Nüfus Ne Kadar?…

Kutlay Erk

Kuzey Kıbrıs’ın nüfus sayısı uzun yıllardan beri tartışma konusudur. Genel nüfus sayımları sonucu açıklanan resmi rakamlar ise, kamuoyunun tahmini rakamlarının yarısı kadar olduğu için kimse de resmi sayım sonuçlarını ciddiye almıyor.

Kamuoyunun tahmini rakamları da farklılık gösteriyor ama aralarındaki fark uçurum değil; resmi rakamla olan fark uçurum… O kadar zor mu güvenilir bir nüfus sayımı yapmak?! Evet zordur, mümkün de değildir. Kuzey Kıbrıs’ın hükümetinin üzerindeki iktidar gücü, yani Türkiye rejimi Kuzey Kıbrıs’a yaptığı nüfus kaydırma operasyonunun uluslararası hukuk karşısındaki sıkıntısını bildiği için Kuzey’in nüfusunun tartışmasız kabul edilebilecek şekilde tespitini istemiyor; konuyu belirsizlik içinde bırakmak gelecekte yaşayacağı sorun karşısında hareket kabiliyetini artıracak…

Temmuz 1974’den sonra oluşturulan Kuzey Kıbrıs bölge coğrafyasında bulunan mal ve hizmet üretim kaynakları toplamını işletmek bağlamında, Kuzey’de toplanan Kıbrıslı Türkler sayısı yetersiz kalırdı; bazı mal ve hizmet üretimi konularında da bilgi birikimi eksikliği vardı. Bu ihtiyaç nedeniyle yurtdışına dağılmış birçok Kıbrıslı Türk samimi olarak geri dönüş yaptı. Türkiye tarafı ise bu ihtiyacı suiistimal ederek ihtiyacın üstünde ve gerekli niteliklerin dışında insan kaynağını Kuzey Kıbrıs’a kaydırdı. Dolayısıyla, yaptığı operasyon işgücü nakli değil, nüfus kaydırma oldu. Onlar için strateji, Kuzey’in ihtiyacı değil, kendilerinin ihtiyacını giderecek bir nüfus yerleştirmekti.

Yurtdışından gelen Kıbrıslı Türkler tutunamadı, barınamadı, adasının değişen demografik yapısı ile oluşan yeni koşullarına ısınamadı ve hicran içinde dönmeyi tercih etti. Türkiye’nin nüfuz kaydırma işlemi başlangıçta kitlesel oluyordu, sonrasında bireysel gelişlerle sürdü. Gelenlerin KKTC yurttaşı yapılması da Türkiye’nin arzusu idi, baskısını esirgemedi; sağ hükümetler de oy stoklarını artırmak için bu arzu ve baskıya hiç karşı tepki vermedi. O gün bu gün bu akım devam ediyor. Değişen demografik yapının yarattığı sosyal rahatsızlıklar, artan cürümler, yitirilen iç güvenlik, Kuzey’de yaşanan birçok olumsuzluklar artık bu kaydırılan nüfustan kaynaklı olarak yorumlanıyor, öyle takdim ediliyor ve açıkçası onları ötekileştiren tavırlar içine bile giriliyor.

Bu sonuç özellikle sol kesim içinde daha yaygın… Halbuki, solun temel değerlerinden biri hümanistliktir, bir diğeri de işçi sınıfı dayanışmasıdır… Maalesef, Kuzey Kıbrıs’a yapılan nüfus kaydırması ile yaratılan demografik yapı, solu kendi değerleri ile çelişir hale getirmiştir. Sağ cenah kendini milliyetçi «vatan-millet-Sakarya» yaklaşımı ile ifade eder ama gerçekte «sömürecek işgücü-insan kaynağı» bulduğundan mutludur ve onları öyle görüyor. Sol-sağ ideolojik değerlendirmeye girmeyen sokaktaki insan ise, yurdunda azınlık olarak kaldığına yanıyor, yurdunun bugünkü pejmürde sosyal ve ekonomik yaşamı nedeniyle göç verdiği gençlerine yanıyor.

Şimdi, bu durumda, Kuzey’in nüfusunu bilmişsiniz, kaç yazar?! Memleket ihtiyacın üzerinde ve dışında yabancı insan kaynağı ile dolmuş, demografik yapıda nitelik düşmüş, kültürel yapı da bozulmuş, iç güvenlik kaybolmuş; nüfusu yeniden saysanız kaç yazar?! Ve kim inanır?! Yurttaşlık yasası yıllardır sürüncemede, kamuoyunun hassasiyetleri doğrultusunda geçirilemeyeceği için sürüncemede; hükümetin üstündeki iktidar geçit vermediği için sürüncemede… Meclis kürsüsünden nüfus rakamları açıklamışsınız kaç yazar?! Sorunun  esası sayının  kendisi değil, sayıyı oluşturan insanların birlikte barış ve huzur içinde, üreterek ve üleşerek yaşayabilmesidir… Bunun için de bu coğrafyanın özellikleri ve kültürü ile yoğrulmuş insanların yarattığı uyumlu demografik yapıyı oluşturmak gerekiyor. Kuzey’in nüfusu artacaksa, Kuzey’in niteliklerinde artmasıdır esas olan; Kuzey’de yaşayanların iradesini koruyarak artması gerekiyor…

Temmuz 1974’ten sonra oluşan Kuzey Kıbrıs coğrafyasının nüfusu doğal oran üzerinde bir artış ile artacaktı; buradaki gerçeği ret ve inkar etmek doğru olmaz ama bugün bilinmeyen nüfusta yaşanan sorunları da ret ve inkâr etmek de doğru olmayacak. Sorun saymak ve kesin nüfusu bilmek değil… Sorun, Kuzey’in ihtiyacı olmayan sayı ve nitelikteki nüfus için, nüfusun bu doğrulta da artmasını önlemek için ve nüfus kaydırma operasyonunun uluslararası hukuka aykırı olduğu için ne yapılacağıdır.

İster dört yüz bin, ister sekiz yüz bin olsun; Kuzey Kıbrıs’ta, insanların nerede doğduğuna ve nereden geldiğine bakılmaksızın huzur ve güvenlik içinde yaşansın, ırkçılığa kayan ötekileştirmeler yapmaya zemin olmasın, hümanist yaklaşımlardan uzaklaşılmasın… Dert sayı değil aslında; bugünkü dert sosyal yaşamdaki tarafların niteliğinin önlenemez bozulmasında…

Meclis kürsüsünden buna karşı önlemleri dinlemek istiyor kamuoyu…