Narenciye üreticileri sektördeki sorunları anlattı

Narenciye üreticileri ve ihracatçıları sektörde yaşanan sorunları TAK’a anlattı… “Bu yıl cebimize hiçbir şey girmedi”

Narenciye üreticileri, hükümetin bu yılki ihracat teşvik primlerini geç açıkladığını, narenciyenin dalında kalmasının en büyük sebeplerinden birinin bu olduğunu savundu.

Su, mazot, elektrik, gübre gibi girdi maliyetlerinin arttığını, tarım sektörüne verilen Doğrudan Gelir Desteği’nin giderlerin karşılanmasında yetersiz kaldığını belirten üreticiler, bu desteğin zamanında ödenmediğinden yakındı.

Cypfruvex’in, tüccar ve üretici arasındaki dengeyi koruyamadığını söyleyen narenciye üreticileri, yetiştirdikleri ürünün tonuna tüccarın 240 ile 280 TL arasında fiyat biçtiğini, ancak bu rakamın maliyetlerini karşılamaktan uzak olduğunu, kendilerine önerilmesi gereken fiyatın ton başına 400 TL’den fazla olması gerektiğini söyledi.

Cypfruvex’in konsantre için aldığı ürünün ödemesini zamanında yapmadığını da kaydeden narenciye üreticileri, Kıbrıs Türk Narenciye Üreticileri Birliği Başkanı Ali Alioğlu, Güneyliler Sönmez Kamyoncular Birliği Başkanı Savaş Aydın, Kıbrıs Türk Narenciye İhracatçılar Birliği Başkanı Gökhan Saraç ve Bağımsız Narenciye Kesim Ekipleri Birliği Başkanı Coşkun İşkey, narenciye sektöründeki sıkıntıları ve sektör için çözüm önerilerini Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) anlattı, hükümetten beklentilerini dile getirdi.

Gıda, Tarım ve Enerji Bakanlığı Müsteşarı Hasan Kestigül de, konuyla ilgili olarak TAK’a yaptığı değerlendirmede, bu yılki narenciye üretimi, Doğrudan Gelir Desteği ve Cypfruvex hakkındaki görüşlerini paylaştı.

Üretici açısından bakıldığında Cypfruvex’in şimdiye kadar görevini fazlasıyla yaptığını kaydeden Kestigül, üreticye ödenen Doğrudan Gelir Desteği’nin ülke ekonomisine göre belirlendiğini söyleyerek, “İmkanlar bu kadar...” dedi.


-------------------------------------------

Alioğlu: “Ülkede bir tarım politikası oluşturulması gerek...”

Kıbrıs Türk Narenciye Üreticileri Birliği Başkanı Ali Alioğlu, şu ana kadar yaklaşık 100 bin ton ürün hasat edildiğini, sektörün lokomotifi olan Valensiya Portakal için 85 ile 90 bin ton arasında rekolte beklediklerini söyledi, “Yaklaşık 65 bin ton Valensiya hasat edildi. 15- 23 bin ton da hasadı bekliyor” dedi.

Bu yıl narenciye çeşitlerinde yaklaşık 135 bin tonluk rekolte öngördüklerini kaydeden Alioğlu, greyfurt, limon, yafa, King Mandarin’den sonra Şubat ayının ortalarında Valensiya hasadına geçildiğini söyledi.

“Narenciye artık bir hükümet sorunu...”

Narenciyenin sorunlarının Gıda, Tarım ve Enerji Bakanlığı’nın uhdesinden çıktığını, bunun artık bir hükümet sorunu olduğunu savunan Alioğlu, “Ülkede bir tarım politikası oluşturulması gerek” dedi.

Doğrudan Gelir Desteği’nin miktarını ve veriliş şeklini eleştiren Alioğlu, “Önce üreticinin tanımı ve sınıflandırılması yapılmalı. Üretici kimdir? 1 dönüm bahçesi olan da, 100 dönüm bahçesi olan da üretici mi?” diye sordu.

“Doğrudan gelir desteği günün şartlarına göre iyileştirmeli”

Ali Alioğlu, Doğrudan Gelir Desteği’nin Mayıs ve Temmuz aylarında, iki taksitte ödenmesi gerektiğini ancak ödenmediğini ifade ederek, bu durumun üreticileri sıkıntıya düşürdüğünü kaydetti.

