NASA Mars’ta hayat izlerine rastlamış…
Maya takvimine inanan safdilleri kazıklayan mafyalar türemiş…
Ciddi ciddi “Kıyamet Kopacağına” inanan binlerce insan, O GÜN (Kıyametten etkilenmeyeceği ve kurtarıcı Mesih’in geleceği sanılan) Şirince’de olmak için seyahat acentelerine akın ediyormuş…
KIYAMET KOPACAKMIŞ!..
Bizim umurumuzda değil!... (Şimdilerde) bizim tek derdimiz, Noel Anamızın ocağımıza bıraktığı PAKET…
“19??-20?? YILLARI, SÜRDÜRÜLEBİLİR EKONOMİYE GEÇİŞ PROGRAMI” gibi, süslü mantinciklerle bağlanmış o hediyecikle geleceğimiz paketlenir de; bizim yine umurumuz olmaz!
Kat kat sarılmış paket açıldıkça “halkının refah seviyesinin artırılması doğrultusunda sürdürülebilir ve rekabet edebilir bir ekonomik yapının istikrarlı büyümesini sağlamak, istihdamı artırmak, sağlanan mali disiplini sürdürülebilir kılmak ve dışa bağımlılığı azaltmak, yurt içi tasarrufları artırmak, tasarrufların yatırıma dönüşmesini sağlamak ve böylece makroekonomik istikrarı güçlendirmek” lafcıklarıyla süslenmiş kağıtçıklara sarılı (daha küçük) bir paketçik çıkar; onu da açınca bir daha küçüğü!...
Paket paket içinde bir Matruşka durumcuğu anlayacağınız…
Yeni Yıl Hediyesi olarak, her yıl, bir sürü SÜSLÜ LAF’la sarıp, ocağımıza soktukları bu “YEREL PAKET”çikleri, açacak diye helak olur; içinden çıkan hediyenin, bir önceki yıldan farksız olduğunu görsek de umursamaz; şükran(a) sunmakla yetiniriz…
O kadar “süslü lafla” sarılan o matruşka paketçiklerden çıka çıka, ucu sivriltilmiş bir kütük parçası çıkmasına bir türlü anlam veremediğim için bir (dilbilimci) dostuma danışmıştım, yılbaşı arifesinde…
“Bu paketler deniz ötesinde hazırlanıp; bize gönderiliyorsa, nasıl YEREL oluyor… İçinden, her yıl aynı hediye (bir tek boyutları farklı) çıktığı halde, neden sevinir; tutup onu şükrana sunarız? Ben içinden çıkamadım; ne olur bana yardım et.”sözlerime kahkahalarla gülmüş; “içinden elbette ki sen çıkmayacaktın!” diye, benimle dalga geçse de “bakarız!” diye umutlandırmıştı beni…
Aradan günler geçmiş, bizim “uzman arkadaştan” ses çıkmamıştı. Ben çoktan umudu kesmişken, beklenmedik bir anda “Evreka evreka” feryatlarıyla (üstelik hamamdan fırlamış Arşimet gibi, donsuz) kapıma dayandı uzman dostum…
“Bu ne hal, acele içeri gir; yoksa arkadaki kırmızı damlıdan kaçtın diye, içeri sokacaklar, seni” sözlerime aldırış etmese de, bir kenara ilişip heyecanla anlatmaya başladı keşiflerini…
“Bak gardaşcığım, önce “yerel” meselesini çözdüm; o paketçiklerden çıkan hediyecikleri hep YERLİLERe soktukları için, öyle tanımlarlarmış meğer.. Sonra arkası çorap söküğü gibi geldi…
Temel Hedefin işgali derinleştirmek olduğunu sen zaten biliyorsun… Doğamızı Yeşil Sermaye peşkeş çekerek yeşil dengesi sağlanacak… TÜKETİM kamçısı, ticaret hacmi büyüdükçe kıçımızdaki açık da büyüyecek; böylece yeni yıl hediyeciklerine yer açmış olcağız…
‘Bizi dize getiremezler!..’ diye bağırıp durur ya; adamlar bununla uğraşmıyormuş meğer… Bizim kuzu kuzu o hediyeciğin üstüne oturduğumuzu görüyorlar zaten, ne diye “diz pozisyonuna getirsinler bizi!..
Anlayacağın,NOELANAmız işin kolayını çoktan bulmuş… İki yılda bir süslü püslü Matruşka paketçiklerini önümüze koyuyorlar; biz heyecanla hediyeyi kapmak için birbirimizle kapışıp; üstüne oturuyoruz. İlk kez oturan biraz feryat ediyor ama işin keyfini çıkarıyoruz sonradan…
Anlayacağın, onlar koyacak biz yeyceyik; tükeninceye dek, tüketmeye de devam edeceğiz…”
Diye yazmıştım beş yıl önce (01-12-2012). Bu yıl bize hediye olarak (Paket yerine) Seçim SANDICIĞI gönderdiler… Yeni yıla onun heyecanıyla gireceğiz… Sandık geldi ama 15 gün açmak yasak… 7 Ocak akşamı açacayık sandığı; ne çıkarsa bahtımıza…
NOELANA karikatürlere çok kızar, biliyorsunuz… Noelana’nın “bizim işlerden sorumlu bakanı” Beyazdağ, aşağıdaki karikatüre de kızacak eminim…
“Bu, alçaklık, şerefsizlik, pespayeliktir; hesabını soracağım, gerekeni yapacağım” diye kükreyecek yine…
Bir de, “Gavurun Noelinden sizene ulaannn” derse; vay halimize !.. Gitti bizim paketçikler…