Yenidüzen’de de yazmaya başlayan bu ülkenin onurlu gençlerinden Halil Karapaşaoğlu gardaccığımın affına sığınarak, ne yazdığımı ağnamagda zorlanacak değerli okuyuculara ağır bir da sorrry çekerek, böğün ben da Gıbrızlı ağzıynan yazmaya çalışacağım…
-*-*-
Başınızdan bin beytambal galsın devletinizde; oggaynan değil donoynan para gaçırırlar omurunuzda değil!
Gümrügde lüks otomobilin içinde milyonlarca isderlin bulmuşlar!
Dünya’dan daha da uzağa govcalanacayıg; Cumhurreisiniz hoppalada geziyor, zerre omuru da değil!
-*-*-
Elalemin malının üzerine on binlerinan binalar evler yapallar, gene omurunuzda değil!
Altyapısı yok, karası, denizi, havası mok içinde yüzecek, zerre dakmıyorsunuz!
-*-*-
Haaaa yapmalarına izin verirsiniz; yapın da gorkmayın arkanızdayız dersiniz; yapanlardan birini ve yakın gelecekte belki başkalarını da Urum tarafında dutallar ya da dutacaklar; yine zerre mikinize sallamazsınız!
Gezmelere, yemelere, hamasete devam!
-*-*-
Ammmma velakin, mik demişken aklıma geldi; her türlü ihale işinde ısdıroplu işler yapılır, görmemezlikten gelirsiniz!
-*-*-
Ülke çöktü; siyaset bitti; Cumhurbaşkanlığı sarayınız bile dedikoduculuk merkezine dönüşdü; herkes onları gonuşur, güler, alay da eder ama kimse “uh anam - yok da bu gaddar - ama sarayda?” dışında bir şey da demiyor!
-*-*-
İnsan gaçakcılığı aldı götürdü ortalığı; sınırınız galbura çevrildi ‘no problem’lerdesiniz!
-*-*-
Hastane okul yapamıyorsunuz; gelip gözünüzün içine dev cami dikiyorlar; sizler besmele çekmeyi bile bilmiyorsunuz ama açılışta gurdellayı en başta kesecek olanlar arasında yer alabilmek için çok sorry gardaccığım ama uzatılan her mötü öpüyor, yalıyor, yıkıyorsunuz!
-*-*-
Politikanız her aşcının duz ya da biber gaddığı datsız bir taranaya döndü; iki dane dilbandi, sizi eşşegden aşağı görüyor vallahi billahi gene omurunuz değil!
-*-*-
Ama gazeteciler veya Ali Kişmir misalinde gördüğümüz gibi; biri sizi eleştirince, ağırınıza gidiyor!
-*-*-
Gıbrızlı bu gibi durumlarda ve de şingdilig tepki vermiyor olabilir ama günü gelir, huylanır ve teper!
-*-*-
Hani inadınan dersiniz ya, “Gıbrızlı olan eşeklerdir!”
O eşek bir gün huylanacak be refikler!
Yeter gayrı!
Daha fazla huylandırmayın, dürdmeyin genni!
En çok özlediğimize düşman;
düşmanımıza da muhtaç ettiler!
Patates!
Bizimdi!
Ünlüydü!
Adı vardı; Kıbrıs Patatesi!
Rumlara kaldı!
Bizde şimdilerde çok pahalı!
-*-*-
Ne oldu patatesimize?
Hamasete takıldı!
Üretimi durdu, azaldı!
-*-*-
En büyük rakip Türkiye aslında bizi hep kandırdı; istese hepsini on dakikada satın alabilirdi; sadece hayali nutuklar atıldı, uyduruktan kelebecikler nedeniyle patatesimiz hep Mersin’e takıldı!
-*-*-
Bir tek ne yapılmadı bu durumda biliyor musunuz?