Alioğlu, bu desteğin günün şartlarına göre iyleştirilmesini, dönüm başına verilen 200 TL’nin 450 TL’ye yükseltilmesini ve desteğin gününde ödenmesini istedi.

“Narenciye ‘altın çağını’ Asil Nadir döneminde yaşadı”

Narenciyenin, işadamı Asil Nadir’in girişimleriyle bir dönem “altın çağını” yaşadığını ifade eden Alioğlu, ancak 1990’lı yılların başında, Avrupa Birliği Adalet Divanı (ABAD) kararı ile narenciyenin darbe almaya başladığını söyledi.

“Kâr tüccarın cebine giriyor”

Tüccarların yavaş yavaş azaldığını ve bu alanda bir tekelleşmeye gidildiğini kaydeden Alioğlu, “Tüccarlar, bahçeye geliyor ve ‘senin malın bu kadar etmez’ diyor. Tüccar, her yıl başka bir mazeret bularak ürünlerimizi düşük fiyata almaya çalışıyor. Dünyanda en büyük narenciye ihracatı yapan ülke KKTC’dir. Ne yazık ki üretici ihracattan kâr elde etmiyor. Kâr, ürünleri yurt dışında değerlendiren tüccarın cebine giriyor” dedi.

“İç piyasadaki tüketimi artırmanın yolları aranmalı...”

İhracata ve ihraç ürünlere uygulanan vergilere değinen Alioğlu, Mersin Kapısı’nda birçok sorun yaşandığını, ancak bu sorunların üretici ya da ihracatçıların değil Türkiye ve KKTC bürokratlarının girişmeleriyle çözülebileceğini ifade etti.
İç piyasadaki narenciye tüketimini artırmak için birtakım projeleri olduğunu ve bunları hükümet yetkilileriyle paylaştıklarını da anlatan Alioğlu, “Birkaç küçük hamleyle yaklaşık 15 bin tonluk narenciye iç tüketimini 30 bin tona yükseltebiliriz. Bunun için çaba harcanması gerek” dedi.


“Cypfruvex üreticiden 32 bin ton ürün aldı, bugün oldu daha bir kuruş ödemedi”

Devletin uhdesinde olan Cypfruvex’i eleştiren Ali Alioğlu, “Bugün oldu Cypfruvex bir kilo ürün ihraç etmedi” iddiasında bulundu.
Cypfruvex’in hantal yönetim kurullarıyla ve siyasi çıkarlarla yönetildiğini ve her dönem zarar ettiğini öne süren Ali Alioğlu, kurumun misyonunu yerine getirmediğini savundu.
Alioğlu, “Cypfruvex; üreticiden 32 bin ton ürün aldı, bugün oldu daha bir kuruş ödemedi. Eline para geçmeyen üretici zor durumdadır, borçludur, tefecilerin elindedir, bahçeleri ipoteklidir” şeklinde konuştu.
Alioğlu, “Cypfruvex’in gününde ödeme yapmaması, paketleme tesisini çalıştırmaması tüccarın eline koz verdi. Mevcut düzenle üreticiler tüccarlara peşkeş çekildi” iddiasında bulundu.
“Konsantrenin tonu geçtiğimiz yıl 325 TL’ydi, bu yıl 300 TL’ye çekildi” diyen Alioğlu, “Ancak Cypfruvex, dış müesseseden (tüccardan) tonunu 350 TL'den satın alıyor” iddiasında bulundu.

--------------------------------------------------
 

Aydın: “Ülkedeki tesislerde işlenen ürünlere düşük teşvik verildi”

Güneyliler Sönmez Kamyoncular Birliği Başkanı Savaş Aydın da, TAK’a yaptığı açıklamada, kamyoncuların yaşadıkları sorunları anlattı.
Aydın, “Hükümet, bu yılki teşvik primlerini geç açıkladı. Narenciyenin üzerinde kalmasının büyük sebebi budur. Ülkedeki tesislerde işlenen ürünlere düşük teşvik verildi. Mal işlenmek üzere Türkiye’ye sevk edildi. Biz fabrikalara iç nakliye yapıyoruz. Bu yıl izlenen politikadan dolayı iş yapamadık, mağdur olduk. Devlet, önümüzdeki dönem teşvikleri erken ve yeterli oranda açıklamalıdır” dedi.
Savaş Aydın, “Hem adadaki hem de Mersin’deki buzluklar Cypfruvex’in konsantreleriyle doldu. Bunları satılamıyor, satılması için uğraş da verilmiyor” şeklinde konuştu.

