Ersin Kaşif
Genç müzisyenler, Kuzey Kıbrıs’ın olumsuz sağlık ve sanat şartlarına rağmen, bu ortamda yapılabilecek en güzel davranışı sergilediler. Çok güzel bir isimle de projelerini pekiştirdiler. İnsan yaşamında “umut” kelimesinin anlamı ve değeri, umutla yaşamanın ya da umutsuzluğun ne denli önemli olduğu bir gerçekliktir. İnsanın umudunun yok olması demek, yaşamın kara bulutlarla kaplanması değil midir aslında. Son zamanlarda Kuzey Kıbrıs’ın katlanan sorunlarına rağmen, bir umut ışığının bile yanabilmesi midir acaba gerçeklik? Ya da yanan ışık, birazcık umut için yeterli olabilecek midir acaba? Kötü hastalıklara karşı ilaç mıdır umut? Siz istediğiniz kadar çağırınız umut’u. Hep de umutla yaşanmaz ki! mi diyeceksiniz? Sadece umutlanmakla karın doymaz mı diyeceksiniz? Kafanızda bu kez umutla ilgili soru işaretleri mi belirecek? Ve dahası, ve dahası. Kuzey Kıbrıslı eski nesillerin bu kara bulutlarla kaplı oldukları gerçeği bir kenarda dururken, yeni nesil gençlerin umut fidanlarının, henüz yeni yeni yeşermeye başladığını görüyoruz son zamanlarda. Sadece müzik veya sanatın genelinde değil, tüm alanlarda yeşermeye hazır fidanlar var asında. Acı olan nedir peki? Yeşeren fidanların kuruduğunu yaşamak, buna tanık olmak. Fidanın yavaş yavaş kuruyup yok olduğunu yaşamakla umudun yok olması aynı değil midir peki? Bir fidanın yavaş yavaş kuruduğuna tanık olunurken, bir insanın da yavaş yavaş yok olabileceği gerçeği karşımıza çıkıyor çoğu kez. Asıl önemli olanın ise fidanların kurumaması için çalışmak, çalışmak, çalışmak. 25 genç yüreğin oluşturduğu “Umut Orkestrası” adı altındaki güzel bir amaca hizmet etmeyi çok iyi ve olumlu düzeyde başarmış bir projeye, biraz farklı bir bakış açısıyla bakmaya çalışıyorum bugün. Kalpleri tertemiz, umut dolu gençlerin toplumlarını karartan bir hastalığa karşı dirençlerini izledim. İsyanlarını notalarla dile getirmeyi başardılar. Konseri herhangi bir sanat eleştirisiyle yorumlama gafına düşenler ise, yanıldıklarını anlayacaklardır elbet. Bu konseri izlemeye gelenlerin birçoğunun ailesinde kanser hastası olanlar vardı. Onlar için “umut” herkesten fazla ihtiyaç duyulan bir olgu. Bu yolda onlarla birlikte birilerinin de olduğunu bilmeleri ve destek görmeleri umutlarına umut katıyor.
Genç yürekler ve umudun çoğalması
16 Mart akşamı verilen konserin özeti de buydu aslında. Genç yüreklerin, genç umutlarla dolu olduğunu gösterdiler. Tertemiz çaldılar. Güzel ve doğru düzenlemelerle repertuar seçimlerini doğru yaptılar. Özellikle, Ahmet’ciğimi. Ahmetciğim diyorum çok sevdiğim Ahmet Güvenler’e. Sahnedeki asil yönetimiyle Murat Menket. Veee benim canım öğrencilerimle birlikte, diğer genç müzisyenler. Kompleks yaşamlarından kurtulamayan abilerine ve ablalarına, adeta ders verircesine, bakın bizler birlikte birşeyler yapabiliyoruz dercesine. “UMUT” ları sadece kötü hastalıklara karşı değil, kendi vatanlarında yaşayabilmenin, adaletin, insana, doğaya, verilecek önemin de dersini verecek kadar güçlüydü. Bu gençlerin tanınması, bilinmesi gerekiyor; Murat Menket, Alime Duygu Hafız, Fırat Özerin, Doğan Emiroğulları, Hasan Dürüst, Gümrah Alasya, Sevim Kutbay, Ayşe Yalnız, Kaya İnkaya, Ayçin Bolçocuk, Güler Özgencil, Ahmet Güvenler, Pembe Gürtekin, İlayda Basmacı, Fehmi Ulutaş, Ertaç Uçaner, Gözde Hastürk, İpek İkinci, Gönül Gökberk, Emine Ferit, Gökhan Gökberk, Meryem Dora, Mustafa Tangül, Mustafa Kök. Teşekkürler, teşekkürler.