Kapanma notları ilginç!
Girne ve Lefkoşa’da sanırım yalnızca memuru, öğretmeni, paket servis dışında restoranları kapattılar.
Geriye kalanların tümü “tedarikçi” gömleğini giyerek “açıkta” kaldı (!)
* * *
Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi’nin ilk önerisine bakınız, bir de Bakanlar Kurulu sonrasında çıkan son karara... Öneri, “Eczane, benzin istasyon, fırın, kasap, market” gibi temel ihtiyaçlar dışında kalan yerlerin kapanmasıydı. Oysa “karar” bambaşka oldu…
“Hayvancılık, tarım, inşaat, gıda, yem, arpa, su, un, süt ve bu sektörlere ait ihtiyaç tedarikçilerinin” diye uzayan, bir yerine bankacılar, özel güvenlik, internet falan diye eklemlenen bir liste ortaya çıktı.
Bu sektörler ve tedarikçilerden geriye kim kalıyor?
* * *
Kamu demişken haksızlık yapmayalım.
Örneğin sosyal sigortalar, vergi gibi yerler “para topluyor” ya hep açık!
Sosyal Sigortalar’dan bir grup çalışan mesaj gönderdi.
En yoğunluklu kamu kurumlarından biri…
“Bir yılda, yalnızca bir kez test yapıldı bize...”
Her gün onlarca insanla muhatap oluyorlar.
Bir dönem, PCR yanı sıra hızlı testler de vardı, güneyde, Avrupa’da halen uygulanıyor, rastgele ölçümler için...
Şimdi vazgeçildi sanırım...
Niye?
* * *
Hepimizin merak ettiği bir soru daha: Son dönemde artan vakaların kaynağı nedir?
Uçakla ya da deniz yoluyla geldiği zaman açıklanıyor, peki diğerleri niye açıklanmıyor?
Bir kahvehane mi örneğin ya da kalabalık bir ev görüşmesi mi, casino ya da iş yemeği mi?
Eğer böylesi bilgiler verilirse toplum çok daha bilinçlenecek.
Türkiye’deki verilere baktım, not aldım.
Bakınız neler paylaşılıyor:
“Hastalarda zatürre oranı”
“Yatak Doluluk Oranı”
“Yoğun Bakım Doluluk Oranı”
“Ortalama Temaslı Tespit Süresi”
“Filyasyon (hastalığın kaynağının tespiti) Oranı”
Bu veriler burada paylaşılmıyor.
* * *
Bir kez daha yazmak istiyorum.
Bin kez daha yazabilirim.
İnsanlar eğer kendilerini “güvende” hissetmezlerse kapatmanın da başarı şansı yoktur.
Bu durum “temaslı” bildirimi için de geçerlidir.
İnsanlar kendilerini gizler, eğer sağlık sistemine, eğer ekonomiye, eğer yönetenlere güvenmezlerse…
Güvensizliktir başımızın etini yiyen!