Nasıl da ölçüsüz sevdik

Cenk Mutluyakalı

"Bir çığlıktır artık yaşanan
Sözcükler yetmez anlatmaya"  
       
                                            Ahmet Oktay

----------------------------------------------

Nasıl da ölçüsüz sevdik

- “Kararında!..”
Çok duyarız bu sözü.
Daha küçükken kazınır kafamıza:
“Azı karar, çoğu zarar” diye.
“Az”a başkaları karar verir, “çok” neymiş, nasıl, kim bilir?

***

Hesabını kitabını tutmamız öğretilir günün ve gecenin…
’ın aşk’ın hesabını...
Paranın hesabını, dostun hesabını...
Yalanın, hilenin, talanın değil.

***

“Seni seviyorum” der biri…
Öteki üstün çıkar:
Ben seni daha çok...
Terazisi yoktur.
Kimseler yüreği tartamaz.
Mesele “laf”a bakmaz.

***

Hesabı tutulur yine de ilginin, mesajın, hoş bir sözün, gülüşün, dokunuşun...
Hesabı tutulur sevişmelerin.
“Orgazm” sayacına dönüşür kimi ilişkiler.

***

“İş bilenin kılıç kuşananındır” derler…
İş, emektir.
Kılıç, yatmak!

***

Daha çok yorulanlar, daha çok ezilenler, daha az kazanırlar!
Niye böyle?
Hesap tutmaz genelde...

***

Terazinin bir gözüne “yalan”ı ötekine “dürüstlüğü” koyarsanız, bugünün dünyasında ilki ağır basar!

***

İşini bilen tembel eğer ki ağır basıyorsa terazide, sorun ölçüdedir!
İşini bilen dalkavuk kazanıyorsa tartıda, işini bilen samimiyetsiz keyifliyse, işini bilen yüzsüz yüzüyorsa en önde, adil olmayan bir düzenin yüzü suyu hürmetine dilsizse çoğunluk...
Ölçü kaçmıştır mutlaka...

***

Kimseler tutmaz sömürülen emeğin, iç edilen hakkın, çizilen insanlığın hesabını…
Nazım’dan şu not düşülür sokağa:
- “Her şey çalışmaktır dedik, lakin insanlar insanların etini yiyor”


***

“Nasıl da ölçüsüz sevdik” dediklerimizdir hayattan arda kalan.
Azı yetmez, çoğu yarar yüreğimize.
Rüzgara kaptırırız sevdamızı...
Her düş yağmurunda, cemre misali düşer tenimize, yeniden toprağa salarız.
- “Bu kaçıncı bahar” derler…
Hesap kitap yetmez…
“Kararında” demeyiniz, aklım ermez.

-----------------------------------------------

Doğal park (!)

Sanayi’nin ardında kocaman bir ‘ormanlık’ alan var.
Toprak bir yürüyüş yolu geçiyor tam ortasından...
Avrupa’da olsa yürüyüşe çıkar 7’den 70’e insanlar, ellerinde köpeği, dudaklarında bir ıslık, keyifle volta atar.
Hani biraz düzenleme yapılsa yürüyüş ya da bisiklet meraklısı Lefkoşalı için bulunmaz Hint kumaşı!..
Geçen gün “yürüyelim be” dedik, öğle yemeği sonrası!..
Demez olaydık.
Ne “çöplük” memleket burası!
Çam kese böceklerinin istilası bir yana, “geberilmiş” kokuyor ormanlık.
Bu memleket sahipsiz...
Peki bu çöpleri döken, adına “insan” demeye bin şahit yaratıklar (!)
“Tek karışını vermeyiz” dediğimiz bu yarı coğrafya yüzümüzü karışlıyor “nah” diye...
İşte böyle ettik içine!

------------------------------------------------

Tarih(çi) dersi!

Tarih profesörü İlber Ortaylı, "Tarihin bilinen en kanlı diktatörü Adolf Hitler’dir”der yazısında...
Şu gerçeğe de dikkat çeker:
Halkla rağmen mi? Asla! ( Kafa dergisi, Kasım 2015)
Hitler'in öyle darbeyle falan değil demokratik bir seçimle iktidara gelmesi, dünyayı kanatan adamın diktatörlüğü kadar ibretliktir aslında!..
"Hitler tarafından verilen imtiyazlar Alman halkının çok hoşuna gitmişti" diye açar meseleyi İlber Ortaylı.
Yazar, geçmişten bugüne "Kim diktatör kim değil" sorusunun yanıtını okura bırakırken, şu şifreyi verir:
"Bir diktatörün en önemli özelliği kontrolü hiçbir kurum ya da kişiyle paylaşmaksızın kendi elinde tutma arzusudur."
Bu "şifre" önemli!.
Liderliği "sorumluluk paylaşmak" değil illa ki "tek karar verici" olmak gibi algılayan yaygın hastalığa karşı!..

--------------------------------------------------

Memlekette değişmez ‘açılış’ hallerimiz

Yeni bir “marka” dönerci daha açıldı...
Bu memlekette en iyi döner markası “Yanar Döner” aslında
Niye gelmiyor kimsenin aklına?

---------------------------------------------------

haftanın notcukları

• ‘İFTARLIK GAZOZ’da Cem Yılmaz gibi bir komedyen varken, finalde bu kadar gözyaşı dökeceğimi hiç düşünmemiştim.

• Din ve milliyetçi dayatmalar ve masallar arasında, “Türkiyem Türkiyem cennetim” şarkılarıyla çarpıcı bir senaryo

• Bakan Dürüst'e bu kez katıldım. Üniversite açma izni parlamentonun yetkisine verilmeli.
Hatta 'oybirliği' koşuluyla !.

• Uğur Barani'den not ettim, Herbert Swope sözü: Size başarının formülünü veremem, ama başarısızlığın formülünü verebilirim. HERKESİ MEMNUN ETMEYE ÇALIŞMAK.

• SALI akşamı BRT’deki ‘Basın Odası’nda konuğumuz Tufan Erhürman!..
Nedense Tufan hocayla program yapmak hep heyecan veriyor bana...


• Kıbrıs ülkesi adına, her yeni işbirliği, önemli bir adımdır. Havadis - Fileleftheros işbirliğini, hiç rekabetçi gailelere yenilmeden heyecanla karşıladım, mutlu oldum...  Tebrikler, başarılar, bol şanslar arkadaşlar...