Nereden başlasam

Cenk Mutluyakalı

 

Avrupa’dan gelen bir dostum...
Kimi işlemleri için kendine bir program yapmış.
Sabah erkenden uyanmış, yola çıkmış.
Öğlene doğru dili bir karış dışarıda...
“Hiç bir işimi halledemedim” dedi.
Ve sinirli değil, üzüntülü bir ifadeyle şu cümle döküldü dudaklarından:
- “Ciddiyet yok!..”

***

O kadar doğal anlattı ki!..
Öyle çok daha uzun ve akıcı cümleler kurmaya, lafı uzatmaya, ustalık taslamaya, felsefe kesmeye gerek yok.
Bu kadar net aslında: “Ciddiyet yok!..”

***

Hani ‘laçkalık’ denince biraz kaba kaçıyor..
“Mandıra, ahır, çiftlik” falan diyerek biraz da abartanlar ya da kelimelerin çekiciliğinde fark edilmek istenenler var.
Sorun tam da bu galiba: Ciddiyetsizlik

***

Pek çok mektup geliyor, ihbar, mesaj; hangisine dokunsam, nereden başlasam diye şaşırıyorum.
“Yazıyoruz da ne oluyor” umutsuzluğuna yeniliyoruz artık...
• İthalatçı bir dostumuz, ‘Gümrük’te ortadan kaybolan mallarından bezmiş. Hatta artık ‘şikayetçi’ dahi olmadığını anlatıyor. Çünkü o durumda tam ‘işkence’ye dönüyormuş hayatı... “Paketlerin içinden hele kaliteli ürünleri birer ikişer alıyorlar” isyanı.
• Yine bir market çalışanı, kasiyer. “Pazar günü sabah 07’den akşam 22’ye kadar çalıştırılıyoruz, kesintisiz” diyor.
• Bir benzer mesaj ‘su’ üreticisi işletmeden: “Günde 12 saat asgari ücrete çalıştırılıyoruz”
• İki büyük üniversitemizden, “hocaları ödemiyor, bankadan borçlandırıyor, yatırımları eksik yapıyorlar” mesajı.
“Yeni bir sektör oluştu. Türkiye’den gelerek, cebinde zırnık para olmadan şirket kuran, dış sermaye görünen bir kesim var. Kimi muhasebeciler bunlara aracılık ederek, teminat sağlıyor. Ortada görünen para 100 bin dolar” gibi bir başka mesaj.
- “Adam memur, ninesi adına devletten teşvik alıyor, çiftçilik yapıyor, herkes de biliyor, kimse bu düzeni değişmiyor” diyen başka bir mesaj...

***

Sosyal medyada “Kafeste doğmuş kuşlar uçmanın hastalık olduğunu düşünürler” diye bir söz okudum, Jodorowsky’den...
Tam da biz!..
Hemen her alanda ‘hastalığı’ öylesine içselleştirdik ki!..
Bir başka hayatı düşleyemiyoruz dahi.