O koltuğa oturmamalıdır!

Cenk Mutluyakalı

Bir insan bir koltuğa dönüşür mü?
Ya da…

Bir koltuk, bir insanı böylesine küçültür mü?

İkisini de gördük…
İkisini de yaşadık…

Hele hele son birkaç ayda…
Hele hele son birkaç yılda…

***
Bir insanın koltuğa dönüştüğüne de tanıklık ettik, bir koltuğun bir insanı küçülttüğüne…
Bir değil binlerce insanı hatta…

Statü ya da makam saplantısı ile ahlaki değerlerin yerle bir edildiğini içimiz sızlayarak yaşadık, demokrasi ve irade gaspıyla yüzleştik.

Hazmettikçe büyüdü yokluk…
Kabullendikçe kötüye gittik…
Kendimizi çok daha değersiz hissettik, seyrettikçe…

***
O nedenle bu direniş önemlidir.
“Ayıplı” bir seçim varsa ortada…
“Hile” varsa…
Kazanmamışsa…
O koltuğa oturmamalıdır…
O koltuğa oturmasına izin verilmemelidir.

Meclis’in “sorumlu” davranması böyle olur.
Halkın çıkarları böyle korunur.
Demokrasi, hukuk ve iradeye sahip çıkarak önce…

Dağ başına dönüşür yoksa ülke…

***
Meclis’e gidiyorum ve henüz sabahın erken saatleri…

“Başkan” hevesli vekil koltuğu bekliyor.
Nöbette (!)
Hiç de umursamıyor ne kılığa girdiğini…

Ülkede ne kadar yetkin, bağımsız, etkili hukukçu varsa tümü “böyle seçim olmaz” diyor.
Meclis’in kendi hukukçuları “bu oylar geçersiz” görüşünü veriyor.
Yine de koltuğundan vazgeçmiyor.

***

Ezber bozan görüntü şu oldu.

“Ulusal” patentli vekiller sabah sabah Meclis salonuna geldiler.
Gelmezlerdi önceden…
Öğlene doğru anca çoğunluk sağlanırdı.

Bu kez geldiler…
Rüyalarında gördüler (!)

Gözaltı vardı çünkü…
“Koltuk” gözlenecekti.

***
Ayıplı ya da hileli bir seçimin ardından “kazanmamış” birini o koltuğa oturtmamak gerekiyor.
Geri adım atmamalıdır CTP!
Direnmelidir.

Bu direniş önemlidir. 
Demokrasi, hukuk, irade içindir bu direniş...
Bu direniş büyümelidir.

Öyle genellemeci dışlamalara ya da aynılaştırıcı yaklaşımlara değil demokrasi ve hukuku görmezden gelenleri ayıplamaya ihtiyaç vardır şimdi...


***
“Başbakan” da atamayla gelmişti.
Seçim kaybetmişti partisinde…
Talimatla koltuğa oturtulmuştu…

Keşke o zaman da böylesi bir direniş gösterilseydi…
O koltuğa oturmasına izin verilmeseydi keşke…

Önce UBP üyesi kabullendi bu “zoraki” kararı…
Meclis kabullendi sonra…
Gördük ne hale geldi demokrasi…

***
Bu direniş önemlidir çünkü demokrasiye, hukuka, iradeye olan ihtiyaç ekmek kadar yaşamsaldır.

UBP, DP, YDP inadından vazgeçmelidir mutlaka…
Ya yeni bir aday gösterecek ve seçecekler…
Çünkü seçmeyen yine kendileriydi…
Ya da bu utancı sürdürecekler.

Çözüm diyalogla olur, inatla değil…
Demokrasiyle olur seçim, hileyle değil…

O koltukları sevdikleri kadar bu ülkeyi ve insanını sevselerdi keşke…
Kıbrıs’ı sınırsız sevseler ve i
nsanları ayrımsız kucaklayabilselerdi.

O koltuklar kadar değerlerimizi, demokrasimizi, kendi kendimizi yönetme irademizi, nüfusumuzu, toplumsal haysiyetimizi, uluslararası topluma katılabilme kapasitemizi gözetleselerdi…
Ülkeye sahip çıksalardı koltuktan önce…