DEV-İŞ Genel Başkanı Mehmet Seyis’ten, ‘sendika ve eylemleri’ eleştiren gazetecilere ve bazı kesimlere yanıt geldi. Hatırlanacağı üzere, geçtiğimiz gün bazı köşe yazarlarının ‘değişmeyen sendika başkanları’ ve etkisiz olan ‘eylemler’ hakkındaki görüşlerini bu köşede yansıtmıştık.
Seyis de, ‘Bu da sendikacıdan’ diyerek, mesaj yolladı.
İşte Seyis’ten gelen mesaj:
“Ah bu sendikacılar ahh. Ne İsa'ya, ne Musa'ya ne Muhammet'e yaranamıyorlar.
Hiçbir sorumluluğu olmayan bazı kişiler onlar için dillerine geleni söylüyor.
Bazı satılık kalemler ile 70 yaşı geçse de eline kalem alan bazı yazarlar, onları yazıyor çiziyor karalıyor.
İnsanlar "zaten kim gelse aynı" diyor ve yerinden kıpırdamıyor. Gene suçlu sendikacılar.
Vallahi çözüm yolu "CERYAN TEPTİ" eylemi yapmak.
Sarayönü’ne çok delikli uzun bir priz takacaksın, açacaksın treefaz ceryanı.
Sendikacılar olarak dizilip sıraya her deliğe bir sendikacı parmağını sokacak. Belki bir şeyler olur.”
***********************
Utanmadan!
UBP’nin ilçe başkanı, yanına alıyor kurultay istihdamlarını ve Saray’a çıkıyor.
Başbakan’ı şikayet ediyor!..
Utanmadan!..
Eroğlu da bu konuda UBP’lilere hak veriyor ve “başbakanı uyaracağını” söylüyor.
Vicdan konusuna da katılıyor, bu kişileri durdurmak vicdana sığmaz diye de ekliyor.
Siyasi hayatı boyunca muhaliflerine karşı uyguladığı vicdansızlıkları buradan sıralasak, Londra’ya yol olurken, şimdi kalkıp bize “vicdandan” bahsediyor…
Yaşamı boyunca CTP’lileri ezen, kendine muhalif çıkan herkesi sürgüne gönderen, kendi partisinde dahi sivrilen isimleri yok eden Eroğlu, bize vicdan öğretiyor!..
Bu istihdamlar haksız yere yapılırken, ayrıma uğrayan gençlerin vicdanı ne olacak peki?
Bu konuda ne düşünüyor Eroğlu?
Özel sektörde can çekişen, 3 kuruşa muhtaç edilen insanlar hayat mücadelesi verirken siz, gençler arasından 360 tanesini ayırıp kendi kurultayınızda güç sağlamak adına istihdam edeceksiniz ve bu konuda konuşacaksınız.
Bu istihdamlar partizandır, haksızdır, adaletsizdir, ayıptır, utançtır!..
***********************
Açılmadan DEPREM yaşadı
Reailst-Kulis Gazetesi açılmadan birçok deprem yaşıyor.
İnşaat dünyasından Temel Bulut’un medya dünyasına bir gazete ile atılım yapmak istemesi şimdilik hüsran oldu.
Çünkü Realist-Kulis adı verilen, binası hazırlanan Gazete’de çalışacak isimler teker teker işe başlamadan istifa etti.
Harun Denizkan yönetimindeki gazetede Yayın Yönetmenliği görevi yapacağı açıklanan Oya Gürel, bu görevinden istifa etmek zorunda kaldığını duyurdu.
Gürel, geçtiğimiz gün sosyal paylaşım sitesindeki sayfasında“İstifa etmek zorunda kaldım. Arkamdan Yazı İşleri Müdürü, Reklam Satış Şefi ve 5 kişilik tüm görsel ekip de istifa etti” dedi.
Günlerce ilan verilerek, muhabir kadrosunu oluşturan Realist Kulis, muhabirlerini belirlemiş ancak bir süre önce ‘ödeneksiz izin’ adı altında işe başlatmamıştı.
Ancak işe başlamayan muhabirlerin istifası da gecikmedi.
Onlar da istifa etti.
Gazetenin finansmanı Temel Bulut ise, Medya Dergisi’nde Aytuğ Türkkan’a verdiği röportajda, gazetenin yayın tarihi olarak Kasım ayında çıkmayı hedeflediklerini ancak, acelelerinin olmadığını söylemişti.
35 istihdam gerçekleştirdiklerini hedeflerinin ise 50 olduğunu da vurgulamıştı.
İstifalar ile sarsılan gazete yeniden toparlanabilir mi, yayın hayatına başlar mı yoksa ölü bir doğum mu gerçekleşecek?
**************************
Kim kimi protesto etti!
Dün Meclis’te bazı sendika temsilcileri, hükümetin yaptığı elektrik zammını mum yakarak, protesto etti. Eylemcilerin yanına giden CTP’li ve DP’li bazı vekillere de mum verildi.
Mumlar ile basına poz veren bazı vekiller de mi hükümetin elektrik zammını protesto etti yoksa bu sadece medyaya verilen bir poz muydu?!..
Her iki olasılık da ilginç…
***************************
YORUM
Şöyle ya da böyle!
“…Kurultay istihdamlarını savundu!
“Şöyle ya da böyle iş bulanları durdurmak doğru değil, vicdana sığmaz” dedi…
İşte bu laf çok ağrıma gitti…
“Şöyle ya da böyle” demek!
Ülkenin en tepesinde oturan bir kişi, ‘şöyle ya da böyle’ yapılan istihdamları savunuyor ve bunun bir vicdan meselesi olduğunu iddia ediyor ve bunu vicdan meselesi olarak görüyor.
Bir Cumhurbaşkanından bunları duymak beni fazlasıyla üzdü.
Şöyle ya da böyle yapılan istihdamlar bir Cumhurbaşkanı tarafından nasıl olur da onay görür?
Devletin ciddiyetine bir bakar mısınız?
Birileri Sayın Eroğlu’na Anayasa’nın eşitlik ilkelerini hatırlatmalı…
Bu ülkede her kişinin işe girme hakkı olduğunu söylemeli!
Şöyle ya da böyle istihdam edilmek, yasalar göz ardı edilerek istihdam edilmek demektir!
Yasa dışılığa göz yummak, gençlerin fırsat eşitliğine takoz koymak anlamındadır…
Kısaca, devlet 363 kişiyi istihdam ederken, binlercesini dışlamış demektir.”
LEVENT ÖZADAM