Meslek liseleri; öteden beridir daha çok “tembel” öğrencilerin seçtiği, akademik başarı elde edemeyeceğini düşünen kişilerin bu okullara gittiği, daha çok erkek öğrencilerin bu liseleri tercih ettiği gibi algılarla tanınan okullar oldu.
Şüphesiz bu algının oluşmasında anne-babaların da öğretmenlerin de yöneticilerin de topyekûn eğitim sisteminin de katkısı vardır.
Ülkelerin gelişmelerinde ve kalkınmalarında sanayileşmenin ana unsuru olan bilgi birikimi, beceri ve iş alışkanlığına sahip olan yüksek verimi sağlayabilecek insan gücünün meydana çıkarılması zorunluluktur. Kalifiye elemanların bilgi ve yeteneği, ekonomik başarının yapısını oluşturur.
Mesleki eğitimler iki amaca yönelik gerçekleştirilir; kişileri başarılı bir meslek sahibi olmalarına hazırlamak ve ülke ekonomisine katkı sağlayabilecek vasıflı elemanları yetiştirebilmek.
Kaliteli bir mesleki eğitim yapılanmanız yoksa; o ülkede vasıflı çalışan, ekonomik çarkların döndürecek işletmeler zordadır demektir. Dahası üniversite mezunu genç işsiz ordunuz ve ciddi miktarda yabancı iş gücünüz var demektir.
Sadece bu iki unsur bile mesleki eğitimin önemi anlatmaya yetmektedir.
Geçtiğimiz hafta ülkemizdeki mesleki teknik öğretimi yakından ilgilendiren iki önemli çalışmaya katılma fırsatı buldum. Bunlardan birisi “Mesleki Eğitim Çalıştayı” diğeri de Mesleki Teknik Öğretimde Program Geliştirme Projesi kapsamında gerçekleştirilen “İşveren Talep Anketinin Değerlendirme” toplantısıydı
Her iki çalışmada da ülkemizdeki mesleki teknik öğretim için anlamlı veriler ve değerlendirmeler ortaya konuldu.
Mesleki Eğitim Çalıştayında da, İşverenlerin Talep Anketi Değerlendirme toplantısında da mesleki teknik öğretim için bir “Kalite Güvence Mekanizması” kurulması gerekliliği ortaya çıktı.
Eğer yazının başında bahsettiğim algıyı ortadan kaldırmak için meslek liselerindeki eğitimi, bu liselerden mezun olan öğrencilerin niteliklerini üst düzeye çıkarabilmek için kaliteye önem verilmesi gerekliliği kaçınılmazdır.
Eğitim sistemimize yeni meslek liseleri kazandırmamız gerekliliği de aşikar ancak işverenleri söylediği şu üç konuyu da dikkate almalıyız:
- Meslek lisesi mezunları işletmelerimize iş başvurusunda bulunmuyorlar.
- Staja gelen öğrencilerde “tembellik” davranışları üst düzeyde ve özbakımları çok zayıf.
- Staja gelen öğrenciler yabancı dil, dijital yeterlik ve bağımsız çalışma konularında oldukça zayıflar.
Ancak bütün bunlardan çok daha vahim bir durum var:
Ankete katılan işletmeler, ciddi anlamda çalışana ihtiyaç duyduklarını ama işletmeleri ile ilgili çalışan bulamadıklarından yakınıyorlar. Oysa meslek liselerinden her yıl 900’ün üzerinde öğrenci mezun oluyor.
Peki ama meslek liselerinden mezun olan bu gençler iş hayatında değilseler; nerede bu gençler?
Anlayana Gülmece
Okul Bitince
Delikanlı okulu bitirdikten sonra müracaat ettiği mağazada çalışmak üzere ise kabul edilmiş. Büyük bir sevinçle ertesi gün işe başlamak üzere mağazaya gelmiş. Mağaza yöneticisi sevecen ve sıcakkanlı bir şekilde delikanlıyı karşılayarak;
- “Hoş geldin” diyerek ve delikanlının eline bir süpürge tutuşturarak ,.
- “İlk önce şu süpürgeyle arka taraftaki rafların altını temizleyiver” diye konuşmasına tamamlar…
Delikanlı kızgınlığı yüzünden belli olacak şekilde;
- "Ben üniversite mezunuyum".
Yönetici bunun üzerine bir adım geriye çekilerek,
- "Özür dilerim, bilmiyordum. Süpürgeyi bana verirsen nasıl temizlik yapman gerektiğini gösteririm"
Okumuş muydunuz?
Kitapları seviyor musunuz öyleyse hayatınız boyunca mutlu olacaksınız demektir.
Jules Chore