Müzakerelerde "nüfus ve yurttaşlıklar" konusunda tamamen bağımsız uzmanlardan oluşacak bir "komite" önerisi yapılmış Kıbrıslı Rum liderliğince…
"Bir ülkeye nüfus taşımak savaş suçudur ve bu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde mahkum edilmiştir, çok ciddi bir konudur" diyor Hristofyas!..
Masada gündeme gelen "komite" önerisinden bizim toplumun haberi yoktu doğrusu!..
Uzmanlar, hem güney hem kuzeyde nüfusla ilgili araştırma yapacak ve bir rapor sunacak ortaya.
- "Bizim için mesele çok net" diyor Hristofyas.
- "1965'ten itibaren Kıbrıs Cumhuriyeti, yabancılara, sadece 25 bin yurttaşlık verdi. Bu rakamlar somuttur ve açıktır. Üstelik de bu rakam, Yunanlılar Pontuslular falan değil. Bunlar çoğunlukla evlilik yapan Bulgarlar, Ruslar, Filistinliler…"
Peki "Komite" ne oldu?
- Bu konuda uzlaşmıştık, biz bundan eminiz. Eroğlu, en son geri adım attı. Şimdi tutanaklar incelenecek ve uzlaştık mı, uzlaşmadık mı, mesele yeniden masaya gelecek…
* * *
Sahi, niye bu kadar "korkuyoruz", nüfusumuzun masaya yatırılmasından!!!
Bir "açığımız" yoksa eğer (!)
Geri vites!..
Hristofyas'la görüşmemizden sonra edindiğimiz en somut izlenim, yeni dönem, yani "Eroğlu-Hristofyas" süreci ile birlikte, süreçte "geri vites" atıldığı!..
Israrla soruyoruz, "ilerleme" nedir?
Yani, "Bugüne kadar nelerde uzlaştınız, lütfen anlatınız, bir liste hazırlayalım!.."
Biri, iç güvenlik, yani polis!..
Onun için de aylarca görüşmüşler…
Bir diğeri de ekonomi…
Başka?
- Yok!
Niçin?
Çünkü geçmiş dönemde neredeyse tamamlandı denilen pek çok başlıkta da "geriye" gidildi.
Ya da yeniden en başa dönüldü.
Hristofyas diyor ki:
"Birleşmiş Milletler, ilk buluşmadan bugüne, her zirvede aynı soruyu yöneltti. Talat döneminin kaldığı yerden devam etmeyi kabul ediyor musunuz? Eroğlu, her seferinde bunu kabul etti. Ancak masada uzlaşılan noktalardan geri adım atıyor. Bu geri adımları da sanki yeni öneriler getirmiş gibi kamuoyuna açıklıyor… Federasyonu da kabul etti ama gelen yeni önerilerle konfederasyon isteniyor."
"Tüm göçmenler dönecek demem"
"Samimi konuşalım" diyorum…
"Tüm Kıbrıslı Rum göçmenlerin geri döneceği bir çözüm istemek çözümsüzlüğü getirir.."
- Son 4 yılda böyle bir söylemim hiç olmadı, diyor Hristofyas.
Ve devam ediyor:
- "Öyle bir toprak düzenlemesi yapalım ki 165 bin göçmenden, 100 bini Kıbrıs Rum federal birimindeki bölgede kalsın. Geriye 65 bin kalıyor. Bunun tümü geriye dönmek isteyecek, düşünülebilir mi? Tümü geri dönmek istemeyecek, bunun sosyal ve ekonomik sebepleri var. Artık insanlar yeni bir yaşam kurdu. Torunları oldu. İşleri var, okulları var, krediyle ev yapmışlar, iş kurmuşlar… Gerçek bu. Bu gerçek üzerinde, söylediğim, bu insanlara yani göçmenlere seçme şansı verelim… Takas mı, iade mi, tazminat mı, bu seçme hakkını verelim."
"Referandum keşke birkaç ay ertelenseydi!"
Eğer Hristofyas, yani AKEL, meşhur referandumda "EVET" deseydi, sonuç ne olurdu?
Hristofyas, "Sonuç değişmezdi" diyor…
Ve ekliyor:
- O dönemde, referandumun birkaç ay ertelemesini önerdik. Planın özünü değiştirmeden yapacağımız kimi düzenlemeler için zamana ihtiyacımız vardı. Bu erteleme önerimizi Birleşmiş Milletler de Avrupa Birliği de kabul etmeye hazırdı. Biz, kamuoyu araştırmaları yapmıştık ve güneyden hayır çıkacağı belliydi. Keşke, o zaman tanınsaydı, bir şansımız olabilirdi, şu anda Birleşik Federal Kıbrıs'ın yurttaşları olarak konuşabilirdik. O dönemde Sayın Talat'ı ve Türkiye'yi bu erteleme için ikna edemedik.
* * *
Özeleştiri yapmasını istiyoruz Hristofyas'tan…
Diyor ki: "Referandumda hayır dediğimiz için değil ama o dönemde hakemliği kabul ettiğimiz için kendimi eleştiriyorum…"
HRİSTOFYAS'la görüşmemizden notlarımızı paylaşmayı yarın da sürdüreceğim