-------------------------------------------
 

Saraç: “Pazarlardaki talep azaldı”

Kıbrıs Türk Narenciye İhracatçılar Birliği Başkanı Gökhan Saraç, bu yılki sorunların başında kuraklığın geldiğini ifade ederek, “Yağmur olmadı. Sular tuzlandı. Ürün kalitesi düştü” dedi.
Dünya ülkelerindeki narenciye üretiminde fazlalık olduğunu dile getiren Saraç, pazarlardaki taleplerin azıldığını söyledi.
Saraç, bu yıl ihracatın yüzde 60’nın Türkiye’ye, yüzde 40’ının ise başta Kuzey Irak olmak üzere 3’üncü dünya ülkelerine yapıldığını belirtti, “Bu dönemden kimse memnun kalmadı. Dünyadaki fuel oil fiyatları arttı, dolayısıyla pazara ulaşma fiyatı da arttı” dedi.
Üreticinin günün koşullarına uygun olarak tür değişimine gitmesi gerektiğini dile getiren Saraç, “Ülkedeki türler belli bir yaşa geldi. Kimi ağaç 60, kimi ağaç 90 yaşında. Bu ağaçların değişmesi gerektiğini herkes biliyor” şeklinde konuştu.
 

---------------------------------------

İşkey: “Bütün suçun Cypfruvex’e atılması doğru değil... Devlet yapabileceğini yaptı”

Bağımsız Narenciye Kesim Ekipleri Birliği Başkanı Coşkun İşkey de, bu yılın diğer yıllara göre daha kötü olduğunu, Türkiye’deki ve komşu ülkelerdeki sıkıntıların da narenciyeyi etkilediğini söyledi.
Sektördeki sıkıntıların kesim ekiplerine de yansıdığını anlatan İşkey, “20-25 kişilik ekiplerin Türkiye’den gelebilmesi için 40 bin TL ile 60 bin TL arasında para ödeyen arkadaşlarımız mağdur oldu. Yeteri kadar iş olmadı. Yine de Cypfruvex yönetimiyle yaptığımız işbirliğiyle bu işi götürdük. Bütün suçun Cypfruvex’e atılması doğru değil. Bana göre devlet yapabileceğini yaptı” diye konuştu.
Güzelyurt bölgesindeki kesim ekiplerinin Türkiye’deki mevsimlik işlerde çalışmak üzere ülkeyi terk etmeye başladığını ifade eden İşkey, dalda hala ürün olduğunu ancak sıcakların bastırmasıyla bu ürünlerde sıkıntı yaşandığını söyledi.

Narenciye üreticileri sektördeki sorunları anlattı

Bu arada Kıbrıs Türk Narenciye Üreticileri Birliği yetkilileri ve üyeler de TAK’a narenciyedeki sorunları anlattı.

Kıbrıs Türk Narenciye Üreticileri Birliği As Başkanı Yalçın Cemal, narenciye sektörünün içinde bulunduğu durumu “içler acısı” diye tanımlayarak, “Muhalefetteyken verilen sözler iktidarda yerine getirilmiyor. Ürününü düşük fiyata satan üretici, bu yıl su parasını dahi ödemeyecek” dedi. Cemal şöyle devam etti:

“KKTC’de serbest rekabetin oluşup malın değer bulması söz konusu değil. Bizde bu işi 2-3 tüccar götürüyor. Bunun önüne geçebilmek için kooperatifleşmeye gidilmesi, Kooperatifçilik Yasası’nın geçirilmesi gerek. Üretici; karar mekanizmalarında söz sahibi olmalı, örgütlenerek sorunlarına sahip çıkmalı.”

Güzelyurt’ta Cypfruvex’in dışında 3 paketleme tesisi daha olduğunu söyleyen Cemal, “Bazı çevreler halkın malı olan bu paketleme tesislerinin kapılarını kapattırdı” iddiasına yer verdi.

