Ne kahır ne keder!

Bayramda Mağusa bölgesini ve köyleri gezdik. Halkımızın sorunlarını, sıkıntılarını beklentilerini dinledik, görüşlerimizi aktardık. UBP’nin yaratmış olduğu tahribatın üretici, çiftçi ve hayvancı insanımız üzerinde ne denli büyük olduğunu bir kez da

Bayramda Mağusa bölgesini ve köyleri gezdik. Halkımızın sorunlarını, sıkıntılarını beklentilerini dinledik, görüşlerimizi aktardık.

UBP’nin yaratmış olduğu tahribatın üretici, çiftçi ve hayvancı insanımız üzerinde ne denli büyük olduğunu bir kez daha gördük. Köyler adeta terk edilmiş durumda, hayvancılar hayvanlarını çeşitli hastalıklardan nasıl kaybettiğini, Veteriner Dairesi yetkililerinin beceriksizliğini de ekleyerek acı acı anlatıyor.

Esnaf bayram sürecinde yine sıkıntılı. Alım gücü düşen vatandaşın piyasaya olumsuz yansıyan etkisi, ticaret kesimini etkisi altına almış durumda.

Çalışan kesim, ekonomik krizden kaynaklanan haklı tasarruf eğiliminden dolayı günlük tüketimini azaltmış durumda. Piyasa durgun.

Ama açıklanan rakamlar, her şeyin yolunda gittiğini söylüyormuş bize! Ekonomi gelişiyor, ekonomik tedbirler paketi toplumun refahını artırıyormuş... Öyle diyor Maliye’nin Bakanı ve diğer yetkililer.

Ancak gerçek, halkın alım gücünde, ekonomik adaletin nasıl sağlandığında, pastanın nasıl paylaşıldığında ve sorunların çözüm kapasitesinde... Hiçbir rakam ve hiçbir söylem halkın gerçeğinin, yaşam düzeyinin yerini tutmaz, tutamaz.

Rakamlar, GSMH’nın yani ülke vatandaşlarının bir yılda ürettikleri toplam mal ve hizmetlerin değer toplamının 2002 yılından itibaren yükseldiği gösteriyor. Tırmanma 2004 ve sonrasında belirli bir düzeye oturuyor. Peki yok mu bu düzeye nasıl ve kimlerle yükseldiğini not eden bir uzman, bugünlerde.

Ekonomi ne olmuş da gelişmiştir? Ve bu gelişmenin yaratılmasında bu toplumda kimin nasıl bir rolü olmuştur?

Her toplumun kendine özgü tarihi ve şartları vardır. Hele Kuzey Kıbrıs gibi bir ülkeden bahsediyorsanız, bu kendine özgünlük ne kitaba sığar ne rakamlara, grafiklere...

Elbette ekonomik gelişme için dünya standartlarına uygun önlemler alınmalıdır. Ama sadece bunun için değil, bu ülkenin insanlarının kendi kaderlerini tayin etmesi için de.

UBP halkın sorunları ile ilgilenmek yerine, kendi iç iktidar kavgası ile meşgul. Ne Kıbrıs sorununun geldiği kritik aşama ne Kıbrıslı Rumların petrol ve doğal gaz arama girişiminin yarattığı bunalım ne de ekonomik kriz.

Tek dertleri, değişmeyen karakterleri. Küçük hesapların siyasi dünyasında koltuğa oturma hesapları.

Arife günü başlayan ve bayramda devam eden haksız istihdamların yarattığı sosyal tahribat yine yeni yaralar açtı toplumda. 

Halk acı gerçeği ile her gün yüzleşedursun, üretici, hayvancı bayram öncesi ödenmeyen süt alım parasına yansın...

UBP’de ne kahır ne keder...

 

 

 

 

Arşiv Haberleri