Neler oluyor ?

Erdinç Gündüz

                                                            

Gündem yüklü... 

Ortadoğu’da olup bitenler bir yana, bizim buralarda da hava gün geçtikçe ısınmakta.

Sondaj gemileri zıtlaşması, her gün biraz daha sertleşerek devam etmekte. Türkiye, Kıbrıs Türklerinin haklarını (!) korumakta ısrarlı. Her iki taraf da, nerdeyse savaşı bile göze almış gibi...

‘Paylaşma’ kavgası devam ederken ‘bombalar patlamaya devam ediyor.

Önce Anastasiadis’le olan yemekli içmeli görüşme...  Ardından, Cumhurbaşkanı’nın dışlanmış olması tartışmaları..... Derken... Bir ‘bomba’ açıklama daha. Bu da Sayın Başbakan Yardımcısı’ndan...”Maraş’ta envanter çalışmaları yapacağız.....”... Cumhurbaşkanı bir kez daha devre dışı...

Birşeyler olmakta ama ne ????

74’de Maraş’ı bazı fırsatçılara bir nimet oldu. Bina içlerini bırakın, kapılarını, pencerelerini bile yağma ettik. Ganimet zenginleri yarattık.  Sonunda birşey kalmadı. Kalmayınca da ölüme terkettik.  Asfaltlarında ağaçlar bitti; binalar çökmeye başladı; bir zamanların güzelim Maraş’ı farelerin, böceklerin, yıların yuvası oldu... Yıllardır böyle...

Şimdi, Başbakan Yardımcımız ‘şok’ bir atılım içinde. Ciddi bir envanter çalışması yapılacakmış... Başbakan Yardımcımız birşeyler söyler de Başbakanımız geri kalır mı ? O da konuştu “Bir Las Vegas olur” dedi.

Gerçek niyet ne ? Bilmiyorum. Yakında kokusu çıkar... Ama sanki Maraş’ı iskana açma niyeti var gibi görünüyor bana. “Olmaz” demeyin sakın.  Olur. Hem de mükemmel  (!) olur. 

Özellikle, Başbakan’ın,  “Las Vegas olur” sözlerine dikkat... Yani, Maraş bir kumarhane merkezi olacak anlamını bile çıkarmanız mümkün bu açıklamadan... Kimler açacak bu kumarhaneleri ? Çok net değil mi sizce ?

Velhasıl, yeni bir ‘paylaşma’ merkezi mi olacak Maraş ?

Rum’un malını paylaşmak için kapılar mı aşındırılacak; rüşvetler dağıtılacak; yeni zenginler mi çıkacak ortaya  ? VE beraberinde yeni davalarla mı yüzyüze geleceğiz ?

Rum olup bitenleri izledikçe çıldıracak. AIHM’e mi giderler ? Başka yerlere mi ? bilmem.

Maksat Rum’u çıldırtmak değil mi zaten ?  Maksat,  uluslararası hukuku sallamamak değil mi ? Maksat, dünyaya meydan okumak değil mi ?

Arkamızda ‘Anavatan’ oldukça, daha neler yapacağız neler ? Bekleyip görelim hep beraber. Zaten elimizden başka ne gelir ki ?

 

                                                           İğne-Çuvaldız

AA Haberi  verdi, ardından Türkiye basınında yorumlar başladı. Bulgaristan’da, bilmem kaç tane köy-kent isimi değiştirilmiş...Bazıları ‘ırkçılık hareketi’ dedi, bazıları ‘faşistlik’...  Bazıları, taa Osmanlı dönemine kadar gitti. Bulgaristan’daki Türklerin nasıl toplu göçe zorlandıklarını, daha sonraları  (kalanların) isimlerini nasıl değiştirmeye zorlandığını hatırlattı....

Bulgaristan’da olup bitenlerle ilgili olarak yazılanların, yorumların önemli bir bölümü doğruydu..Doğruydu da,  acaba yazılarını kaleme alırlarken hafızılarını birazcık da olsa zorlamışlar mıydı ?

Mesela, Türkiyedeki Ermenilerin nasıl zorla göç ettirildiklerini ? ... Mesela,  Karadenizdeki Rumların nasıl zorla yurtlarından atıldıklarını ?...  Daha yakın tarihte, İstanbuldaki Rumların nasıl bir durumla karşı karşıya bırakıldıklarını ? ... Konu açılmışken bunları da yazmaları gerekmez miydi ?

Köy-kent isimleri ?

Anadoludaki  Kürt, Rum ve Ermeni yoğunluğunun bulunduğu bölgelerdeki, yüzlerce hatta binlerce yıllık köy-kent isimlerini değiştiren kimdi ?

Kıbrıs ?

1974 Savaşı’ndan hemen sonra,  tümünün adını ‘Rum’ kabul ederek, Kuzey’deki köylerin isimlerini değiştiren kimdi ?

Arada sırada önce iğneyi kendimize,  sonra çuvaldızı başkasına batırmayı öğrenmenin zamanı gelmedi mi daha ?

 

                                                                      Sokak Ağzı

“Beğensen de beğenmesen de Akıncı senin Cumhurbaşkanın Sn. Özersay... Tarihimizin hiç bir döneminde bir Cumhurbaşkanı’na bu kadar saygısızlızlık yapılmadı. Özersay bunu farkında mı acaba ?”

Başbakanımız Las Vegas’ı ayağımıza getirecekek. Neden şikayet ediyorsunuz ki ?”

“Yolsuzluk soruşturmaları havada dururken, Maraş’ı gündeme getirmek, iyi taktik.”

“Eyvah eyvah.. Sondaj konusu gün geçtikçe daha kritik bir noktaya gelmekte...Savaş kokusu var..Haberiniz ola.”

“Metehan geçiş kapısı, gün geçtikçe daha kalabalıklaşıyor. Uvır zıvırla uğraşacaklarına Mağusa Kapısı’nı da açsalar ya....”

“Özersay’a göre, Anastasiadis’le yemek, Maraş konusu, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın bazı şeylerden dışlanması  ıvır zıvır... Ivır zıvır olmayan konuları çok merak ettim. Açıklasa da biz de öğrensek.”

 

                                                                 Anlayana

“Bir yalan ne kadar hızlı olursa olsun, hakikat onu yetişip geçer.” (Kenya Atasözü)


 


* Not: Makalenin geleneksel gazetedeki ilk halinde, sehven, Anastasiadis yerine Hristofyas ismi yer almıştır, düzeltir, özür dilerim; ayrıca, Dimitris Hristofyas'ın kaybından dolayı üzüntülerimi de paylaşırım. (E.G)