Tarih; ülkeleri, ulusları, toplumları etkileyen olayları zaman ve yer göstererek anlatan, bu olaylar arasındaki nedensel bağları, bunların daha önceki ve sonraki olaylarla bağlantılarını, karşılıklı etkilenmeleri, uygarlıkları ve insana dair her şeyi inceleyen bilimdir.
Fransa’da 1897 yılında yapılan olgunluk sınavında öğrencilere sorulan “Tarih dersi ne işe yarar?” sorusuna öğrencilerin %80’i “Vatanseverliği coşturmaya yarar” cevabını vermişlerdir (Langlois ve Seignobos, 1937). Bu yanıt üzerine, “tarih” dersinin zihinlerde de, eğitimde de yanlış bir zemine oturtulduğu anlaşılmış ve eğitim bilimciler “Tarih eğitimi nasıl olmalı?” sorusuna odaklanmıştır. Eğitim bilimindeki literatüre göre tarih eğitimi;
- Öğrencilerin geçmişin ışığında günümüzü anlamasını ve yorumlamasını sağlamak,
- Öğrencinin diğer ülkeler ile kültürleri bilmesine ve anlamasına katkıda bulunmak,
- Coğrafya, sosyoloji gibi diğer alanları destekleyecek unsurları ortaya çıkarmak ve
- Öğrencilerin kimlik duygusunun gelişimine katkıda bulunmak.
Kısaca tarih eğitimi, öğrencilere yetişkinler olarak yaşayacaklar süreci ve geleceğin dünyasını anlamalar için kendilerine gerekli olan bilgi ve mantık yollarını geliştirmelerine yardımcı olmak, insana dair yapılan her uygulamaya anlamlı ve bilimsel nitelendirmeler yapabilmesini desteklemektir.
Tarih eğitimi siyasi ve ideolojik gündemlerden ibaret değildir. Çünkü tarihsel düşünce sadece geçmişte olanları bilmek değil, tarihsel ve kültürel olarak hem bize yakın hem de bizden uzaktaki insanları anlamamamız demektir. Bir başka değişle tarih eğitimi insanların birbirlerini anlamasını öğretmektir.
Tarih eğitimi “en”lerin anlatıldığı bir ders değildir. Tarih dersinin sembolü de “bayrak” değildir. Yani tarih dersi; En kahraman kimdir? En çok ya da en az silah kimde vardır? En büyük savaş hangisiydi? En çok kim kazandı ya da en çok kim kaybetti? Sorularına yanıt aranan bir ders değildir ya da olmamalıdır.
Eğitimde en genel anlamda formal ve informal olmak üzere iki boyuttan bahsedilir. Formal eğitim, planlı programı eğitimdir. Başka bir ifadeyle belirli bir müfredat çerçevesinde okullarda yaptığımız eğitim, formal eğitimi anlatmaktadır.
İnformal eğitimde ise tahmin edeceğiniz gibi herhangi bir planlama veya programlama yoktur. Bu nedenle de informal eğitim, ne öğretileceğinin ya da ne öğrenileceğinin belli olmadığı eğitimdir.
Kendi ülkenin tarihçisini, araştırmacısını dışlayarak ithal bir "Kıbrıs Tarihi Paneli" yaparak ya da tarihi gerçeklerden uzak hamaset dolu dizilerle tarihi öğrenemezsiniz de, öğretemezsiniz de. Piyango biletini skandalı işte bu hastalıklı yapının ürünüdür.
Bu konudaki en anlamlı tanım, bir Erenköy mücahidi olan Naci Talat’ın yıllar önce söylediği şu sözdedir: “Ne tarih okudular, ne siyaset okudular, ne okuduklarını anladılar, ne anladıklarını hatırlarlar. “
Aklınızda Bulunsun
Davranış ve Tutumlar
Ailede kazanılan davranış ve tutumlar, her zaman düzenli bir eğitimin sonucu olarak değil genellikle karşılıklı etkileşim sonucu ve rastgele gerçekleşmektedir. Bu nedenle çocuğunuzla sürekli bir iletişim halinde olmalısınız. Onun söylediklerini dikkate alın ve değer verin, kendi düşüncelerinizi de onunla paylaşın. Böylelikle çocuğunuzun çok daha nitelikli tutumlar kazanmasına fırsat yaratmış olursunuz.
Anlayana Gülmece
Müziğe Yetenekli Kim var?
Okul yöneticisi, telaşlı vaziyette sınıfa girer ve hemen sorar;
- Müziğe yetenekli kimler var?
Sınıf içerisinden dört öğrenci el kaldırır... Yönetici;
- Aferin... siz dördünüz aşağıya inip piyanonun taşınmasına yardım edin...