Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği, Kıbrıs Türk Tabipleri Odası ve Kıbrıs Türk Diş Tabipleri Odası, 14 Mart Tıp Haftası kapsamında düzenledikleri basın toplantısında sağlıktaki sistemin giderek daha da kaotik hale geldiğine dikkat çekerek, yetkililere, “sağlıkta acil eylem planına ihtiyaç var” diye seslendi.
Tıp Haftası’nı başlatan ve Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği’nde yer alan basın toplantısında, Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı Dr. Kenan Arifoğlu, Kıbrıs Türk Tabipleri Odası Başkanı Dr. Mustafa Taşçıoğlu, Kıbrıs Türk Diş Tabipleri Odası Başkanı Dr. Ahmet Özant konuşma yaptı.
Arifoğlu, Taşçıoğlu ve Özant, sağlıkta her yıl benzer sorunların dile getirildiğini ancak bu sorunlara çözüm üretilmediğini söyledi.
Basın toplantısında, 14 Mart Tıp Haftası kapsamında düzenlenecek etkinliklerle ilgili de bilgi verildi.
ÖDÜLLER
Ayrıca, KTTB kurumsal ve basın ödüllerini alanlar da açıklandı. Buna göre, kurumsal ödüllerin sahipleri Taşkent Doğa Parkı, Kuzey Kıbrıs Çevre Platformu, Gönyeli ve Alsancak Belediyeleri, Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Böbrek Nakli Ekibi adına Ekip Başkanı Prof. Dr. Fazıl Tuncay Akı oldu.
Basın ödülleri ise Özlem Çimendal, Damla Dabiş Özel ve Mehmet Kara’ya verildi.
Ödüller ile hizmette 25 ve 50 yıllarını dolduran doktorlara plaketler, 14 Mart Çarşamba günü saat 10.00’da Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği’nde düzenlenecek Tıp töreninde verilecek. Açılış konuşmalarının da olacağı tören, kokteylle tamamlanacak.
ARİFOĞLU: “YERİMİZDE SAYMAYA DEVAM EDİYORUZ”
Basın toplantısında, ilk sözü, Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı Dr. Kenan Arifoğlu aldı.
Uzun zamandır Tabipler Birliği olarak sağlıktaki taleplerini yetkililere ilettiklerini söyleyen Arifoğlu, çoğu zaman bunların dikkate alınmadığını, bu nedenle de yol kat edilemediğini belirtti.
Yasaların ve tüzüklerin değişen koşullara göre uyarlanması gerektiği üzerinde duran Arifoğlu, “Yerimizde saymaya devam ediyoruz, tıkanıklıklar artıyor” dedi.
Yasalar ve tüzükler arasında bağlantı da kurulamadığını söyleyen Arifoğlu, “Mevcut yasalar da zaman zaman tıkanıyor. Bu zaman da yasalara hapsoluyoruz” şeklinde konuştu.
Özel sektörde sağlığa yatırım yapıldığını ancak bu konuda düzenlemeler olmadığından gereksiz rekabet koşulları oluştuğunu söyleyen Arifoğlu, bu durumun hem hekimleri hem de hastaları mutsuz ettiğini söyledi.
“DİNLENME RAPORLARI KONUSUNDA DÜZENLEME VE DENETİM ŞART”
Arifoğlu, acil taleplerini sıralarken de şunları söyledi:
“Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Reklam İlkeleri Tüzüğü, gerekli koşullara göre düzenlendi. Maalesef daha geçmedi. Bu tüzük geçirilmelidir.
Ülkede reçetesiz ilaç alımı-satımı devam ediyor. Bu sağlık ve kayıt açısından ciddi sorun. Tetkiklerle ilgili de düzenleme olması gerek. Hangi tetkik nerde, ne zaman istenecek.
Dinlenme raporları ülkemizde önemli bir sorun ve suiistimale açık. Birçok gereksiz dinlenme raporu verildiği, insanların bunları hasta olmadan kullandığı, iş ve güç kaybının yaşandığı ortada. Bunun ciddi şekilde düzenlenmesi ve denetim altına alınması gerek.