Patatesimizin ve hatta narenciyemizin Mersin’i geçememesinin sebebinin de, diğer tüm sıkıntılarımızın sorumluları olarak gösterilen “Rum - Yunan ikilisi” olduğunu yazmadılar!
En azından bunu yazmaya utandı ‘kurtarıcıya minnet ve şükran duyan yağcı cemaatimiz!’
-*-*-
Akmazsa damlar turizmimiz vardı bir zamanlar…
Her türlü ulaşım zorluğuna rağmen, 10 tane, 15 tane, 25 tane otelimize gelip yerleşen yabancılar kaliteliydi…
Para da bırakırdı!
Nüfusa da yeterliydi!
Otellerin tüm çalışanları da yerliydi!
-*-*-
Büyüyeceğiz dediler!
Kumarhaneli otelleri açtılar, sadece kumarcılar gelmeye başladı, tabii ki hoş geldiler sefalar getirdiler, casinocu mutlu falan da vergiyi düşürdüler; göstermelik olarak yani devletleri gibi ‘sözde’ bir şekilde Kıbrıslıların da güya kumarhanelere girmesini engelleyemediler…
-*-*-
Nüfus yığdılar ülkeye…
Hesabı yok!
Kimse bilmiyor veya bilenler, savaş suçu olduğundan söylemeye çekiniyor!
Ama cep telefonu sayısı 1 milyon olmuş!
Mesela!
-*-*-
Ne plan var ne program!
Ne sağlık yeterli ne eğitim!
Maşallah külliyeye ama!
-*-*-
Haaaa eğitimdeki kaliteyi de sağlıktaki hizmeti de özele devrettiler; yoksula da “okumayın ölün” dışında şans bırakmadılar!
-*-*-
“Serhat aynı konuyu 50’nci kez yazıyorsun” diyecek olanlara, “umarım ve de inşallah daha nice 50’inci kezler yazabilirim” deme noktasındayız!
Çünkü bu ülkenin demokrasi, hoşgörü, dostluk, samimiyet, saygı ve sevgi kültürünü de ortadan kaldırdılar!
Konuşanı, yazanı, beğenmedikleri bir fikir beyan edeni artık hapsetmeye hazırlanıyorlar!
-*-*-
Herkesi birbirine düşman ettiler!
UBP’de şu anda yeni bir abiden söz ediliyor…
Kimse de “bırakın biz seçtik” demiyor!
-*-*-
Alıştırdılar!
Çünkü rüşveti ya da haksız kazançları birlikte kırışıyorlar affedersiniz!
-*-*-
Ya hu, çok da uzağa gitmeye, uzun uzun yazmaya gerek yok!
1974’te en çok özlediğimize düşman ettiler!
1974’teki düşmanımıza da muhtaç ettiler!
-*-*-
Siz hala bunun adına “kurtarıldık” falan diyorsanız; artık gülmeyeceğim - çünkü acıyorum!
Neyin kurtarılmasıydı ki bu?
-*-*-
Son olarak şunu da belirtmekte fayda görüyorum!
Bu Ada kimindir?
Bu Ada’nın geleceğine kim karar vermelidir?
Cevdet Yılmaz ve Hakan Fidan mı?
Yoksa Ada’nın gerçek sahipleri mi?
Yani Cevdet Yılmaz ve Hakan Fidan giderse, Rum bizi kesecek mi?
-*-*-
Son beş cümledeki soruları şu anda sorabiliyoruz; bu nedenle kesinlikle hainiz ama sanırım yarından sonra, bu soruları değil soran, aklından geçiren de hapsedilecek!
Bilmem anlatabildim mi?
Hani inadınan dersiniz ya, “Gıbrızlı olan eşeklerdir!” … O eşek bir gün huylanacak be refikler!
Yeter gayrı!.. Daha fazla huylandırmayın, dürdmeyin genni!.. Gıbrızlı bu gibi durumlarda ve de şingdilig tepki vermiyor olabilir ama günü gelir, huylanır ve teper!