“Cypfruvex yaralara merhem oluyor ama yeterli değil”

Yalçın Cemal şöyle devam etti:
“Cypfruvex’teki mevcut sıkma tesisi yeterli değil. En az 3 tane daha tesis oluşturulsa bu Kıbrıs’taki narenciye sektörüne merhem olabilir. Cypfruvex de yaralara merhem oluyor ama yeterli değil. Hükümetin bir an önce bu konuya eğilmesi gerek.”

“Zarar beyan başvurularının hepsi ‘kapsam dışı’ bulundu”

Kıbrıs Türk Narenciye Üreticileri Birliği eski Başkanı Abdullah Cangil ise, Genel Tarım Sigortası’nın Güzelyurt bölgesindeki narenciye ürünlerinde dolu ve don nedeniyle meydana gelen zararlarla ilgili değerlendirme sonuçlarını eleştirdi.
Cangil, zarar beyan başvurularının hepsinin “kapsam dışı” bulunduğunu söyleyerek, “Keşke emek edip bu listeleri bize göndermesiydiler. Kapsam içi olan yok...” dedi.

Abdullah Cangil şunları da ifade etti:
“Bütün sorunun kaynağı herhangi bir tarım politikasının olmaması, günü birlik olaylarla uğraşılmasıdır. Devletimiz, bunca yıldır fiziki devlet olmaktan öteye geçemedi. Bu konuları boşuna konuşup, boşuna tartışıyoruz”.

“Bu yıl üreticinin zararı büyük... ‘Daldaki ürünü kes de ne verirsen ver’ diyecek noktaya geldik”

Üretici Şenol Cambulat, 1978’den beri bahçecilikle uğraştığını ifade ederek “Bu yıl üreticinin zararı çok büyük. ‘Daldaki ürünü kes de ne verirsen ver’ diyecek noktaya geldik” şeklinde konuştu.

Güney’deki mallarına karşılık Güzelyurt’taki bahçelerinin dönümü için 75 bin puan ödediklerini vurgulayan Cambulat şunları ekledi:
“Bana göre narenciyenin en büyük sıkıntısı pazarlamadır. Bu sıkıntının aşılması için sadece devlet yetkililerinin değil bizim de çaba harcamamız gerekir”.

“Narenciyenin en belirleyici unsuru Cypfruvex üreticinin sigortası olmalı”

1974’ten beri narenciye üretimiyle uğraşan Günfer Güran ise, narenciyenin en belirleyici unsurunun Cypfruvex olduğunu ifade ederek, “Cypfruvex’in yönetimi yıllardır politik görüşlerle belirleniyor” iddiasında bulundu.

“Cypfruvex üreticinin sigortası olmalıdır” diyen Güran, şu anki durumun böyle olmadığını kaydetti.

Narenciye üreticilerinin hükümetten beklentilerinin sorulması üzerine Günfer Güran, “Bu durumların düzelmesini bekliyoruz. Ya da ‘Üretim yapmanızı istemiyoruz’ desinler, biz de vazgeçelim, ne zamanımızı ne paramızı ne de emeğimizi boşuna harcamayalım. Başka yerden gelirimiz olmasa ne bahçeye bakabiliriz ne de eve ekmek götürebiliriz” şeklinde konuştu.

“ Yol yapımı için dönümlerce bahçe kesiliyor…”

Güzelyurt- Lefke yolunun yapımı için dönümlerce narenciye bahçesini kesildiğini savunan Güran, “Bir gün ansızın gelip bahçeleri işaretlediler, ‘buradan yol geçecek, ağaçları kesin’ dediler. Kimse gelip üreticiye ‘şu kadar dönümü istimlâk edeceğiz, size şu kadar para ödeyeceğiz’ demedi. Nereye müracaat edip ne yapacağımızı bilmiyoruz” dedi.

“Her şeyin fiyatı artarken meyve günden güne ucuzluyor”

1982’den beri narenciye üretimiyle uğraşan Oğuz Yarkın ise, “Su, elektrik, gübre, mazot pahalı... Her şeyin fiyatı artarken meyve günden güne ucuzluyor” dedi.