Tüm bu alanlarda düzenlemeleri içeren Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Reçeteler Laboratuvarlar Tetkik Formları ve Dinlenme Raporları Tüzüğü sonuçlandırılmalı. Önümüzü açacak bu ufak tefek açılımlardır.”
“BİRÇOK HASTALIKLA BOĞUŞUYORUZ. BUNLARIN BAZILARI GIDA KAYNAKLI… DENETİM CİDDİ ŞEKİLDE YAPILMIYOR”
Gıda güvenliğinin, Gıda Güvenliği Yasası ile düzenlenmesi gerektiğini kaydeden Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı Arifoğlu, “Ülkede, ne yediğimiz ne içtiğimiz belli değil. Denetim maalesef ciddi şekilde yapılmıyor. Birçok hastalıkla boğuşuyoruz. Bunların bazıları gıda kaynaklı” dedi.
Tabipler Birliği’nin tıbbi atık konusunda bir çalıştay düzenlediğini, atıkların hangi koşullarda, ne şekilde imha edileceğiyle ilgili uzman görüşlerinin ortaya konduğunu anımsatan Arifoğlu, çalıştay raporunun ilgili kurumlara gönderildiğini, bununla ilgili de bir açılım beklediklerini aktardı, Çevre Yasasına rağmen Tıbbi Atık Kontrol ve İmha Tüzüğü’nün uygulanmadığını söyledi.
“ÜLKEMİZ İÇİN BÜYÜK AYIP”
Devlet Laboratuvarı konusunda da konuşan Kenan Arifoğlu, “Yangın sonrasında birçok tahlil yapılmıyor ya eksik yapılıyor. Ne yediğimizi, içtiğimizi bilmiyoruz. Bu ülkemiz için büyük ayıptır” dedi.
“YETERLİ SAYIDA HEKİMİMİZ OLMADIĞINDAN HEKİMLERİ EVDE OTURTMAYA LÜKSÜMÜZ YOK…”
Arifoğlu, talepleri sıralamaya şöyle devam etti:
“İkinci işle ilgili hazırlanan tüzüğün eksikliklerinin tamamlanması gerek. Neyin ne olacağını bilmemiz lazım. Eğer hekimler dışarıda çalışacaksa, bunun düzenlemeleri, eğer özel hasta bakma hakkı hastanelerde kullanılacaksa hastanelerde düzenleme yapılmalı. Hekimlerin mesai saati dışında meslekten men edilmesi, atıl vaziyette durması yanlış. Ülkede yeterli sayıda hekim yok. Hekimleri evde oturtma lüksümüz yok. Bu konuyla ilgili de düzenleme yapılmalı.”
“HEKİMLERİN AYRI BİR YASASI OLMASI ELZEM”
Hekimlerin ayrı bir yasası olması gerektiğini vurgulayan, “Bu elzem” diyen Arifoğlu, “Hekimleri kamu görevlileri ile aynı yasa kapsamında çalıştırmak mantıksız. Bu durum sorunlara neden oluyor” ifadelerini kullandı. Kenan Arifoğlu, Hekimler Yasası için Meclis’e çağrı yaptı.
Genel Sağlık Sigortasının oluşturulması gerektiğine dikkat çeken Arifoğlu, Hasta Hakları Yasası’na ve Döner Sermaye Yasası’na ivedilik kazandırılmasını istedi.
Kredilendirme Tüzüğü’nün hekimleri eğitim anlamında değerlendirmek üzere uzun yıllar önce hazırlandığını ve geçtiğini anımsatan Kenan Arifoğlu, kamudaki sınav tüzüğü ile uyumsuzluk nedeniyle bu tüzüğün uygulanamadığını belirtti, Kredilendirme ve Sınav Tüzüğü ile ilgili gereğinin yapılmasını istedi.
