tabana zıt iki açıklamada bulunmuştur. Başbakan BM kararlarının dikkate alınmayacağı anlamına gelen açıklamalar yaparken Dışişleri Bakanı Maraş’ın tam da Rum tarafının beklentisi doğrultusunda açılmasını öngören bir yol takip etme niyetinde olduğunu işaret eden açıklamalar da bulunmuştur.

Her iki yaklaşımda da Kıbrıs Türk halkı zararlı çıkacaktır. Maraş konusunda yapılması gereken ilk şey BM Güvenlik Konseyi kararında yer alan" BM kontrolü altında iade" ifadesinin pratikte ne anlam ifade ettiğinin BM ile müzakere edilmesidir. Ancak bu konuda uzlaşı sağlandıktan sonra diğer adımlar kurgulanabilir. Bunu yapacak makamlar da BM’nin muhatap aldığı yegane makamlar olan CB ve TC’dir. İlgili BM Güvenlik Konseyi kararı TC’ye hitaben alınmıştır dolayısıyla onların da onayının aranması ve tam koordineli adım atılması şarttır. Hükümet Maraş kararını açıklarken TC ile ne gibi istişareler gerçekleştirdiklerini açıklamamıştır.

Sonuç olarak içine girilen durağanlıktan çıkış olabilecek adımlar acemilik ve siyasi hırslara kurban edilmektedir. Bu hepimizin geleceği açısından kabul edilemez bir durumdur. Bu konuların o makamda hangi isim veya görüş oturursa otursun mutlaka CB ile istişare ve uyum içinde ele alınması şarttır.

 

Özel Haber Haberleri