Genellikle Valensiya Portakal ürettiğini söyleyen Yarkın, “Kimsenin üreticiyi düşündüğü yok. 40 yıldır narenciyeciyi koruyacak bir yasa yapılmadı. Artık hükümetlerden hiçbir beklentimiz kalmadı” şeklinde konuştu.
 

----------------------------------------------------------------

Kestigül: “Doğrudan Gelir Desteği’nin miktarı konusunda mazeret olabilir ama geç ödenmesi konusunda olamaz”

Gıda, Tarım ve Enerji Bakanlığı Müsteşarı Hasan Kestigül de, TAK muhabirinin konuyla ilgili sorularını yanıtlarken, Doğrudan Gelir Desteği konusundaki eleştirilere de değindi ve “Bu destekler, ülkenin ve ekonominin gücüne bağlıdır. KKTC’nin imkanları buna yetiyor” dedi.
“Doğrudan Gelir Desteği’nin miktarı konusunda devletin mazereti olabilir ama geç ödenmesi konusunda olamaz” şeklinde konuşan Kestigül, Doğrudan Gelir Desteği’nin bütçelendirilip sezon başlamadan önce açıklanması için bakanlık olarak çalışmaları olduğunu söyledi.

“2015’te daha cesur olacağız, başvuru tarihlerini uzatmayacağız”

Kestigül, “Planımız, bu yılın ikinci yarısında 2015 destek programının hangi ürüne ne kadar ve ne zaman ödeneceği konusundaki tarihi belirlemektir. Zaten doğru olan da budur. Üretici bu konudaki şikayetinde haklıdır” dedi.
Doğrudan Gelir Desteği ödemelerinin gecikmesi konusuna da değinen Kestigül, bunun üretici, ilgili bakanlık ve ödeme yapan bakanlıkla ilişkili olduğunu söyledi.

Doğrudan Gelir Desteği’ne başvuru süreci hakkında da bilgi veren ve üreticiden gelen taleple bu tarihin sürekli uzatıldığını dile getiren Müsteşar Hasan Kestigül, “2015’te daha cesur olacağız, başvuru tarihlerini uzatmayacağız. Üretici, ilan edilen günde, duyurulan desteği alacak” diye konuştu.

“…Konsantre yine de satılamıyor”

Cypfruvex hakkında da değerlendirmelerde bulunan Kestigül, “Cypfruvex’in konsantreyi satacağı fiyat da, ülke de bellidir. Devlet yüksek fiyat açıklayınca yurt dışına ihraç edilen konsantrenin tonuna bin 300 Dolar teşvik verildi ama konsantre yine de satılamıyor” dedi.
Müsteşar Kestigül şöyle devam etti:

“Üretici mağdur olmasın diye…”

“Depolarında 4 bin ton konsantre var. Kurumun bir yılda satacağı maksimum konsantre bin 800 tondur. Cypfruvex ticari bir kurum olsaydı bin 800 tonu tamamlayınca ‘başka ürün almayacağız’ derdi, demedi. Bu bir devlet politikasıdır. Üretici mağdur olmasın diye konsantreye gidecek ürünün tonuna 300 TL ödendi. Bu yıla göre iyi fiyat verildi, alım sınırı da yapılmadı. Günün sonunda üreticinin ödenmemesi sorunu var, ama bizim derdimiz ürünün dalında kalmamasıdır. Gün gelecek bu konsantreyi satıp üreticiyi bir şekilde ödeyeceğiz.”

Konsantre ürün fiyatları hakkında Türkiye ve dünyadan örnekler veren Müsteşar Kestigül, Türkiye’de konsantrenin tonunun 80 ile 100 TL, İspanya, Brezilya ve Amerika gibi ülkelerde 50 ile 75 Dolar arasında olduğunu söyledi.

İhracat teşvik primlerinin geç açıklanmasıyla ilgili eleştirileri de yanıtlayan Kestigül, “Bu yılki teşvik primleri geçmiş dönemlere göre farklı bir zamanda açıklanmadı” dedi. Süreç hakkında bilgi veren Kestigül, açıklanan primlere itiraz edildiğini, bunun da süreci uzattığını kaydetti.

(T.A.K/Haber: Rahme ÇİFTÇİOĞLU - Fotoğraflar: Erol UYSAL)

Röportaj Haberleri