Yurt içi sevklerin düzenlenmesini de isteyen Arifoğlu, kimin ne zaman nereye sevk edileceği konusunda ciddi sorunlar olduğunu anlattı, “Geçmiş yıllarda, hastane yapabileceğimiz meblağları, sevklere harcadık. Eskiden burada yapılamayacak işlemler için sevk yapıyorduk. Şimdi en büyük kriter, ‘hastanede yer yok’ ” dedi.
Yeni hastanelerin ülkenin öz kaynaklarıyla yapılması gerektiğini de vurgulayan Kenan Arifoğlu, gerekli düzenlemelerle bunun başarılabileceğini söyledi.
Kenan Arifoğlu, talepleri aktarmaya şöyle devam etti:
“İşyeri Hekimliği Tüzüğü’nün ivedilikle geçirilmesi. Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Asgari –Azami -Tanı -Tedavi -Ameliyat Ücret tarifesi katsayısının yeniden düzenlenmesi. Ülkemize gelen öğrencilerdeki bulaşıcı hastalıkların sağlık taramalarının halk sağlığı açısından düzgün yapılması ve denetlenmesi.”
TAŞÇIOĞLU: “ÜLKENİN NÜFUSUNU BİLMEDEN SAĞLIKTA PLAN NASIL YAPACAĞIZ?”
Kıbrıs Türk Tabipleri Odası Başkanı Taşçıoğlu, geçen yıl tıp töreninde yaptığı konuşmaya işaret ederek, “47/2010 sayılı yasaya tabi hekimlerin maaşlarındaki nispi iyileştirme haricinde saptanan aksaklıkların hiç biri giderilemedi. Sağlık sisteminin ülkenin halini yansıttığı su götürmez bir gerçektir. Plansızlık ve programsızlık devam ediyor” dedi.
“Ülkenin nüfusunu bilmeden sağlıkta plan, program reorganizasyon gibi işleri nasıl yapacağız?” diye soran Mustafa Taşçıoğlu, şunları kaydetti:
“Acil servislerdeki yığılma ve sıkıntılar her zaman gündemi meşgul ederken, çözüm önerisi olarak üçüncü basamak sağlık hizmeti veren Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde öğleden sonra poliklinik yapılması çözüm olarak planlanmaktadır. Acil servislerdeki yığılmanın esas nedeni özel sektörde çalışan, çoğunluğu Türkiye kökenli olan işçilerin, kayıtsız, güvencesiz, sigortasız ve sendikasız olarak çalışmaları ve çalışırken kendileri veya yakınlarının yaşadıkları sağlık sorunları için mesai saatlerinde sağlık servislerine ulaşma şansı bulamamalarıdır. Bundan ötürü bu kişiler sağlık sorunlarının çözümü için mesailerinin bitiminde acil servislere başvurmaktadırlar.”
Geçtiğimiz yıl Sağlık Bakanlığı’ndan Kamu Sağlık Çalışanları Yasası uyarınca hekimlere kongre eğitim fonu ve veya ödeneği oluşturulmasını talep ettiklerini anımsatan Mustafa Taşçıoğlu, “Halen cevap alabilmiş değiliz. İnternet bazlı bilgi erişim sistemlerinin hekimlerin kullanımına sunulması için yoğun çaba harcadık. Maalesef Sağlık Bakanlığı’ndan bu konuda da umulan yanıt alınamadı” dedi.
Yeni hükümetten ve Sağlık Bakanından da aynı taleplerde bulunduklarını ve bunların takipçisi olacaklarını söyleyen Mustafa Taşçıoğlu, 2013’ten beri Meclis komitesinde bekleyen Çocuk İzlem Merkezi (ÇİM) yasa önerisine değindi.
Taşçıoğlu, “Bu önerinin yasalaşabilmesi için gerekli girişimlerimize devam etmekteyiz. Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nin tam zamanlı eğitim araştırma hastanesi yapılmasının planlandığı bir ortamda ne alt yapıya, ne teknik teçhizat yatırımına, ne de insan kaynaklarına yatırım yapılamamış durumdadır” dedi.
