Vakt-i zamanında İrsen Küçük Başbakan iken, dönemin TC Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan maaşını sormuştu, kameralar karşısında... İrsen Bey sıkışa çekine 7,5-8 demiş, tarihe geçmişti. O sorunun asıl hedefi, Erdoğan'ın kulağına fısıldanan 'bazı bürokratların maaşları'ydı. Türkiye'den Kıbrıslıları idare etsin diye yollanan bürokratların yazdığı raporlara göre memur ve hele üst düzey bürokratların maaşları çok yüksekti, ekonomi de bu yüzden kötüydü. O dönemde TC'nin Kıbrıs İşlerinden de Sorumlu Devlet Bakanı Cemil Çiçek ise İrsen Küçük'e "Nüfusunu bile bilmiyor" diye çıkışmıştı. Zira Küçük, bir basın toplantısında sorulan "nüfusumuz kaç" sorusuna şu manidar yanıtı vermişti: "Kalabalık!.."
* * *
Sonra bir nüfus sayımı yapıldı ama biz hala nüfusumuzu bilmiyoruz. Bilen var mı? Var tabii... Ama sadece onlar biliyor. Ne bu ülkede seçilmiş olanlar... Ne atanmış, görev yapanlar... Kimse nüfusun ayrıntılarına hâkim değil... Bunu geçen gün bir kez daha gördüm. Kamuda görev yapan bir yetkili, 'planlama' için gerekli bilgilere sahip olmadıklarından şikâyet etti. Yalan söylemiyordu. Devletin yayımladığı resmi rakamlara kimse inanmıyordu. Devletteki yönetici kadrolar bile!..
* * *
Kıbrıs'ın kuzeyinde istatistikî bütün bilgiler güven vermekten çok uzaktır. 'Kişi başına düşen milli gelir' mi dediniz? Kaç 'kelle'ye böldüğünüze göre değişir. 320 bin mi, 520 bin mi, yoksa 850 bin mi? Hangi nüfus bilgisi doğruysa, ona bölmelisiniz. Biliyorsanız bölün lütfen... Ve bize de söyleyin gerçek kişi başına milli geliri... Ve diğer bilgileri de...
* * *
Yönetmek için bilgi gerekir. Mesela yol yapacaksınız. Araba sayısı kaçtır? Bir günde o güzergâhtan kaç araç geçecek? Toplu ulaşımı kullananların sayısı nedir? Genel bir resim gerekir. Ama yetmez. Projeksiyon da lazımdır. Gelecekte kaç araba olacak? O yoldan kaç araç geçecek? Önümüzdeki 5 yılda,
10 yılda toplu taşımacılıkta neler olacak? Bunlarla ilgili veri olmaksızın ancak karanlığa kurşun sıkabilirsiniz. Elektrikte de öyle... Suda da… Kanalizasyonda da... Bilgi yoksa planlama olamaz.
* * *
Memlekette bilgisayar çok. Cep bilgisayarı dada da çok! Yazılımcısı, bilişimde uzman, akademisyen de bol... Ama 'bilgi toplumu' olmak böyle bir şey değil. Önce 'bilgi' olmalı. Bilgi 'erişilir' olmalı. Gelecek bilgiyle kurulabilir ancak. Biz tamamıyla 'gariban' durumdayız. En basit bilgiden bile mahrumuz. Sahi, bu ülkenin nüfusu kaç? Gerçek rakam ama...