Bir yanda, ‘Kıbrıs’da Çözüm’ için yoğun çabalar.... Bir yanda, ‘Suriye’ye askeri müdahale’ tartışmaları... Bir yanda, Türkiye’deki koalisyon bilmecesi... Bu yanda, Kuzey Kıbrıs’daki koalisyon bilmecesi... Bir yanda Türkiye’de “Koalisyon mu, erken seçim mi ?” sorusu... Buralarda da, Kuzey Kıbrıs’da “Koalisyon mu, erken seçim mi ?” sorusu...
Türkiye kamuoyunu bilmem ama Kuzey Kıbrıs’dakini az- çok biliyorum.
Buralarda, bırakın çevre ülkeleri, özellikle kendisi ve ülkesini ilgilendiren her konuda bile bölük pörçük olmuş bir kamu var. En kısa yoldan “Bana ne be ammaaa... Ne olacaksa olsun” diyenler de var, “Şöyle olacak, böyle olacak.... Şöyle olsun, böyle olsun” diye görüş belirtenler de... ‘Kaderciler’ de var, ‘kaderin’ (!) kendisine sunduğu olanakları en iyi şekilde kullanıp gününü gün edenler de.... Gün işleyip gün yiyenler de var, gününü gün edip geleceğini en sağlam kazıklara bağlamaya çalışanlar da... ‘Güzel günler’ bekleyenler de var, umudunu tamamen yitirmiş olanlar da...
Yine şu pasaport konusu
Gazetelerimizden birinde, (sanırım sosyal medyadan elde edilen) bir fotoğraf yayımlandı geçtiğimiz günlerde. Kıbrısımızın, ünlü mü ünlü şahinlerinden, her konudaki sivri diliyle ünlü eski bir milletvekilinin resmiydi bu. Herhangi bir yerde çekilmiş bir resim değildi. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin pasaport, kimlik belgesi verilen bir resmi dairesinde çekilmişti.
Bu beyefendi ne arıyordu o resmi dairede ? Yoksa o da kendine bir Kıbrıs Pasaportu veya Kimlik Kartı mı edinmeye (yahut var olanı yenilemeye) mi gitmişti ? “KKTC diye bağırdığında Beşparmak Dağlarını devirirken, ne oldu da birdenbire (!) Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu veya Kimlik Kartı’na sarılıvermişti ? Yoksa, bu kadar yıldır, ağzı başka söylüyor, beyni başka mı çalışıyordu ?
Alır mı alır ? O da, (diğer tüm Kıbrıslı Türkler gibi), o tanımadığını söylediği Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ‘gerçek’ yurttaşlarından biri. O da, o tanımadığını söyleyip durduğu, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ortak kurucularından biri olan Kıbrıs Türk halkının bireylerinden biri.
Habere şaşıranlar oldu. Şaşırmayanlar da var. Özellikle de, daha aramızdan daha kimlerin söz konusu pasaporta da kimlik kartına da sahip olduğunu bilenler, şaşırmadıkları bir yana, hafifçe gülümsediler de haberi okuyunca. “Tüm isimler açıklansa kahkahalar da atmaya başlayacağız” diyenler bile var.
Çok da şaşırmamak lazım aslında. Çünkü başka söyleyip başka yapan hepsinin de ortak bir yanı var. ‘Karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar’ misali. Onlar için ‘doğru’ yoktur. ‘Doğru’ olan işlerine nasıl gelirse, çıkarları neyi gerektiriyorsa’dır...