Kendi uzmanlık alanının pediatri olduğunu da anımsatan ve bu alandan bilgi veren Mustafa Taşçıoğlu, “Pediatrik onkoloji ve pediatrik hematoloji uzmanları birer tanedir. Oysa en az üç olması arzulanmaktadır. Kamu hizmetinde Pediatrik Nöroloji, Pediatrik Nefroloji, Pediatrik Enfeksiyon Hastalıkları, Pediatrik Yoğun bakım, Pediatrik Endokrin, Pediatrik Kardiyoloji uzmanlık alanlarında hiç bir uzman yoktur. Bu konuda ihtiyaç duyulan uzmanlık alanlarında uzman eğitimi için girişim de yapılmamıştır” şeklinde konuştu.
Taşçıoğlu, “Reçeteler tüzüğü, sınav tüzüğü, teşkilat yasalarının güncellenmesinde yaşanan gecikmeler sağlık hizmeti sunumunu zorlaştırmakta, meslek örgütlerinin gerekli faaliyet ve denetimleri yaparken etkisiz kalmalarına neden olmaktadır” açıklamasında da bulundu.
ÖZANT: “BU KISA SÜREDE HÜKÜMETE VEYA SAĞLIK BAKANINA ELEŞTİRİ GETİRMEYECEĞİZ…”
Kıbrıs Türk Diş Tabipleri Odası Başkanı Dr. Dt. Ahmet Özant, Sağlık Bakanı Filiz Besim’in meslek örgütlerinin her kademesinde görev yaptığını ve sorunları bildiğini belirterek, “Bazı olumlu adımların atıldığını görüyor, kendisine güveniyor, güzel şeyler yapacağını ümit ediyoruz” dedi.
Bu kısa sürede hükümete veya Sağlık Bakanına eleştiri getirmeyeceklerini de belirten Ahmet Özant,“Ancak her alanda var olan sorunlarımızın görmezden gelinmesine ya da geçici çözümlerle veya yüzeysel bir takım şeylerle günü kurtaracak veya popülist yaklaşımlarla veya sudan bahanelerle geciktirilmesine göz yumamayız. Zaten ülke olarak buna sabrımız kalmadı” dedi.
Hükümetten beklentilerin yüksek olduğunu belirten, “Verilen sözlerin yerine getirilmesi ve devlete olan güvenin yeniden kazanılması sağlanmalıdır” diyen söyleyen Ahmet Özant, Sağlık Bakanı Besim’i de ziyaret ettiklerini, çözüm isteklerini dile getirdiklerini belirtti.
Özant, “Hükümetin sağlık politikaları içinde diş sağlığı ile ilgili politikası nedir, bunu ileriki günlerde net olarak görmek istiyoruz” diyerek, şunları ekledi:
“Ağız diş sağlığı problemlerinin açığa çıkmadan önce koruyucu önlemlerle engellenmeleri, hastalıklar açığa çıktığında ise hızlıca tedavi edilmeleri gerekir. Bu her hastalık için geçerlidir. Tedavideki gecikme genel sağlığı bozarken ayrıca sağlığa ayrılan bütçenin de katlanarak artmasına neden olmaktadır.
Tüm hekimlerin, katılımını sağlayarak, koruyucu diş hekimliği hizmetlerinin halka yaygın şekilde ulaşmasını sağlayacak sağlık politikalarıyla, toplum ağız diş sağlığı verilerimizi daha yüksek seviyelere ulaştırmalıyız.”
