Ne zaman açıklayacaksınız: 4 milyon TL ‘örtülüyü’ nerede harcadınız?

Mert Özdağ

Şimdi “Pile’deki maç” konusunda duvara toslayınca, toplumla ayrı yollarda olduğu anlaşılınca popülist bir çıkış gerekti, malum…
“Bu ülkenin nüfusu kaç” mealinde sözüm ona devletin abisi rollerine bürünen reis-i cumhur, yeniden sahnede… Ancak bu kez çok hatalı, yanlış ve kötü bir PR çalışmasıyla…
Canlı yayında izledim, gerçekten üzüldüm. Detayına girmeyeceğim, karşılaştırma yaptığı rakamlar külliyen hatalı. Bu konuda yazmaya bile değmez.
Belli ki aday! Müzakereleri tüketti, güven yaratıcı önlemleri mahvetti, iki toplumlu bir etkinliği bile gerginlik sahnesine dönüştürdü.
Geriye ne kaldı peki? İç siyasette rol kesmek!
Eğer toplum üzerinde bir güven tahsis etmek istiyorsa, yapması gereken basit aslında…
Bugün ona küçük bir ipucu vereceğim, uygular mı? Sanmam! Ama bu iyiliği yapacağım.
Daha önce çok yazdık, ama birileri ses etmeyince vazgeçeceğimizi ya da unuttuğumuzu sanmasınlar diye defa defa yazmakta fayda var.
Zira onların “sözü” hala hafızalarda!
Malum, “örtülü ödenek” konusu yeniden basında ele alınmaya başlandı.
Hatırlayınız, 2015 Cumhurbaşkanlığı seçiminin öncesinde yoğun olarak Cumhurbaşkanlığı'nın 'örtülü ödeneği' tartışma konusu olmuştu.
Eleştiriler, Derviş Eroğlu ve ekibinin bu parayı seçim kampanyasında kullandığına ilişkin yoğunlaşıyordu.
Cumhurbaşkanı adayları arasında da konu sık sık dillendirilmekte, TV tartışmalarında dahi gündeme gelmekteydi…
Adaylar arasında biri vardı ki, bu ödeneğe karşı muhalif duruşu ile dikkatleri üzerine çekiyordu…
Mustafa Akıncı…
Hatta seçime saatler kala İnönü Meydanı’nda düzenlenen mitingde şu cümleler çıkıyordu ağzından:
“Eroğlu öyle bir panik içinde ki örtülü ödeneği bile yetmedi; nereden para bulacağını şaşırdı. O kendini kurtarmaya uğraşıyor. Onun yöntemi paralarla iş görmek. Bizler her şeyi kuruş kuruş açıklayacağız” 15 Nisan 2015
Kaderin cilvesine bak.
Akıncı ikinci turda CTP'nin de desteğiyle Cumhurbaşkanlığı'na seçildi.
Ve seçildiği günden bu yana, biraz da kendi çabası ile gündeme gelen örtülü ödenek konusu peşini bırakmadı.
Bu kez mesele kendisini buldu.
Hatta yıllardır mesele peşinde…
Seçimin hemen ardından gelen bilgiler Akıncı'nın örtülü ödeneği kullandığını söylüyordu.
Önceleri inanmadım, “Yok yahu yapmaz” dedim, o kadar da değil!
Meğer o kadarmış!
Kullanmış!
O günlerde kendisine sık sık “örtünün üzerindeki örtüyü kaldıracağım” sözü hatırlatılıyordu.
Toplumdan gelen “neden kullandığını açıkla” baskılarına da direnmeye başlayan Akıncı ve ekibi bu kez “Diğer Cumhurbaşkanları kullandı, ne var yani ben de kullanırsam” babında savunmaya geçiyordu, bazı siyasilerle girdiği polemiklerde…
Oysa ki  “Örtülü ödenek devlet sırrı değildir” diyen kendisiydi…
Hatta bu sözleri Cumhurbaşkanlığındaki ilk yüz gününü değerlendirdiği basın toplantısında sarf etmişti…
Tarih 11 Ağustos 2015'te kameralar karşısına geçen  Akıncı, “Örtülü ödenek devlet sırrı değil... Yıl sonuna halkla kapsamlı bir açıklama paylaşacağım” diyordu üstelik!..
'Yıl sonu' dediği 2015'in sonuydu…
2015 sonu geldi, geçti…
2016’yı geçtik. 2017’yi geçtik, 2018’i bitirdik!
2019'u yarılamaya doğru yol alıyoruz.
O zaman 'ne oldu' bu örtülü ödenek açıklaması diye sormak gerekiyor, ne oldu?
'Açıklayacağım' dediği tarihin üzerinden yıllar geçti. “Örtülü uygun olmayan yerlere harcanmıyor” demekle örtünün altındakini saklama çabası var hissi uyandırıyor, ne yazık.
Ve 'başkaları da kullandı' savunması hiç ama hiç samimi ve tutarlı gelmiyor.
Şimdi ben başkaları gibi “Sana yakışmaz, halkın beklentisi budur, senden beklenen budur, halk sana inandı” filan gibi methiyeler düzecek değilim Akıncı için…
Yakışıp yakışmadığına toplum karar verecek.
Ancak ortada bir ‘tutarsızlık’ olduğunu söylemeden de geçemeyeceğim.
Bu kaynak kullanıldı, kullanılıyor ve henüz açıklaması da yok.
2015’ten bu güne toplam 4 Milyon TL’nin üzerinde olduğu söylenen Sayıştay denetiminden yoksun elden kullanıldı ve “bu paranın açıklamasını kuruş kuruş yapacağım” sözünü veren ‘lider’ hala tek kelime etmedi!
Yaşananın adını siz koyun. Ben bir şey söylemeyeceğim.
Söyleyince kızıyorlar, güceniyorlar, alınıyorlar, öfkeleniyorlar.

 

SON BİR NOT: Gün gelir de eğer bu harcamalar açıklanırsa EN UFAK DETAYINA KADAR açıklanması gerekecek. Zira şu etkinliğe şu kadar, bu derneğe bu kadar diye açıklamak yerine kuruş kuruş kime ne kadar ödendiğinin belirtilmesi elzem… Yoksa LAF OLA açıklama yeterli olmayacak… Rakamları yuvarlayıp, “aha açıkladım” demek de inandırıcı gelmeyecek. Eğer böyle bir hazırlık içinde olanlar varsa, bizden şimdiden uyarması…