Özel sektörde çalışan hekimlerin sayısının devlette çalışanlardan kat kat fazla olduğunu da belirten Özant, “Yaklaşık 200 diş hekimimiz vardır. Bugün kamuda 20 civarında diş hekimi görev yapıyor. Bir kısmı kadrosuzdur. 20 küsur diş hekimi ile nasıl koruyucu diş hekimliği hizmeti verecekseniz? Nasıl yeterli diş sağlığı tedavisi uygulayabileceksiniz?” diye sordu
“Devlet ve özel sektör işbirliği ile kamudaki yükü hafifletmelidir” diyen Özant, büyük paralarla açılan özel sağlık merkezlerinin sisteme entegre edilmesi, devletin sağlığa yatırım yapma ihtiyacının azaltılması gerektiğini söyledi.
“Sağlık hizmetlerini bu şekilde ülke genelinde yayarak insanlarımızın kendi bölgelerinde bu hizmetleri en kolay bir şekilde almalarını sağlamayız” diyen Ahmet Özant, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Meslek Örgütleri olarak bizler var olan sorunların çözümü ve sağlık hizmetlerinin daha iyi seviyelere getirilmesi için elimizden geleni yapmaya hazırız. Umarım bu hükümet döneminde sorunların çözümü için yan yana omuz omuza çalışır, karşı karşıya gelmeyiz. Bu ülkede artık kanunsuzluklara yolsuzluklara son verilmeli hukuk devleti olma yolunda hızla çalışmalıyız, torpile kayırmacılığa son verip şeffaflığa ve hakkaniyete dönmeliyiz, her alanda yaşanan yozlaşmaya son verilmeli, hesap sorulabilmeli, hesap verilebilmelidir. Yeniden, devleti yönetenler ve bizler, çoğunlukla göz ardı ettiğimiz değerlerimize dönmeli, erdemli ve ahlakı tam bir toplum olmalıyız.”
YÖNETİM KURULU ÜYELERİ DE SÖZ ALDI
Öte yandan, Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Genel Sekreteri Sonuç Büyük de toplantıda söz aldı.
Yönetim kurulu üyelerinden Dr. Minel Özen, Doç. Dr. Düriye Deren Oygar ve Dr. Ayşe Zeki de kısa birer konuşma yaptı.
BÜYÜK: “MESLEKSEL VE ÇEVRESEL HASTALIKLAR PANELİ YARIN”
Sonuç Büyük, yarın saat 14. 00’te Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği konferans salonunda düzenlenecek “Mesleksel ve Çevresel Hastalıklar Paneline” işaret ederek, halkı panele davet etti.
ÖZEN
Minel Özen, ise iş yerlerinde hekimler olması gerektiğini söyledi. Özen bunun için hazırladıkları tüzüğü anlatarak, 25 iş yeri hekiminin Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği tarafından sertifikalandırıldığını ancak yasal zemine henüz geçilemediğini söyledi.
Özen, yetkililerden bu konuda destek beklediklerini kaydetti.
OYGAR
Düriye Deren Oygar ise, verimli bir dönem olmasını dileyerek, hekimlerin Tıp Haftası’nı kutladı.
ZEKİ
Ayşe Zeki ise, insan hakları ve çocuk hakları sözleşmesini imzalayan bir ülke olunmasına rağmen bu alanda ciddi eksiklikler olduğunu kaydetti. Zeki, çocuk istismarı ve ihmaliyle ilgili yapılandırılmış bir sistem olmadığını kaydetti.
Ayşe Zeki, “Travmaya uğramış birçok çocuğu barındıracak yerimiz yok. Bu çocuklara acil müdahale konusunda ciddi eksiklikler var. Polis, hekim, adli tabip ve hakim tarafından sorgulandığı sırada çocukların ikincil travmaları artıyor” dedi.
Çocuk psikiyatrisi alanında yatılı bir servis olmadığını da kaydeden Zeki, “Yapılandırmış bir ruh sağlığı politikamız yok. Ruh Sağlığı Yasası eski. Yenilenmesi gerek” açıklamalarında bulundu.
Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin alt yapısı ile ilgili ciddi sıkıntılar olduğunu da kaydeden Ayşe Zeki, “Özellikle erişkin psikiyatri hekim sayısı az. Bu da ruh sağlığı alanında ciddi eksiklik” dedi.